Gökbilimciler tasvir ediyor: Meğer uzayın sesi ve kokusu böyleymiş
Amerikalı astronomlar uzayın nasıl bir sese ve kokuya sahip olduğunu tasvir etti. "Uzayın sesi mi olur?" diyenler için hemen belirtelim: Gökbilimcilerin burada kast ettiği şey plazma patlamalarının neden olduğu sinyaller.
“Uzayda ses yoktur ki” diye düşünebilirsiniz. Nihayetinde sesin yayılabilmesi için bir ortama ihtiyaç oluyor. Oysa uzay boşluktan oluştuğu için sesin duyulması da mümkün değil.
Ancak bazı durumlarda uzayda dolaşan plazma dalgaları ya da elektromanyetik dalgalar, radyo teleskopları gibi özel cihazların yardımıyla algılanıp sese dönüştürülebiliyor.
100 BİN KİLOMETRE UZAKTAN ALINDI!
İşte “koro dalgaları” adı verilen plazma patlamaları da bunun bir örneği. İnsanın işitme frekansıyla aynı dalgada titreşen bu dalgalar, ses sinyallerine dönüştürüldüğünde ortaya yüksek perdeli bir ses çıkıyor. Gökbilimciler bu sesi kuş cıvıltılarına benzetiyor.
Araştırmacılar daha önce de uzayda bu tür sesler yakalamıştı. Ama şimdi bu dalgalar çok daha uzaktan yakalandı: Dünya’dan neredeyse 100 bin kilometre uzağından. Bu da daha önce hiç görülmemiş bir şey.
Bu durum uzay fiziği konusunda yeni sorunları gündeme getiriyor. Bilim insanları bunun nasıl mümkün olduğunu henüz bilmiyor olsa da Dünya’nın manyetik alanının bununla bir ilgisi olabileceğini düşünüyorlar.
UZAK OLMASI EN DİKKAT ÇEKİCİ YANI
Aslında bu dalgalar on yıllardır radyo antenlerince yakalanıyor. Tabii dünyanın yakınlarında olanlar. Dalgaları yakalayanlardan biri 1960’larda Antarktika’daki araştırma istasyonunda bulunan alıcılardı. NASA’nın Van Allen Sondaları da daha önce Dünya’nın radyasyon kuşağından gelen cıvıltılarını duyabilmişti.
Yeni dalgalar NASA’nın 2015’te Dünya ve Güneş’in manyetik alanını keşfetmek için fırlatılan Magnetospheric Multiscale uyduları sayesinde yakalandı. Bu koro dalgaları bilim insanlarının bile tahmin edemediği bir bölgeden geldi.
PEKİ YA UZAY NASIL KOKUYOR?
Kısa süre önce Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotlar da uzayın kokusunu iki şeye benzetmişti: Et ve metale. Biraz daha spesifik olmak gerekirse kurumuş ete ve sıcak metale benziyordu. Astronotlar büyük ölçüde bu kokuda anlaşmaya varmıştı.
Üç kez uzayda yürümeyi başaran Thomas Jones, Uluslararası Uzay İstasyonu’na döndüğünde uzayın belirgin bir ozon kokusuna, belli belirsiz keskin bir kokuya sahip olduğunu söylemiş, bir de sülfürlü olmasından bahsetmişti.
NASA şimdi bu kokuyu eğitim amaçlı kullanmak için üretmeye çalışıyor. Hatta bunun için koku kimyageri Steve Pearce’ı işe aldı.