İmamoğlu cephesinden belgeli diploma yanıtı
İBB Başkanı hakkında başlatılan sahte diploma soruşturmasından sonra İmamoğlu'nun avukatları açıklama yaptı. İmamoğlu'nun yükseköğrenim durumuna ilişkin belgeleri paylaşan avukatlar belediye başkanının okul hayatına dair kimsenin şüphesi olmadığını dile getirdi. İsim vermeden Erdoğan'a diploma göndermesi de yapıldı.
Özlem GÜVEMLİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan ve hukukçu Adem Sözüer, “sahte diploma” iddialarına belgelerle yanıt verdi.
İmamoğlu’nun hakkında bir soruşturma daha açılmasına neden olan 1994 yılında mezun olarak aldığı İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü lisans diplomasıyla ilgili spekülasyonlara yanıt vermek için avukatı Mehmet Pehlivan ve ceza hukukçusu olarak dosya ile ilgili bilimsel mütalaa hazırlayan Prof. Dr. Adem Sözüer İBB Saraçhane Başkanlık Binasında “Olan diploma” konulu bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya köşe yazılarında sahte diploma iddialarını getiren gazeteciler Fuat Uğur, Nedim Şener ve Erdem Atay davet edildikleri halde katılmadı.
“HUKUKA AYKIRI BİR DURUM YOK”
Toplantıda konuşan Sözüer, soruşturma konusu dosyada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hiçbir hukuka aykırı davranışı bulunmadığını vurguladı.
Sözüer, üzerinde şaibe yaratılmak istenen yatay geçiş için fakültelerde komisyonlar kurulduğunu, kendisinin de bu komisyonlarda yıllarca görev yaptığını anlatarak şöyle konuştu:
- Konu gündeme taşınınca şunu sordum; aradan 34 yıl geçmiş 1990 yılındaki bir konu getirildiğinde ne yapılır? Hemen o zamanki yönetmeliğe bakılır. İmamoğlu’nun başvurusunda yönetmeliğe aykırı bir durum yok. Başvuruda da sorun yok. Koşullarda da sorun yok. Fakülteye başlamış, derslere devam etmiş, sınavları başarıyla geçmiş. Diplomasını almış. O zaman bu nasıl oluyor da Ekrem İmamoğlu bakımından bir ceza soruşturması, savcılık soruşturması haline geliyor? Olan kanunlara baktığınızda bir sorun yok ama son zamanlarda hep olmayan kanunlar uygulanıyor.
Sözüer, İmamoğlu’nun savcılığa davet edildiği yazıda niye davet edildiğinin yazılmadığına dikkat çekerek “Demek ki onlar da pek karar verememiş burada suç var mı yok mu diye. Normalde böyle bir davet olduğunda kanuna göre neyle suçlandığınız yazılıyor. Ama bir suç tespit edilemediği için yine de ‘çağıralım’ demişler. Burada Ekrem İmamoğlu'nun verdiği ne belgelerde bir sorun var, ne koşullarında bir sorunu. Durum böyle olunca biz de ceza hukuku bakımından herhangi bir sorun olmayacağını rahatlıkla söyleyebileceğiz. Çünkü Ekrem İmamoğlu'nun idare hukuku bakımından yaptıklarında bir sorun yok.
AVUKATI BELGELERİ AÇIKLADI
Ardından Pehlivan, resmi belgelerle İmamoğlu’nun yüksek öğretim sürecini madde madde anlatı. Ekrem İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne 5 Eylül 1988’de girdiğini, 1 yıl hazırlık 1 yıl da İngilizce İşletme Bölümünün 1. sınıfını okuduğunu anlattı. “İmamoğlu ne oldu da Girne’den İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yaptı. Kimilerinin iddia ettiği gibi bu kişiye özel yani torpilli bir geçiş miydi? Bu sorunun gerçek yanıtı çok aleni. Sayın İmamoğlu’na burada yapılan özel bir uygulama yok” dedi.
