Borsada düşüş sürecek mi?
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından borsada başlayan sert düşüş sürüyor. Analistler siyasi belirsizlik ve yabancı çıkışına dikkat çekerken bankacılık hisseleri de Merkez Bankası’nın adımlarıyla baskı altında. Peki düşüş önümüzdeki dönemde de sürecek mi? İşte uzmanların analizleri...
Serkan ÜSTÜN / Nefes.com.tr
Borsada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan sert düşüş bugün de devam ediyor.
Borsa İstanbul BIST 100 Endeksi 9 bin puan yakınlarında seyrederken endekste son 1 haftalık kayıp yüzde 15’i aştı. Operasyonun başladığı günden bu yana ise endeksteki düşüş yüzde 16’yı aşmış durumda.
Bugünün ilk yarısında BIST 100 endeksine dahil hisselerden 1'i yükselirken, 99'u değer kaybetti. Açılışın ardından sert hareketlerin görüldüğü hisse piyasasında devre kesiciler iki kere çalıştı.
2008 KRİZİNDEN BU YANA İLK OLACAK
BIST 100 Endeksi eğer bu seviyelerden kapanırsa Ekim 2008'den bu yana en kötü haftalık performansı kaydetmiş olacak.
Öte yandan Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primleri (CDS) dünkü kapanışa kıyasla 9 baz puan artışla 313 baz puana çıktı.
Nefes.com.tr’ye konuşan analistlere göre, risklerin artması yabancının TL varlıklardan hızla kaçınmasına neden olurken piyasadaki hareketler yerli yatırımcıyı da terste bıraktı.
Ayrıca banka hisseleri Merkez Bankası'nın son sıkılaştırma adımları sonrası endeks genelinden daha hızlı seviyede düştü. Bankacılık endeksi 14 Mart'ta gördüğü zirveye göre yüzde 26 değer kaybetmiş durumda.
Öte yandan siyasi gerilimler nedeniyle borsadaki düşüşün normal olduğunu belirten Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakkı Öztürk, BIST 100 endeksinde 8 bin 500 seviyelerinin kritik olduğuna dikkat çekti.
YABANCI SATIŞTA
Düşüşteki temel sebebin siyasi belirsizlikler olduğunu söyleyen Öztürk, Türkiye’nin CDS'lerinin operasyonun yapıldığı günden bu yana 75 baz puan yükseldiğini hatırlattı.
Yabancının Türk varlıklarında pozisyon kapattığını söyleyen Öztürk, "Yabancı ürktü çünkü siyasi belirsizlikler arttı” dedi.
Öztürk şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye kur garantisi vermedi ama yıl sonu dolar/TL için 42-43 seviyesinde tahminler vardı. Kur ve enflasyon tahminleri bozuldu. Yerlinin işin içine girmesi ile kurun daha da yükselmesi riski bulunuyor. Bu da carry-trade yapan yabancının zarar etmesi anlamına gelecek.
Yabancının daha çok tahvilde pozisyonu vardı. Aynı zamanda yılbaşından bu yana hisse senetlerinde 1 milyar dolara yakın nette alımları vardı. Onun bir bölümü iki üç gün içerisinde satmışlardır.”
‘DÜŞÜŞ NORMAL’
Hissede sadece yabancının değil Türk yatırımcının da satışta olduğunu söyleyen Öztürk, “Türk yatırımcılar piyasa çok kötü gidince vadeli piyasalarda terste yakalandı. Dolayısıyla teminat tamamlanmaları geldi. Kredi ile alım yapanlar pozisyonlarını kapattı” diyerek borsadaki düşüşün bu dönemde normal olduğunu söyledi.
"Merkez Bankası ne kadar doğru işler yapsa da yatırımcıların kulaklarına kar suyu kaçtı” diyen Öztürk, “Türkiye’de uzun zamandır uzun vadeli yatırımcı gelmiyordu. Kısa vadeli yatırımcılar vardı. Rasyonel politikalar sonrası 20-25 milyar dolarlık yatırımın önemli bir kısmı geri çıktı” değerlendirmesinde bulundu.
MERKEZ BANKASI’NIN HAMLESİ BANKALARI VURDU
Öte yandan Öztürk, Merkez Bankası’nın son sıkılaştırma hamlesinin de bankacılık hisselerine zarar verdiğini şu sözlerle ifade etti:
“Faiz indirim süreci bankaları çok destekliyordu. Merkez Bankası dün aldığı kararla gecelik borç verme faizini yükseltti ve bir haftalık repo ihalelerine ara vereceğini duyurdu. Nisan ayında belki pas geçecek, belki politika faizinde artırım da olabilir. Bu da borsayı temel olarak etkiliyor.
Borsada son 1 haftada faiz indirim sürecinin devamı bekleniyordu. Bu da şirketlerin borçlanma maliyetlerinin düşmesi ve sermaye maliyetlerinin azalması, yani şirketlerin değerlerinin artması anlamına gelecekti. Sabit getiride olan yatırımcının da borsaya dönmesi bekleniyordu. Bu denklemler de ortadan kalktı. Faiz indirimlerinden etkilenecek olan bankalardı. O yüzden bankacılık sektörü normal endekse göre daha fazla satış yiyor”
Trive Menkul Değerler'de Hazine Direktörü olan Yusuf Doğan da Reuters’a yaptığı değerlendirmede Merkez Bankası’nın olağan dışı toplantısında gecelik faiz yüzde 46'ya çıkarıldığını, bunun bankaların fonlama maliyetini artıracağını söyledi.
Doğan, "Bu durum kredi faizlerini yükseltip kredi hacmini daraltarak bankaların kârlılığını ve net faiz marjlarını olumsuz etkileyebilir. Sonuç olarak, banka hisselerinde kısa vadeli satış baskısı artabilir; toparlanma, enflasyon ve TCMB politikasına bağlı olacaktır" dedi.
‘BU SEVİYELER KRİTİK’
Borsada hangi seviyelere kadar düşüşün gerçekleşebileceğine ilişkin soruyu yanıtlayan Hakkı Öztürk ise, BIST 100 endeksinin 8 bin 500’lere kadar düşmesinin mümkün olduğunu belirterek, “Bu tip ortamlarda teknik konuşmanın çok fazla anlamı yok. Belirli önemler de açıklanabilir. Ya da Varlık Fonu devreye girebilir. Ancak 8 bin 500’lere kadar bir yol görünüyor. Bu seviyelerde bir tepki gelebilir. Ancak bu seviyeler kırılırsa tehlike büyür” dedi.
Öztürk, “Endeks 200 günlük ortalama olan 9 bin 700’lü seviyenin altında kaldığı sürece her zaman 8 bin 500 seviyeleri masada” diye konuştu.