Babacan: İktidarda barış için kararlılık görmüyoruz

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEM Parti ile görüşmesinin ardından “Barış için kararlılık lazım. Bu kararlılık acaba gerçekten iktidarda var mı? İktidarın her iki ortağında var mı? Bunu da görebilmiş değiliz” dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı ziyaret etti.

DEVA Partisi’nin genel merkezinde yapılan ve yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada, Bakırhan çok önemli bir tartışma yürüttüklerini belirterek “Sayın Babacan ve ekibinin bu konuda geçmişten kalan tecrübelerinden de yaralandık. Önemli bir süreçten geçiyoruz. Süreci doğru anlamak, doğru tartışmak çok önemlidir” dedi.

BAKIRHAN: BU ÇAĞRI KİME YAPILMIŞSA...

Terör örgütü PKK elebaşı Öcalan’ın çağrısının önemsediklerini söyleyen Bakırhan, “Bu çağrı kime yapılmışsa gereklerini layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha buradan belirtmek istiyoruz. Çağrı çağrı olmaktan çıkmalı, çağrı artık somut bir adıma ve üretime dönmelidir. Bunun için bu çağrının toplum tarafından sahiplenmesi gerekiyor. Sadece iktidarların insiyatifine kalan ve sürece yayılan bu çağrılar geçmişte de yapıldı. Biz bunu 'zaman uzayınca entübe olur' dedik. Bunu uzatılmadan artık kime ne düşüyorsa gereklerini yerine getirmesinin çağrısını yapıyoruz” diye konuştu.

SURİYE'DEKİ GELİŞMELER

Suriye’deki olaylara da değinen Bakırhan, Suriye’nin demokratik bir cumhuriyet olması gerektiğine dikkat çekerek “Suriye'de Alevilerin ne amaçla, ne biçimde olursa olsun katledilmesini kınıyoruz” ifadesini kullandı ve şunları kaydetti:

“Suriye 100 yıldır halklara, farklı inançlara yaşatılan o tekçi mantığın yaşattığı acılardan arınmalıdır. Kürt'ü, Alevi'yi, Dürzi'yi, Hristiyan'ı ve orada yaşayan bütün halkları ve inançları demokratik bir zeminde bir arada tutacak rejim bir karaktere dönüşmelidir. Suriye'de Alevilerin ne amaçla, ne biçimde olursa olsun katledilmesini kınıyoruz. Bu doğru değil. Rejim bunun önlemini almalıdır. Çağrılarıyla, pratiğiyle, attığı adımlarla kapsayıcı davranmalıdır. Tekçi dar, mantıkla yaklaşılan süreçler sabote de edilir. Tekçi yaklaşımlar dışarıdan müdahaleleri de yeniden Suriye'nin bir çatışma odağına girmesini de oluşturabilir. Dolayısıyla Suriye'de, Türkiye'de, dünyanın neresinde olursa olsun dışarıdaki müdahalelere kapalı olmanın tek yolu var, demokratik, kapsayıcı olmak, farklılıklar kabul etmek.”

BABACAN: İHTİYATLI BİR İYİMSERLİKLE İZLİYORUZ

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan yapılan görüşmenin “verimli” geçtiğini belirterek “Sayın Bahçeli’nin başlattığı süreçten bugüne kadar meydana gelen gelişmeleri masaya yatırdık” dedi.

Türkiye’de devam etmekte olan barış süreci, silahların bırakılması terörsüz bir Türkiye hedefinin kıymetli olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi:

“Evet zordur, kimse bu çözümü size altın tepsiyle sunmaz. İlmek ilmek örmeyi gerektiren bir süreçtir. Ama biz DEVA Partisi olarak yüzde 5 bir ihtimal bile olsa gider, destekleriz demiştik. Aynı noktada duruyoruz. Barış önemli ama barış için öncelikle bir yol haritası lazım. Bu yol haritasını henüz görebilmiş değiliz. Barış için kararlılık lazım. Bu kararlılık acaba gerçekten iktidarda var mı? İktidarın her iki ortağında var mı? Bunu da görebilmiş değiliz. Siyasi irade şarttır bu çözüm için falan Sayın Erdoğan’ın bu konuda tam olarak nerede durduğunu görmüyoruz, sağlam bir siyasi irade ortaya koyduğuna da bugüne kadar şahit olamadık. Kararlılık, yol haritası, siyasi irade olmayınca da biz bu süreci başta da ifade ettiğimiz gibi ihtiyatlı bir iyimserlikle izliyoruz. Gerçekten terörün sona ermesi önemlidir ancak terör herhangi bir ülkenin kendi hudutları arasında halledilebilecek bir konu da değildir.”

