Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Paris'te düzenlenen uluslararası Yapay Zeka Eylem Zirvesi'nde 61 ülke ortak bildiriye imza attı.

Aralarında Fransa, Hindistan ve Çin’in bulunduğu bu ülkeler, 'açık, kapsayıcı ve etik' yapay zeka konusunda uzlaşmaya vardı.

Yapay zeka ve enerjiye ilişkin soruların çok taraflı olarak ilk kez ele alındığı ifade edilen bildiride, yapay zekanın iş sektörüne etkileri konusunda farkındalığın artırılması ve bu sektörün geleceğini 'olumlu' yönde etkileyen teknolojilerin teşvik edilmesi gerektiği belirtildi.

Bildiride ayrıca, yapay zeka yönetiminde koordinasyonun güçlendirilmesi ve bu teknolojinin daha erişilebilir kılınması için piyasada tekelleşmenin önüne geçilmesi gerektiğinin altı çizildi.

Yapay zekanın güvenliği ve güvenilirliğinin sağlanması için ilerleme sağlanması gerektiğine dikkat çekilen bildiride, yapay zekanın toplumlar için 'sürdürülebilir' kılınmasının öncelikli olduğu ifadeleri yer aldı.

İNGİLTERE VE ABD İMZALAMAYI REDDETTİ

Bildiriyi imzalamayı reddeden ABD, uluslararası yapay zeka iş birliğine ilgi duyduğunu ifade etti ancak aşırı düzenlemeler ve otoriter rejimlerle iş birliği konusunda uyardı.

"Amerika Birleşik Devletleri, hepinizle ortaklık kurmak istiyor" diyen ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, dünya liderleri ve teknoloji yöneticilerinden oluşan davetlilere yapay zekayı engellemek yerine teşvik etmeleri gerektiğini söyledi.

Vance, AB’nin yapay zeka düzenlemelerinin, küçük şirketler için kabul edilemez uyum maliyetlerine yol açtığını savunarak, "Tabii ki internetin güvenli bir yer olmasını sağlamak istiyoruz, ancak bir yandan bir sapıkların internette bir çocuğa zarar vermesini engellemek başka bir şey, hükümetin yanlış bilgi olduğunu düşündüğü bir görüşe erişmesini engellemek bambaşka bir şey" dedi.

ABD'NİN DERDİ RAKİPLERİ

Geçen ay Çinli startup DeepSeek, yeni açık kaynaklı yapay zeka modelini ücretsiz olarak kullanıcılara sunduğunda Nvidia hisselerinin fiyatında yüzde 17'lik bir düşüş görülmüştü.

Vance, bu ucuz seçeneklerle ortaklık yapmanın, "Ülkenizi, verilerinizi ve bilgilerinizi ele geçirmeye ve sızmaya çalışan otoriter bir efendiye zincirlemek anlamına geldiğini" söyledi.

Birleşik Krallık hükümeti, deklarasyonu imzalamamalarının nedenlerini açıklarken bildirinin küresel yönetişim gibi konularda "pratik açıklık" eksikliği gördüklerini ve bildirinin ulusal güvenlik gibi "daha zor soruları" yanıtlamaktan uzak olduğunu belirtti.