CHP'nin bugün TBMM Genel Kurulu'nda vatandaşların sahte alkole yönelme sebepleri, alkole getirilen vergilendirme politikalarının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla verdiği araştırma önergesi AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, üzerinde "54 bin 780 ölüm, sıfır istifa" yazan ve Türkiye'de yakın zamanda meydana gelmiş çeşitli faciaların fotoğraflarının yer aldığı bir pankartla kürsüye geldi.

"UCUZ ÖLÜMLERDE DÜNYA LİDERİYİZ"

Ağbaba'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

- "Ülkemiz, başka ülkelerde olmayan ölümlerin ülkesi, ucuz ölümler ülkesi. Bizdeki ölümleri dünyanın hiçbir ülkesinde göremezsiniz. Kış olur, soba gazından insanlarımız ölür. Bahar olur, mantar zehirlenmesinden insanlarımız ölür. Yaz olur, boğularak ölürüz. Yağmur yağar, minibüslerin ve evin içinde boğularak ölürüz. Kısaca, yoksulluktan ölürüz. İnsanlar yoksulluktan, çaresizlikten ölmeye devam ediyor. Tatile gidersiniz, yanarak ölürsünüz. Bu kadar ölümün olduğu ülkede sorumluluk alan olur mu, bir kişi istifa eder mi? ‘Dünya lideriyiz’ diyorsunuz ya, ucuz ölümlerde, utanmazlıkta dünya lideriyiz.

"108 KİŞİ ÖLDÜ, BİR TANE SORUMLULUK ALAN YOK"

- Son iki haftada sahte alkolden 108 kişi ölmüş, bir tane sorumluluk alan kimse yok. Bizi kıyasladığınız bazı ülkeler var ya, bunu başka ülkelerde göremezsiniz. Hans’ın ve Maya’nın canı Hasan ve Meryem’den daha kıymetli. Çünkü o ülkeyi yöneten sorumluluk sahibi insanlar var. Bu dünyanın herhangi bir ülkesinde olsa bakan istifa eder, hükümet düşer. Bizim canımız, elin ülkesindeki canlardan maalesef daha ucuz. Memlekette 108 kişi ölmüş; başka ülkeler savaşa girse bu kadar insan ölmez, Japonya’da deprem olsa bu kadar insan ölmez ama bizim ülkemizde son iki haftada maalesef sorumsuzlukların yüzünden 108 kişi ölmüş durumda. Bu ölümler maalesef bu yıla mahsus değil. Burasını adeta dingonun ahırına çevirdiniz, bir tedbir alan yok. İlk toplu ölüme 2015’te İstanbul’da rastlamıştık. Ondan beri her yıl yaklaşık 500 kişi ölmeye devam ediyor. İnsan bir tedbir alır. Bu ölümlere sebep olanlar en ağır şekilde cinayetten cezalandırılmalı. Bu insanların katilleri belli. Maalesef ülkenin her yerinde suç örgütleri var, burada da sayenizde bir suç örgütü oluşmuş durumda.

"MEMLEKETİ ALKOLİK YAPTINIZ"

- Bir şişe rakının içinde yüzde 45 alkol, yüzde 70 vergi var. Gelişmiş ülkelerde vergi, alkolizmle mücadele etmek için alınır. Bizde bütçe açığını kapatmak için. AKP iktidara geldiğinde, 2005’ten sonra Türkiye’de 776 bin litre viski içilirken şu anda 28 milyon litre viski içiliyor. Çin ve Hindistan’dan sonra üçüncü viski içen ülkeyiz. Nüfusa baktığımızda dünyada en çok viski içen ülkeyiz. Muhafazakar iktidarın Türkiye’yi getirdiği duruma bakın, memleketi alkolik yaptınız. İthal içkilerde patlama olurken yerli içkilerde üretim düşüyor. O kadar çok vergi alınıyor ki 4 bardak rakının birini vatandaş içiyor, üçünü devlet içiyor. 20 dal sigaranın 16’sını devlet, dördünü vatandaş içiyor. Her evde bir kimyager yarattınız. Devlet, bu insanları öldüren alçaklarla mücadele etmelidir. Katiller bellidir, azmettiricisi de bellidir. Azmettiricisi de bu ülkeyi yöneten AKP iktidarıdır.”

"VERGİLERİ ARTIRDIĞINIZDA BİR AY İÇERİSİNDE 100'DEN FAZLA ÖLÜMLE KARŞILAŞIRSINIZ"

Alkole getirilen vergilerin adaletsiz olduğunu belirten Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen, öneri üzerine şunları söyledi:

“Alkolle mücadelenin yolu vergileri artırmak mıdır? Sayın Cumhurbaşkanı’nın birçok kez yerlilik ve millilik, muhafazakarlık, dindar nesil gibi vurguları nedeniyle alkol üzerindeki vergi oranının Türkiye’nin genel vergilendirme oranının çok üzerinde olması, Avrupa’daki örneklerine göre çok çok daha yüksek olması nedeniyle bunun bir alkolle mücadele aracı olarak kullanıldığı ifade ediliyor. Alkolle mücadele verebilirsiniz, alkol tüketimini keyfi olarak yapanlar gibi bir bağımlılığın pençesine düştüğü için yapanlar ve devlet tarafından destek alması gereken insanlarımız da var ama sonuçta siz vergileri artırdığınızda, artırdıktan sonra da metanol ve etil alkol gibi sahte içki üretiminin en büyük iki kimyasal sağlayıcısının denetimini yapmadığınızda bir ay içerisinde 100’den fazla ölümle karşılaşırsınız. Devletin dini olmaz, devletin dini adalettir. Devlet, bütün vatandaşlarının her türlü sorunuyla; din, dil, ırk vs. hiçbir ayrımcı yaklaşıma saplanmadan mücadele etmek ve vatandaşlarının sağlığını korumak zorundadır.”

"AFET OLMA YOLUNDA ADAY"

Sahte içki sorununun insan kaynaklı bir afet olmaya aday olduğuna dikkat çeken İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı da hiçbir ülkenin vatandaşını alkolden korumak için yüksek vergi politikası uygulamadığını ifade ederek şöyle konuştu:

- “İki hafta önce bu ülkede 48 saat içinde 23 insan, sahte kaçak içki yüzünden öldü. Bir toplum, bu nevi bir bilançoyu ya bir terör saldırısı sonrası önünde bulur, ya Kartalkaya’da yaşadığımız gibi ihmale dayalı facialar sonrası önünde bulur, ya deprem gibi oluşu doğal ama sonucu yine ihmale dayalı bir afet sonrası bulur. Sahte içki meselesi de son derece iki yüzlü bir şekilde yok saymaya devam edersek insan kaynaklı bir afet olmaya adaydır. 2024 ölümleri ortada, sadece İstanbul’da 110 zehirlenme var, 48’i ölmüş. 2024 yılında tam 302 ton sahte içki yakalandı bu ülkede.

- Dünyanın hemen her yerinde alkol vergilendirilmiştir ama dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke, vatandaşlarını alkolün zararlı etkilerinden korumak bahanesiyle bindirdiği fahiş vergilerle sahte alkolün pençesine itmemiştir. Öldüre öldüre mi ikna edeceğiz bunun zararlı olduğuna? Sahte içkinin bu kadar kolay üretilebilir, satılabilir ve ulaşılabilir olması bir halk sağlığı sorunudur."