"SURİYE İLE BİR MEKTUP TRAFİĞİNİN OLDUĞUNU ANLIYORUZ"

Terörün sınırları aşan boyutları da olduğuna dikkat çeken Babacan, “Burada kuşkusuz Irak’taki yapılanmayla bir trafik var, Suriye ile bir mektup trafiğinin olduğunu anlıyoruz. Ancak önümüzdeki haftalarda, aylarda bu süreçle ilgili önemli bir risk kaynağı Suriye’dir. Suriye’de PYD-YPG ile Şam yönetimi arasındaki görüşmelerin nasıl evrileceği, görüşmelerin hangi istikamette bundan sonra ilerleyeceğini görmemiz gerekiyor” dedi.

İSRAİL KONUSU

Babacan, Suriye’de bazı ülkelerin kendi çıkarlarını destekleyecek tutumu ve adımı olabildiğine değinerek “Bundan sonra da olabilir. Burada özellikle bugünkü İsrail Hükümeti’nin ne yapıp ne yapmadığına çok dikkat etmek gerekiyor. Suriye’nin gerçekten istikrarlı, sağlam bir demokrasi ile yönetilmesi, halkın iradesine dayanan bir yönetim sisteminin kurulmasını bugünkü İsrail Hükümeti ister mi biz çok emin değiliz. O yüzden daha önce de söyledim şimdi tekrar ediyorum. Biz bu coğrafyada bin yıldır beraber yaşayan halklarız. Bundan sonra da binlerce yıl huzur ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Başka ülkelerin bu süreçlere müdahelesi, hele hele okyanus ötesinden gelip de sadece ve sadece kendi çıkarlarını gözeten ülkelerin de bu süreci olumsuz etkilemesine izin vermememiz gerekir diyoruz” diye konuştu.

"ŞAM'IN DESTEKLENMESİ GEREKİYOR"

Suriye’nin çok hassas bir dönemden geçtiğini söyleyen Babacan, şöyle konuştu:

“Bu son 3-4 gündür Lazkiye ve çevresinde başlayanlar bizi son derece kaygılandırdı ve çok üzdü. Şu andaki Şam yönetiminin Suriye genelindeki kontrolü sağlamasıyla ilgili uluslararası toplumun yardımcı olması gerekiyor. Şam yönetiminin iç güvenliği ve dış güvenliğini sağlaması konusunda yine desteklenmesi gerekiyor. Ama Şam yönetiminin de çok kucaklayıcı bir yaklaşımla Suriye'de yaşayan bütün topluluklarının, halklarının eşit vatandaş olarak yönetimde söz sahibi olduğu, temel hak ve özgürlüklerinin korunduğu, hele hele belki de en önemlisi can güvenliğinin korunduğu bir yönetim modelinde Suriye’de hızla oluşturması gerekiyor. Bir yandan dışardan destekli dış kaynaklı Şam yönetimini olumsuz etkilemeye çalışan girişimler oluyor, bundan sonra olacaktır da. Onları engellemek için her türlü gayreti ortaya koymak gerekiyor. Ama Şam yönetiminden de uluslararası toplumun da beklediği gibi Suriye halkının da beklediği gibi kuşatıcı, kapsayıcı ve herkesin söz sahibi olduğu, herkesin sözünü duyurduğu demokratik bir sistemi kurabilmesi için; eşit vatandaşlık sistemine göre kurabilmesi için de gayret göstermesi gerekiyor.

Arap, Kürt, Türkmen demeden; Sünni, Alevi, Hristiyan, Dürzi demeden herkes eşit vatandaş ve herkesin can güvenliği bundan sonra Şam yönetimine emanettir. Bu emanetin gereğini yerine getirecek bir yönetim çabasını ortaya koyma çabası vardır ama o çaba da bundan sonra uluslararası toplum tarafından desteklenmelidir. Suriye’deki iç gelişmeler sadece Suriye’nin meselesi değildir. Bizim bütün yakın coğrafyamızın güvenliği, istikrarı, huzuru ve barışı ile ilgilidir. Dolayısıyla Suriye’deki iç istikrarın ve barışın da biran önce sağlanması, halkı için güvenliğini sağlamış bir Suriye’nin oluşması bizim en önemli arzularımızdan biridir.”

Ali Babacan DEVA Partisi Tuncer Bakırhan PKK Abdullah Öcalan
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber