Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler tutuklandı
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, hakkındaki soruşturma kapsamında sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, 27 Şubat 04.00 sıralarında evi basılarak gözaltına alınmıştı. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "ihaleye fesat karıştırmak" suçundan başlattığı soruşturma kapsamında Köseler dışında, 5 belediye yetkilisi ile ihale yüklenicisi ya da teklif sahibi 15 firma yetkilisi gözaltına alınmıştı.
Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulan Köseler ve 20 kişi, bu sabah saatlerinde sağlık kontrolünden sonra Beykoz Adliyesi'ne sevk edildi.
Öğle saatlerinde savcılık ifadeleri tamamlanan 65 yaşındaki Köseler ve 17 kişi tutuklama istemiyle Beykoz Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edildi. 3 kişi savcılıktan serbest bırakıldı.
GECE YARISI TUTUKLAMA KARARI
Gece yarısı kararını açıklayan Sulh Ceza Hakimliği ise Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu 13 kişi hakkında tutuklama kararı verdi. 5 kişi ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan Köseler'in savcılıkta verdiği ifadeye ulaşıldı.
Köseler, gözaltına alındıktan 4 gün sonra sevk edildiği savcılıkta verdiği ifadede, Beykoz Belediyesi’nde ihalelere katılan firmaların temsilcileri ile hiçbir şekilde odasında ya da bir başka yerde görüşmediğini, fiyat alışverişinde bulunmadığını, yönlendirmesinin olmadığını ve talimat vermediğini belirterek, şunları söyledi:
- Belediye bünyesi 25 müdürlük iken 31 müdürlüğe çıktı. Çalışan sayısı 2 bin 300 civarındadır. Benim süreçlere ne müdahalem ne de şirketlerle bir temasım söz konusudur. İş yoğunluğu ve hayatın akışında benim ihale süreçleri ile ilgili bir bilgi sahibi olmam da söz konusu değildir. Örneğin İşletme ve İştiraklar Müdürlüğü bünyesinde günde 8 bin bardak çorba ve bin 600 kişiye yemek dağıtılmaktadır. Bu müdürlük kurulana kadar İş ve İşlemler Destek Hizmetleri bünyesinde eski dönemden çalışan bir personel eliyle yürütüldü.
- Benim bu kadar yoğun müdürlük ve personel sayısında yapılan iş ve işlemlerin ne şekilde olduğunu bilebilmem söz konusu değildir. Bana ifade ettiğiniz şekilde ihale şartnamesi oluşması sürecine bile dahlim yoktur. Ne kadar hukuksuzluk varsa hiç kuşkusuz araştırılması gereken konulardır. Ancak ben bu konuların hiçbirinin tarafı değilim. Ben yinelemek isterim ki hiçbir firma temsilcisini odama kabul etmediğim gibi hiçbir personele, bir firmayla ilgili talimat ve yönlendirme yapmadım.
- Veli Gümüş’ün (özel kalem müdürü) ihale süreçlerine müdahil olduğuna dair bana ulaşan bir serzeniş olmadı. Onun eylem ve işlemlerini her zaman takip etmem mümkün değildir. Yapı çok geniş olduğu için hiç haberim olmadığı halde başka müdürlerle ilgili olarak sanki herhangi bir konuda ben talimat vermişim gibi konuşmalar belediye içerisinde geçmektedir. Ancak ben bu tip şeyleri daha sonradan duymuşumdur.
"TANIKLARIN KİMLİKLERİNİ BİLMİYORUZ"
Köseler'in avukatı İsmail Emre Telci, şu savunmayı yaptı:
- Sayın Başkan'ın ihale konusunda bir yetki devri vardır. İhaleye çıkanlar ihaleyi iptal etme hak ve yetkisine sahiptir. Dolayısıyla belediye başkanının ita amiri olarak bütün bu süreçleri takip etmesi mümkün değildir. Başkan ana talimatı verir. Örneğin 3 bin kişilik günlük iftar programı yapılacak der. İlgili müdürlük bu konuda alım sürecini yürütür.
- Başkan da sonuçla ilgilenir. Bu süreçlerin nasıl gerçekleştiği konusunda başkanın bilgisi yoktur. Ayrıca ilgilenmek zorunda da değildir. Eğer burada bir kamu zararı oluştuysa Sayıştay denetçisi denetleyebilir, Teftiş Kurulu denetleyebilir. Kamu zararı tespit edilirse başkan gereğini yapar.
-4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Kanunu, bir belediye başkanının nasıl sorgulanacağı hususunu da düzenlemektedir. Örgüt ve ihaleye fesat karıştırma suçlarıyla bu sürecin bypass edildiğini düşünüyoruz. Öncelikle 4483 Sayılı Kanun çerçevesinde doğrudan teminlerde kamu zararı ne şekilde oluşmuştur öncelikle belirlenmesi gerekir.
- Sonrasında diğer işlemlerin takibi gerekir. Bu hususlara da itiraz ediyoruz. Ayrıca emniyette tanıkların kimliklerini bilmiyoruz. Bir husumetleri olup olmadığını bilmiyoruz buna da itiraz ediyoruz. Acil durumlarda özellikle gıda ve tüketim malzemesi alındı. Sorumlusu kimse hesabını versin ancak belediye başkanının sorumluluğu yoktur. Derhal serbest bırakılmalıdır.
"İHALELERDE ONAY YETKİSİ YOK"
Avukat Çiğdem Kezer ise beyanında, ihalelerle ilgili iddialara konu firmalar hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirterek, "Tanık kimliklerini bilmediğimiz için de ayrıntılı ifade veremiyoruz. Hiçbir belediyede, belediye başkanlarının ihale süreçlerini yönetme ve onaylama gibi görev ve yetkisi bulunmamaktadır. Herhangi bir ihale firmasıyla başkanın bir araya geldiğine, iletişim kurduğuna dair HTS kaydı ya da tape kaydı yoktur. Sadece tanık beyanı vardır. Tanık beyanı esas alınarak süreç bu aşamaya gelmiştir" ifadelerini kullandı.
SAVCILIĞIN SEVK YAZISI ORTAYA ÇIKTI
Savcılığın Köseler'e tutuklama talebiyle hakimliğe yazdığı sevk yazısında, Beykoz Belediye Başkanlığı bünyesindeki farklı müdürlüklerin yaptığı birçok mal ve hizmet alımında, birbiriyle irtibatlı aynı firmalardan dönüşümlü tekliflerin alındığı belirtilerek, ihale usulüne etki etmek amacıyla, belirli yasal sınırların altında kalmak için konusu aynı olan işlerin bölünüp, yakın tarihlerde aynı yüklenicilere ihale edildiği, benzer firmalardan yan teklif alındığı, bazı ihale yüklenicisi, firma ve teklif veren diğer firmalar arasında adres ve ortaklık düzeyinde organik bağ olduğu kaydedildi.
Yazıda, ihale yüklenicisi firmanın ihalenin yaklaşık maliyetini belediye idaresinden önceden öğrendiği ifade edilerek, ihalelerde açıklık, eşit muamele, rekabet, doğruluk ve gizlilik ilkelerine aykırılık oluşturan bu türlü durumların, ihaleye katılımın en üst düzeyde gerçekleşmesini ve ihalenin kamu menfaati için en uygun koşullarda yapılmasını engellediği aktarıldı.
Belediye başkanının ise ihale sürecinde bilgi, talimat, gözetim, önleme ve denetim sorumluluğu olduğu ileri sürüldü.
ANKA-AA