Mahir Bağış - Selahattin Sönmez / NEFES
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen birçok Hataylı hâlâ çadırlara mahkum. Aynı çadırı beş kişi paylaşmaya çalışan Samandağlı ailelerin en büyük derdi geçim sıkıntısı.
Çadırda yaşayan vatandaşlar, “Ayakta durmaya çalışıyoruz. Aradan iki yıl geçti ne değişti? Neyi düzelttiler? Bırakın konutu, konteyneri, hâlâ çadırda yaşıyoruz. Bu mu adalet?” diye isyan ediyor.
20 METREKAREDE 5 KİŞİ
Samandağ’ın Cumhuriyet Mahallesi’nde yaşayan 64 yaşındaki Kevser Çiçek ve ailesi de çadırda kalıyor. Depremden önce yaşadıkları evin 300 metrekare olduğunu söyleyen Çiçek, “Eskiden o eve dahi sığmazdık şimdi 20 metrekarelik çadırda yaşamak zorundayız. İlk günlerde bırak çadırı sera bahçelerinde yaşamak zorunda kaldık. Eskiden yardım geliyordu şimdi o da yok” sözleri ile yaşadıklarını aktardı.
![6 Şubat’ın 2. yıl dönümünde yaralar sarılamadı, dertler bitmedi: Utanç tablosu - Resim : 1](https://img.nefes.com.tr/rcman/Cw820h462q95gm/storage/files/images/2025/02/06/basliksiz-2-100-2dls.jpg)
"BANYO YOK, TUVALET YOK"
Yine Cumhuriyet Mahallesi’nde bir bahçeye kurdukları çadırda hayata tutunma mücadelesi veren 60 yaşındaki Şahap Cemaloğlu da maddi yetersizliklerden şikayet etti.
Parası olan depremzedelerin konteynere ya da eve geçtiklerini anlatan Cemaloğlu, “Paran varsa oluyor, yoksa ne yapacaksın? Bak buraya!.. Ne elektriğimiz var, ne doğru düzgün içme suyu bulabiliyoruz. 21 yaşında üniversiteye hazırlanan kızım var. Bahçede kurduğumuz bir baraka için duş almak zorunda kalıyor. Tuvaletimiz yok. okula gitmek zorunda kalıyoruz” dedi.
YARDIM DİYE 2 BATTANİYE!
Sutaşı Mahallesi’ndeki vatandaşların durumu farklı değil. Bir çadırda 5 kişi yaşamak durumunda kaldıklarını söyleyen Fehruz Reyhanoğlu, “Koca iki yıldır şu kadarcık çadırın için dönüp duruyoruz. Daha kimse de gelip sormadı ‘bir şeye ihtiyacınız var mı’ diye. Elektriğimiz yoktu, hat çektik mecburen, bin lira ceza yazdılar. Yardım istemeye gidiyoruz belediyeye, kaymakamlığa iki tane battaniye verip geri yolluyorlar. Bıktık artık” dedi.
Hataylılara “6 Şubat denilince ne hissediyorsunuz?” diye sorduk
YOKSULLUK
İnce Uzun Parmak: Dışarıda olanlar bir ekmek yesin bir ekmek depremzedeye yardım etsin. Burada insanlar çok perişan durumda. Hayat burada çok. Ulaşım çok zor. Depremden çıkar çıkmaz sırtımızı daha yatak görmedi. Çok kötü hissediyoruz kendimizi. Nasıl iyileşiriz bilemiyoruz? Herkes iyileşip evine gidebilme derdinde ama olmuyor. O yüzden aklıma sadece yokluk, yoksulluk, çaresizlik geliyor.
BÜYÜK ACI
Galip Bostancı: Aklıma büyük bir ışık, büyük bir gürültü geliyor. İki kere arka arkaya hissettik. Hatay’da tarihin en büyük felaketini yaşadık. Antakya’nın yüzde 90’nı yıkıldı. Şimdi yeniden inşa edilmeye çalışıyor. Ayağa kalkacak mıyız bilmiyorum. Kalksak ne olur onu da bilmiyorum. Yaşamaya hevesimiz kalmadı. Aklıma sadece acı geliyor… kocaman bir acı.
MEZARLIK
Emine Çayırcık: Çok basitçe söylemek istiyorum. Az önce bir yere gittim çiçek almak için. Birkaç kadın vardı. Kadınlar çiçek alıyordu, onlara ‘Şu renk güzeldir, şu renkle kombin yaparsın evinin köşesinde güzel durur diye öneride’ bulundum. ‘Mezar için alacağım’ dedi. Orada ben bittim. Her şey bitti… Bende o yüzden sadece mezar aklıma geliyor.
FELAKET
Metin Hüseyinoğlu: Aklımıza felaket geliyor. Aklımıza inim inim inleyen insanlar geliyor. Çaresiz kaldığımız anlar geliyor. Felaket üstü bir şey yaşadık. Yaşamımızın sona erdiği saatti 04.18. Ailemden 10’un üzerinde kaybım var. Bir daha o günü hatırlamak değil düşünmek dahi bizi korkutuyor. Son zamanlarda da sallanmaya devam ediyoruz. Korkularımız devam ediyor. 6 Şubat bizim için devam ediyor.
ÖLÜM
Alev Eryılmaz: Her an sallama hissiyle uyanıyoruz. Her gece telefonlarımızı şarj ediyoruz çünkü gece deprem olma korkusuyla hazır olsun istiyoruz telefonlar. Maalesef kaçış çantalarımız bile kapının önünde duruyor. Ölüm geliyor aklıma. Sadece ölüm. Bize sonsuza kadar unutturmayacak bir ölüm geliyor. Her gece yattığımızda ‘Bizi kurtarın seslerini’ duyuyoruz.
HÜZÜN
İsmail Bağcıoğlu: Aklıma ilk olarak hüzün geliyor. Ailemden 15 kişi kaybettim. Tek kelime; hüzün geliyor. İki yıl geçti aradan ama hayatımızda değişen hiçbir şey yok. Her şey daha kötüye gidiyor. Yarın sabah (bugün) mezarlıktayım. Kimseden, hayattan bir beklentimiz kalmadı ki. En yakınlarını kaybedersen, enkazın altından çıkarsan ne hissedersin ki. Yaşama ümidimiz kalmadı.
HATAYLILAR ADALET İÇİN YÜRÜDÜ
Hatay’da 6 Şubat depremlerinin ikinci yılında yurttaşlar sokaktaydı. “Sesimi duyan var mı?” diye seslenerek yürüyen Hataylılar ellerinde “Hatay bizim memleket bizim, unutmak yok affetmek yok, kayıplarımız için adalet istiyoruz” yazılı pankartlar taşıdı.