AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, 1999 senesinden bu yana İmralı'da tutuklu bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın ev hapsine çıkarılacağı ve terör suçlularını da kapsayacak bir 'genel af' getirileceği iddiasıyla ilgili konuştu.
Söz konusu tartışmalar MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan için yaptığı "Meclis kürsüsünde terör örgütünün lağvedildiğini açıklasın ve umut hakkından yararlansın" teklifi sonrası iyiden iyiye artmıştı.
Ayrıca MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da hasta tutuklular için arka arkaya "Hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa, iyileşinceye kadar infazın geri bırakılması tartışma konusu olmamalıdır" mesajını paylaşmıştı.
Geçen günlerde Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk'ten oluşan İmralı heyetini ağırlayan Güler, bugün şunları kayda geçirdi:
- "Bu olaylara şartlı, birbirine bağlantılı, 'o olmazsa hiçbir şey olmaz' gibi bir süreçle yaklaşmayı ben doğru bulmam.
- Öyle bir af gibi bir konu da gündemimizde şu anda yok. Zaten ceza infaz yasamızda bizim kendi hayati konumunu sürdüremeyecek derecede, bireysel çalışmalarını, bireysel insani davranışlarını yapamayacak derecede hasta, yatalak, bakıma muhtaç hale gelmiş mahkumların sonuçları itibarı ile belli bir yaştan sonra Cumhurbaşkanımızın zaten yetkisi içerisinde olan bazı hususlar var.
'TEDAVİ İÇİN ZATEN TAHLİYE EDİLİYORLAR'
- Bu adli adli tıp kurulu raporuna bağlandığı zaman zaten 28 Şubat paşalarında olduğu gibi belli hastalıklar noktasına zaten tahliye ediliyor ve o bakımlarının yapılması için, tedavi yapılması için zaten tahliye yapıyor, o imkan zaten var.
- Ama bunu bugünden yani sadece buna bağlayarak yürütmek ben çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Mevcut ceza infaz düzenlemesinde siz suç ayrımı yaparak bunu değerlendiremezsiniz.
- Siz kişinin işlediği suça bakarak infaz düzenlemesinin şeklini belirlemiyorsunuz.
- Terör suçlu da olsa, adi suçlu da olsa aynı ceza bu koşullar içerisinde, aynı insan hakları özelliği bağlamında sizin bunu infaz etmeniz gerekiyor, onun ayrımı yapamazsınız.
- Ama bunu getirip buna bağlamak doğru değil. Bizim daha üstte toplumsal barışı değiştirici, dönüştürücü bir duruma getirmemiz lazım.
- Sadece 'Bir kişi var, bununla ilgili bir infaz düzenlemesi yapalım, buna bağlayalım' gibi bir şey çok basit olur."
'BU BİR ÇÖZÜM SÜRECİ DEĞİL'
Güler, DEM Parti'yle görüşmelerin sürdüğünü ve bir takvim olmadığını söyleyerek şunları kayda geçirdi:
- "Dönem dönem görüşmeler yapılacak. Bunu bir takvime bağlarsak doğru olmaz. Arkadaşlar ziyaret yaptılar, Sırrı Bey ile Pervin Hanım ilk görüşmeleri yaptılar.
- Şimdi görüşlerini bizlerle paylaşıyorlar, diğer siyasi parti gruplarıyla paylaşıyorlar. Devamında da o cevaplar, beyanlar tüm herkes düşüncelerini ifade ediyor onlar iletilecek, onlar belli bir şekilde olgunlaşacak, ona göre de belli olur.
- Bunu bir takvime bağlamak doğru değil. Bu bir çözüm süreci değil, benzerliği de yok. O günün şartları, özelliği, durumu bugüne taşıdığımda hiç birbiriyle benzer durum yok.
- Bölgesel denklemlerde çok büyük kriz alanının oluşacağı, dünyanın belki birkaç yılında, farklı küresel mücadelelerin çok daha yıkıcı hale gelebileceği bir dönemden bahsediyoruz.
- Toplumsal iç barışımızı muhafaza edip, bu duruma hazırlanmak gerekiyor."