Dervişoğlu'ndan sert tepki: Artık yolun sonuna kadar yollarımız ayrılmıştır
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Kurucu önderlik’ söylemine tepki göstererek, “Bakın bu zamana kadar birtakım hassasiyetleri, manevi bağları nazarı itibara alarak oldukça önemli bir dil kullanmaya gayret sarf ediyorum ama bu konuda gördüm ve anladım ki artık bazılarıyla aramızda fikri bir ayrılık oluşmuş ve artık yolun sonuna kadar da yollarımız ayrılmıştır. Herkes bunu böyle bilsin” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Adana Gülyalı Semt Pazarı’nda yaklaşık bin beş yüz kişiyle birlikte iftarını açtı. Dervişoğlu, iftarın ardından gündeme dair açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu’nun gündeminde Suriye’de yaşananlar, İYİ Partinin Meclis’e sunduğu ‘Refah Paketi’, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Kurucu Önder’ açıklamaları, diploma tartışmaları ve Türkiye Diyanet Vakfı 8. Uluslararası İyilik Ödülleri töreni vardı.
"UMARIM İKTİDAR KANUN TEKLİFİMİZİ DESTEKLER"
Konuşmasına sağlık çalışanlarının 14 Tıp Bayramını kutlayarak başlayan Dervişoğlu, İYİ Parti’nin TBMM’ye sunduğu ve ‘Refah Paketi’ adını verdiği kanun teklifine ilişkin şunları söyledi:
* "Türkiye'nin bütün problemleriyle alakalı olarak çözüm önerilerimize kamuoyuna paylaşıyoruz. Sadece problemleri tespit etmekle yetinmiyoruz, problemlerin çözümü noktasında da gayret sarf ediyor ve projeler üretiyoruz. Ürettiğimiz projelerden birini bu hafta kamuoyunda paylaştık. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapmış olduğum grup toplantısında milletvekili arkadaşlarımızın ekonomiden sorumlu başkanlığımızla müştereken gerçekleştirdiği adına ‘Refah Paketi’ dediğimiz kanun teklifini Türkiye'nin Millet Meclisi'ne sunduk. İktidar ne yapacak göreceğiz.
* Bugün karşı karşıya bulunduğumuz en önemli problemlerden birisi olan emekli aylıkları, asgari ücretten be memur maaşlarıyla alakalı olarak çözüm önerilerimizi onlara sunduk. Diler ve umarım ki bizim çerçevesini belirlediğimiz problemlere sunduğumuz çözüm önerilerini azami dikkate alarak kanun teklifimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne desteklerler. Aslına bakarsanız hiç ummuyorum bunlardan böyle bir davranışı ama bir temenni olarak da ifade ediyorum” dedi.
"SURİYE’DE YÜREĞİMİZİ KANATAN KATLİAMLAR VAR"
Dervişoğlu sözlerine şöyle devam etti:
* "Suriye'de yaşanan birtakım olaylar var. Bu olayların içerisinde yüreğimiz kanatan katliamlar var. Onların Nusayri dedikleri bizim Alevi diye tanımladığımız kesimleri yöneltilmiş birtakım salgıdırlar var. Bu saldırıları doğru bir biçimde değerlendirilmesi ve ülkemizdeki birtakım hassasiyetler nedeniyle doğru kelamdan sarf edilmesi ve olup bitenlere bağlı olarak bir tahrik alanı yaratılmaması lazım. Geride bıraktığımız dönemler içerisinde hafızalarımızda derin izler bırakmış, yüreklerimize derin acılar nakşetmiş olayları biz de yaşadık.
* Burada bir mezhep mensubuna yönelik saldırıların tamamını şiddetle kırıyorum. Nefretle lanetliyorum. İşte görüyorsunuz bir rejim yıkılıyor yeni bir rejimi inşa edilmeye kalkışıyor, herkes yine kime gücü yetiyorsa o gücü ona karşı kullanıyorlar. Orada olup bitenlere bakarak Türkiye'deki demokrasinin, hukukun, adaletin ne kadar kıymetli olduğunu da görüyoruz. Türkiye'nin bölgede ne kadar önemli bir ülke olduğunu da görüyoruz."
"YOLUN SONUNA KADAR DA YOLLARIMIZ AYRILMIŞTIR"
DEM Parti’sinin kendilerine bir randevu talebi olmadığını söyleyen Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Kurucu önderlik’ söylemlerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
* "Konuyla ilgili bize bilgi vermesi gereken yerler İmralı postacıları değildir. İster bilgi vermek için ister hesap vermek için kapımızı çalmak istiyorlarsa, buyursun Recep Tayyip Erdoğan konuyu bizimle otursun konuşalım. Milli Savunma Bakanı ile konuşalım. İçişleri Bakanı ile konuşalım. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yetkili organlarıyla konuşalım. MİT Müsteşarı ile konuşalım. Devlet adına bizi bilgilendirmek istiyorlarsa kapımız açıktır.
* Ama teröristin kapısına yüz sürenlerle asla ve katta oturmayacağız. İsteyen oturabilir, isteyen onlara farklı sıfatlar verebilir. ‘Kurucu önderlikten’ vesaireden bahsedenler de olabilir. Bakın bu zamana kadar birtakım hassasiyetleri, manevi bağları nazarı itibara alarak oldukça önemli bir dil kullanmaya gayret sarf ediyorum ama bu konuda gördüm ve anladım ki artık bazılarıyla aramızda fikri bir ayrılık oluşmuş ve artık yolun sonuna kadar da yollarımız ayrılmıştır. Herkes bunu böyle bilsin.”
"MEMLEKETE İHANET ETMİŞTİR"
“Herkesi aklını başına almayı tavsiye ediyorum” diyen Dervişoğlu, şunları belirtti:
* "Devleti birlikte kurduk birlikte yaşatıyoruz. Vatanını birlikte kurduk, birlikte kurtardık yine birlikte kurtarma iradesi sergiliyoruz. Başkaları gibi ayrılıklardan, farklılıklardan bahsetmiyoruz. Birlikten, beraberlikten ve milli şuradan bahsediyoruz. Bunları 23 yıllık iktidarları döneminde aşınmış ne kadar değerimiz varsa onları yeniden ihya etmekte en temel vazifelerimizin başıma geliyor.
* Onun için herkes iyi bilsin bu milletin adı Türk milletidir ve Türk milleti tanımına bir etnik işaretleme gözüyle bakan her kim varsa bu memlekete ihanet etmiştir. Türk milleti tanıma etnik bir işaretleme değildir. Dediğim gibi devlet kurma ülküsüyle ile bir araya gelmiş insanlara verilen müşterek addır Türk milleti. Hiç kimse bunun içinde ‘Ben farklı bir eski kökeni temsil ediyorum’ diye değişik tanımları önümüze koyup bizim tartışma masamıza getiremez."
"ORTADA SEÇİM YOK, GERGİNLİK VAR"
Ortada bir seçim yokken Türkiye’de bir gerginlik yaşandığına işaret eden Dervişoğlu, şunları aktardı:
* "Bu gerginlikten bu zamana kadar en çok kim yararlandı? Bugün iş başında bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi ve onun Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan yararlandı. Bu gerginlikten beslenerek kendisine siyasi rant temin edecek stratejileri geliştirdi. Biz Türkiye'de yaşanması muhtemel hiçbir gerginliğin tarafı olmayacağız. Biz sabırla hareket edeceğiz. Bu millet gerçekleri görecek.
* Bu millet bizim iyi niyetimizi, bu millet bizim cesaretimizi yüksek ferasetiyle gün gelecek anlayacak. Bu milleti ayrıştırmak, onu birbirine hasım hale getirmek isteyenlere karşı da en büyük cevabı bizim üzerimizden verecek. İYİ Parti her zaman olduğu gibi bugün de ve yarın da Türkiye'nin birliğinden yana olacak, Kutuplaşmadan değil, kucaklaşmadan yana; kavgadan değil, barışmaktan yana olacak."
"TÜRKİYE'DE BİR KAOS ORTAMI OLUŞSUN İSTİYORLAR"
Hukuk ve adaletin milletin sırtında yargı sopası olarak kullanıldığını savunan Dervişoğlu, şunları söyledi:
* "Haksız tutuklamalar yapılıyor. Siyasi partilerin genel başkanları tutuklanıyor, gözaltına alınıyor. Gazeteciler aydınlar tutuklanıyor, gözaltına alınıyor. 35 senelik diplomalar tartışılıyor bu ülkede. Siyasi rakiplerini yok etmek adına birtakım tedbirleri yaşama geçirmeye ve demokrasi dışı yollara tevessül etmeye kalkışan yönetici tipleri oluştu.
* İstiyorlar ki bu millet isyan etsin, istiyorlar ki bu millet sokaklara düşsün, istiyorlar ki Türkiye'de bir kaos ortamı oluşsun. O kaostan da beslenelim diyorlar. Bunun arzuluyorlar. Bu millet sokağa düşmeden sana ceza vermenin yolunu biliyor, Recep Tayyip Erdoğan. Sandık bu milletin önüne geldiğinde zafer neymiş, demokrasi neymiş Allah'ın izniyle göreceksin."
"ERDOĞAN BİR DAHA ADAY OLAMAZ"
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olamayacağını vurgulayan Dervişoğlu, şöyle konuştu:
* "Ama gördüğünüz gibi onu birtakım adaylarla yarıştırıyorlar. Çünkü bu rekabet ortamı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın içine işine yarıyor. Bizden de bu tartışmaların içinde bulunmamızı istiyorlar. Mesela gazeteciler, ‘Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?’ diye soruyorlar. Seçimin vakti bir yaklaşsın, ne olup olmayacağımı o zaman açıklarım. Size sorar da açıklarım. Bu, cumhurbaşkanı adayı olacağımız anlamına gelmez. Bu millete zamansız tartışmaların bir faydası olmadığını ifade etmek bakımından söylüyorum.
* ‘Aday olmayacaksanız hangi adayı destekleyeceksiniz’ diye de soruyorlar. Ben bunların hiçbiri ile meşgul değilim. Ben milletin derdiyle dertleniyorum. Milletin haliyle hemhal olmaya çalışıyorum. Tarlasını ekip, toprağa düşürdüğü terim karşılığını alamayan çiftçinin derdidir, benim derdim. Tenceresini kaynatamayan emeklinin derdidir, benim derdim. İstikbalini vize kuyruklarında arayan geçlerin derdidir, benim derdim. Bu ham ve gereksiz tartışmaların içinde bizi göremeyeceksiniz."