Emeklinin iki bin TL isyanı: Bizi süründürmeye hakkı yok

Meydanlara çıkan emekliler yaşadıkları sorunları anlattı. Maaşlarının asgari ücretin altında kaldığına işaret ederek, iktidarın söylemine karşı enflasyon altında ezildiklerini vurguladı. Maaşlarda beklenen yaklaşık iki bin liralık artış emekliyi öfkelendirdi.

Emekliler Federasyonu'nun (EYT-EF) çağrısıyla Bakırköy’deki Özgürlük Meydanı’nda ve DİSK’e bağlı Emekli-Sen'in çağrısıyla Kartal Meydanı'nda bir araya gelen emekliler, yaşadıkları sorunları anlattı.

En düşük aylıkta beklenen yaklaşık iki bin TL'lik artışı değerlendiren emekliler "Bizi açlığa mahkum ettiler" dedi. Emeklilerin değerlendirmeleri şöyle oldu:

Mahide Atilla:

- Asla kabul etmiyoruz. Kendi idare etsin o 1'le 2'yle, sonra bize gelsin. Biz emeklileri süründürmeye hiç hakkı yok. Ben 35 sene çalışmışım, emekli olmuşum, benim hakkımı yiyecek.

- Yok öyle bir dünya. Kendi saraylarda yatacak, biz de sürüneceğiz. Öyle bir şey yok. 13 bin 500 lira maaş alıyorum. 10 seneyi geçti emekliyim. Ayıp değil mi? Hakkımız bu muymuş?

Sultan Çelik:

- 'Nasıl geçiniyorsunuz' diye soracağınıza 'Nasıl geçinmiyorsunuz diye sormanız lazım. Çünkü geçinemiyoruz. Yani bir emekli kalkıp da bir et alamıyor. O kadar her şey pahalı olmuş ki. Gelsin beyefendi bir saraydan insin de bu kadar insanın içine bir gelsin bakalım, nasıl geçiniyor.

- O 2 bin lirayı o alsın zenginlere versin. Artık biz bittik. Emeklilere çift dikiş yiyor, neyin çift dikişi? O zaman o da çift dikiş. O kadar insanların hakkını yiyor. Cumhurbaşkanıyım diye, insanların hakkını yemeden önce insanlarına baksın.

Şerife Akkaya:

- Bin-2 bin ne yetecek, fatura parası bile değil. Ev kiraları aldı başını gitti. 15 bin olsun haydi; 15 bin- 20 bin ev kirası, bu neyle geçinecek? Taş mı kaynatacak insanlar. Gerçekten geçinemiyoruz. Benim çocuklarım okuyor. Ben gidiyorum pazara, insanların ne kadar zor geçindiğini görüyorum.

- Akşam saat 7'den sonra gelip yerlerdeki sebzeleri topluyorlar ki evinde ekmek götürsün, adam emekli hiç geçinemiyor. Baştakiler oy zamanı geliyorlar halktan oyu alıyorlar. Aşağı insinler bir halkın arasına karışsın da görsünler bunu.

Mücahit Yıldız:

- Açlık sınırı, insanlar için kullanılmayacak bir cümledir bu. Açlık sınırının altında eğer bir emekliye maaş reva görülüyorsa sosyal hukuk devleti çıkmış demektir. Açlık sınırı şu anda 22 bin lira, üzeri dediğimiz zaman da en azından 25 bin lira olması gerekiyor.

- 2020 yılında emekli oldum. Emekli olduğum zaman asgari ücretin 150 lira fazlasını alıyordum. Şu anda asgari ücret 17 bin 2 lira, beni maaşım 13 bin 31 lira. Her yıl emekliyi enflasyona ezdirmedik diyerek enflasyona ezdirdiler, maaşlarımızı düşürdüler.

- Şu anda 13 bin 31 TL maaş alıyorum, İstanbul gibi bir yerde, bordum katlarda ev kirası 15 bin lirayken, 12 bin 500 lirayı verip şükür dilemek sosyal hukuk devletine yakışmayan bir ücrettir.

Hatice Laçin:

- Ben onunla ne yapacağım. Daha şimdiden her şeye zam geldi. Onunla nasıl geçineceğiz? 1 ay geçinsinler, bir şey demiyorum. Ama onlar ne yapıyorlar? Herkes koltuğunu sağlamlaştırmak için uğraşıyor. Yazık değil mi bize? Helal etmiyoruz.

- Hem çocuklarıma üzülüyorum hem devletimizin, milletimizin bu haline üzülüyorum. İnsanlar yerlerden sebze topluyorlar. Ama kendileri orada oturmuşlar milyarların üzerine, saraylarda yiyip içip keyif yapıyorlar. Yazık değil mi bu insanlara?

Emekli Recep Tayyip Erdoğan Enflasyon Asgari Ücret
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber