Fransa siyasetinde bir devir sona erdi: Baba Le Pen Türkiye hakkında neler demişti?
Fransız aşırı sağının lideri Marine Le Pen'in babası Jean-Marie Le Pen öldü. Kendisi de bir zamanlar aşırı sağın lideri olan baba Le Pen geçmişte birçok kez Türkiye hakkında konuşmuştu. Peki neler söylemişti?
Derleyen: Beyza Topçu
Fransa'da iktidara gelme ihtimaliyle sık sık merkez sağcılarla solcuları endişeye düşüren Marine Le Pen'in babası Jean-Marie Le Pen, 96 yaşında hayatını kaybetti. Baba Le Pen, Fransa'nın en aşırı sağcı isimlerinin başında geliyordu. Kurduğu Ulusal Cephe'de (Front National) Nazizm'i destekleyen siyasetçiler bile vardı.
Daha sonra kızı Marine partinin başına geçerek önce ismini Ulusal Birlik'e (Rassemblement national) çevirdi, sonra da parti içinde temizlik yaparak en uçtaki isimleri ihraç etti. Onun bu çabalarıyla, İkinci Dünya Savaşı'yla birlikte tarihe gömülen Fransız aşırı sağı yeniden yükselişe geçti.
Jean-Marie Le Pen partiyi kızına devredene dek uzun yıllar siyaset sahnesinde kaldı. Bu süreçte Türkiye'yle ilgili de birçok açıklama yaptı. İşte onlardan birkaçı:
50'LERDEN FARKLI BİR TÜRKİYE
İşte yakın tarihli olaylardan biri: Fransa ve Türkiye arasında 2020 Avrupa Şampiyonası’nda oynanan ön eleme maçında Fransız marşının seyirciler tarafından yuhalanması Fransız siyasetçilerin tepkisini toplamıştı.
O zaman da Fransa Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Emmanuel Macron, Fransız marşına karşı çalınan ıslıkların “kabul edilemez” olduğunu söylemiş, BMFTV’deki bir programa konuk olan Jean-Marie Le Pen de polemiğe sessiz kalmamıştı.
Baba Le Pen, “Bu, bir bakıma uzun süredir korktuğumuz şeyin bir örneği: Deyim yerindeyse fatih İslam ile geri çekilen Avrupa arasındaki çatışmanın bir örneği” demişti.
Taraftarların futbol sahasında karşı tarafı kışkırtacak tavırlarda bulunması yeni bir olay değil. Ama Jean-Marie söz konusu maçta meydana gelen olayı “İslamcılığın yükselişi” olarak yorumlamış ve sözlerini şöyle sürdürmüştü:
"Türkiye'yi 1950'li yıllarda tanıdım. O zamanlar camiye yalnızca yaşlılar giderdi. Ama sonra o topraklarda yükselen İslamcılık dalgası, İslam’ın kılıcı oldu. Erdoğan da geçenlerde ‘Üç değil beş çocuk yapın’ diyerek bunu ima etti. Başka bir deyişle Türkiye’nin fetihçi zihniyetinin sürdüğünü gösterdi.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2017 yılında Avrupa’da yaşayan Türklere seslenerek “Üç değil beş çocuk yapın. Avrupa'nın geleceği sizlersiniz” demişti.
ERBAKAN’LA GÖRÜŞTÜĞÜNÜ BİLİYOR MUYDUNUZ?
90’larda hala Ulusal Cephe’nin başında olan Jean-Marie Le Pen, 17 Ağustos 1997’de Türkiye’yi ziyaret etmiş, bu ziyareti sırasında da Türkiye’nin eski başbakanlarından ve o sıralar Refah Partisi’nin Genel Başkanı olan Necmettin Erbakan ile Altınoluk’ta bir araya gelmişti.
Jean-Marie’nin talebiyle gerçekleşen görüşme dört saat sürmüştü. İki siyasetçi o zamanki görüşmelerinde partileri arasındaki ilişkinin güçlendirilmesinde mutabık kalmıştı.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORDU?
Bu görüşmeden yedi yıl sonrasına, 2004’e gelelim… 14 Aralık 2004 tarihinde Jean-Marie Le Pen Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne neden üye olmaması gerektiğini uzun uzadıya anlatmıştı.
Baba Le Pen’in ilk argümanı Türkiye’nin hem coğrafya hem de tarih ve kültür açısından Avrupa’ya ait olmamasıydı. Ona göre Türkiye Avrupa yerine “euro-mediterranean” yani Avrupa-Akdeniz işbirliği çerçevesinde değerlendirilmeliydi.
Dahası Türkiye’nin birliğe kabul edilmesinin “Avrupa’nın kültürünü, tarihini, dini ve köklerini zayıflatacağını” düşünüyor, Avrupa’nın “kimlik kaybına uğrayacağını” iddia ediyordu.
'KADINLARIN YÜZDE 70'İ BAŞÖRTÜSÜ TAKIYOR'
Bunun dışında Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’ni tam olarak karşılamadığı görüşündeydi. Jean-Marie’ye göre Türkiye özellikle azınlık hakları, kadın hakları, dini özgürlükler ve laiklik konusunda “ciddi sorunlar” yaşıyordu. Buna örnek olarak da konuşmasında “kadınların yüzde 70’inin başörtüsü takmasını” göstermiş, bunun “laiklik ilkesine ters düştüğünü” söylemişti.
Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’ta asker barındırmasına ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye tarafından tanınmamasını eleştiren Jean-Marie, bunun AB üyeliğiyle bağdaşmadığını savunmuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı bu konuşmasında “yetenekli bir stratejist” olarak niteleyen Jean-Marie, “Ya üyelik ya hiç” düsturuyla Avrupa’nın hareket alanını kısıtladığını söylemişti.