"YATAY GEÇİŞ İLANINI GAZETEDE GÖRÜYOR"
İsteyen ve şartları taşıyan herkes geçiş yapabilsin diye İstanbul Üniversitesi’nin 30 Temmuz 1990’da Milliyet Gazetesi’ne verdiği yatay geçiş ilanının paylaşan Pehlivan, “Bu ilanda İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi de bulunuyor. Bu ilanı gören bayın Ekrem İmamoğlu; ailesi ve iş hayatı İstanbul’da olduğu için bu yatay geçişten faydalanmak istiyor ve müracaatını yapıyor” dedi.
"İLANDAKİ BÜTÜN KRİTERLERİ TAŞIYOR"
Pehlivan, İmamoğlu’nun eğitim başarısının ve durumunun üniversitenin ilanda verdiği kriterleri taşıdığını da belgeleriyle şöyle anlattı:
- Birinci kriter; başvurunun 14 Eylül 1990 tarihine kadar yapılması. İmamoğlu’nun başvuru tarihi 29 Ağustos 1990. İkinci kriter; öğrencinin okuduğu ve ayrılacağı kurumdaki bütün sınavlarını başarmış olması. 6 sayfalık transkriptte sayın İmamoğlu’nun tüm derslerinden geçtiği belirtiliyor. Üçüncü kriter de not ortalaması durumu. Not ortalamasının en az 60 olması gerekiyor. Ekrem İmamoğlu’nun 1988 Güz döneminde girip, 1990 yılı yaz döneminde ayrıldığı okulundaki not ortalaması 4 üzerinden 2,5. Yani Türkiye sisteminde 100 üzerinden 62,5 not ortalamasına sahiptir.
- Bu önemli çünkü bazı gazeteciler ısrarla yatay geçiş şartlarında İmamoğlu’nun 60 puanlık barajı tutturamadığını 59 puanda kaldığını iddia etmiştir. İmamoğlu’nun yatay geçiş sırasında not ortalaması 62,5'tir. Yani başvuru için yasal mevzuatta gerekli her kriter yerine getirilmiş durumda. Peki İstanbul Üniversitesi bu kriterleri kendi kendine mi belirliyor? Hayır. Bu kriterleri, 1982 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Arasında Ön Lisans Ve Lisans Yatay Geçiş Esaslarına Dair Yönetmelik belirlemiş. Yani bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı. Bu şu demek; üniversite bu kriterleri tutturamayanlara torpil yapamaz.
"51 KİŞİ KABUL EDİLİYOR"
İmamoğlu ile birlikte o dönem 51 öğrencinin de İÜ İngilizce İşletme Bölümü’ne yatay geçiş başvurusu yaptığını ifade eden Pehlivan, kararı verecek tek mercii olan fakülte yönetim kurulunun aldığı kararları da belgeleriyle anlattı.
Pehlivan “Başvurular üzerine ilk olarak fakültede yatay geçiş inceleme komisyonu kuruluyor. Bu komisyon yatay geçiş başvurularına ön inceleme yaparak yönetim kuruluna alt hazırlık yapıyor. Komisyon oybirliği ile, İmamoğlu’nun yatay geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. 12 Eylül 1990 günü İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi yönetim kurulu toplanıyor. Aralarında sayın İmamoğlu’nun da bulunduğu öğrencilerin yatay geçişi onaylanıyor. İstanbul Üniversitesi rektörü veya herhangi bir dekanı değil karar veren. Her üniversite gibi İstanbul Üniversitesi'nin de bu konuda kurduğu Yatay Geçiş Komisyonu'nun önincelemesi üzerine kararı Yönetim Kurulu vermiştir. Yine 1 kişi için değil, tam 51 kişi için bu kararı veriyor” diye konuştu.
"İMAMOĞLU İÇİN O ‘GİZEM’ BURADA YOK"
Bu onayın ardından da Ekrem İmamoğlu’nun 2 Ekim 1990 tarihinde İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne kaydını yaptırarak İstanbul Üniversitesi öğrencisi olduğunu aktaran Pehlivan şunları kaydetti:
- İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümüne 2. Sınıf talebesi olarak başlıyor. Ekrem İmamoğlu’nun okul notlarını, öğrenci arkadaşları ile fotoğraflarını, üniversite futbol kulübünden geçmişini bu toplantıya aktarma ihtiyacı hissetmedik. Basında önce ‘diploması sahte’ diye başlayan tartışmaların daha sonra diploması sahte değil gerçek ama geçişi usulsüz iddialarına evrildiğini gördüğümüz gibi, hiç kimsenin de İmamoğlu’nun okul hayatı olmadığına dair endişesi ya da iddiası yok. Okul takımında kalecilik yaptığını da, arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan ‘bazıları’ için gizemli olsa da Sayın İmamoğlu için o gizem burada yok.
GECE YARISI REKTÖR İLE Mİ GÖRÜŞTÜ?
Pehlivan, İmamoğlu’nun diplomasının da yatay geçişinin de sahici ve yasal olduğunu söyleyerek konunun bilinçli olarak istismar edildiğini belirtti ve o iddialara yanıt verdi.
İmamoğlu’nun iddia edildiği gibi mühendislik fakültesinden değil işletme fakültesinden geçiş yaptığını belirtti.
Pehlivan, bir gazetecinin “İmamoğlu İstanbul Üniversitesi rektörü ile gece yarısı 3 kez görüştü” iddiasını da yalanlayarak “Her nedense bir telefon açıp bu iddia doğru mu diye sormak yerine, birbirini hiç tanımayan 2 kişinin gece yarıları buluştuğu iddia edildi. Tüm bu kamuoyunu alenen yanıltmaya dönük yazılarla ve açıklamalarla ilgili de hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız” dedi.
ÖSYM PUANI, ARANAN KRİTERLER ARASINDA YOK
ÖSYM puanı tutmadığı halde İmamoğlu yatay geçiş yaptı iddiasına da açıklık getiren Pehlivan “Yatay geçiş başvuru şartları arasında ÖYS puanı ile ilgili bir kriter bulunmamaktadır. Yatay geçiş için ÖYS Puan şartı aranmaması sayın İmamoğlu gibi her başvuran için de geçerlidir. Yani bir istismar, bir haksızlık söz konusu değil. Sonuçta bu yönetmeliği hazırlayan da sayın İmamoğlu değildir.O yüzden puan tartışması abesle iştigaldir” diye konuştu.
YÖK RAPORU: İMAMOĞLU ŞARTLARI TAŞIYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine YÖK tarafından hazırlanan rapora da dikkat çeken Pehlivan şu bilgileri paylaştı:
- Raporda, Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönem itibariyle, yatay geçişe ilişkin tüm şartları taşıdığını belirtiyor. Yani YÖK, birilerinin iddia ettiği gibi, ‘not ortalaması yetmiyor, ÖYS puanı yetmiyor’ demiyor. Tam aksine yatay geçiş şartlarını sağlıyor diye rapor veriyor. Peki YÖK, hazırladığı raporda sayın Ekrem İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor ki, bu konuyu istismar edenler devamlı YÖK raporuna atıf yapıyor?
- Yatay geçişten 14 ay sonra 18 Kasım 1991 tarihli YÖK Yönetim Kurulu Kararı’nda Girne Amerikan Üniversitesinin bağlı olduğu ABD’deki üniversitenin YÖK tarafından tanınırken, Girne’deki kampüsünün tanınmadığı belirtiliyor. İşte istismar konusu yapılan belge budur ve işin bam teli de burada kopuyor. Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı geçişin yapıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuata göre incelenir. Buna ‘geriye yürümezlik ilkesi’ denir ve evrensel nitelikteki bu hukuk prensibine aykırı bir değerlendirme yapmak söz konusu olamaz.
- Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş müracaatı Ağustos 1990’da. Yani YÖK’ün istismar edilen bu kararından 1,5 yıl öncesinden yapılan bir müracaattır. Sayın İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönemde, mevzuatta yatay geçiş için tanıma ve denklik şartı getirilmiş değildir. Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Üniversitesi'nin, İmamoğlu’nun başvurusundan 1.5 yıl sonra YÖK’ün vereceği kararı tahmin etmeleri mi bekleniyordu? Hukuk güvenliği, kural ve kaidelerin geçmişe yürümeyeceğine dair ilkeler birden ters yüz mü edilmeli? Bunu mu anlamalıyız?
TANIMA VE DENKLİK KURALI 6 YIL SONRA GETİRİLDİ
Pehlivan, YÖK’ün tanıma ve denklik işlemlerinin 14 Temmuz 1996 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliğiyle yasal bir dayanağa kavuştuğuna dikkat çekerek “Yani YÖK’ün tanıma ve denklik kuralı İmamoğlu’nun yatay geçiş müracaatından tam 6 yıl sonra getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen bir kuralı geriye yürütmeyi hukukla açıklamak mümkün değildir. Bunun açıklaması siyasetin konusudur diye düşünüyorum” dedi.
1996 yılında oluşturulan tanıma ve denklik mevzuatın yatay geçiş işlemlerine değil alınan diplomaların tanınması ve denk sayılmasına dair bir düzenleme olduğunu vurgulayan Pehlivan, İmamoğlu’nun diplomasını da Kıbrıs’taki üniversiteden değil İstanbul Üniversitesi’nden aldığını ve denklik düzenlemesinin konusu olmadığını söyledi.
Pehlivan “Yatay geçiş başvurusunun yapıldığı tarihte, ortada ne tanınırlık kararının yatay geçiş için aranmasını şart koşan bir düzenleme bulunmakta; ne de tanınan veya tanınmayan üniversitelerin listelendiği bir karar bulunmaktadır. Hal böyle iken, sanki başvuru yapıldığı dönemde YÖK'ün bu yönde bir düzenlemesi veya tespiti varmış gibi yorum yapılması son derece yanlıştır. İstanbul Üniversitesinin 1990 tarihli yatay geçiş işlemleri sırasında, Girne Amerikan Üniversitesinin tanınmadığına dair bir karar yoktur, o halde tanınırlık şartının aranması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
TSK VURGUSU
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Girne Amerikan Üniversitesi öğrenim belgelerinin Türk vatandaşlarının askerlik tecil işlemlerinde kabul edildiğini aktaran Pehlivan, şöyle devam etti:
- Ekrem İmamoğlu’nun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, yüzyıllık tarihi olan İstanbul Üniversitesinin ve uluslararası eğitim veren Girne Amerikan Üniversitesi’nin içinde olduğu bir organizasyonu bir araya getirerek sahtecilik yaptığı fikri daha mı inandırıcı?
- Böyle saçma bir iddiayı akıl ve mantıkla açıklayabilecek hiç kimse yoktur. Ekrem İmamoğlu'nun yatay geçiş işleminin hukuka uygunluğu, araştırma raporunda yapılmaya çalışıldığının aksine yatay geçiş tarihinde yürürlükte olan yasal düzenlemelere göre tetkik edilmelidir. Başvuru yapılan tarihte yatay geçiş başvuruları yönetmelikte belirlenen şartlar uyarınca fakülte yönetim kurulları tarafından değerlendirilmektedir. Ekrem İmamoğlu yönetmelikteki tüm şartları karşılamış olduğu için Fakülte Yönetim Kurulu ve Komisyon Kararı uyarınca üniversiteye kaydı yapılmıştır. Konu bundan ibarettir.
ÖRGÜTLÜ SUÇLAR BÜROSUNDA İFADE VERECEK
Basın toplantısının ardından Sözüer ve Pehlivan gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sorular üzerine Pehlivan, İmamoğlu’nun örgütlü suçlar bürosunda ifadesinin alınacağını açıkladı.
Pehlivan “Bir ihbar üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı Kasım 2024 tarihinde YÖK’ten araştırma hazırlamasını talep ediyor. 51 kişi hakkında değil sadece İmamoğlu hakkında rapor hazırlanıyor. Toplantıda sunduğumuz belgelerin hepsi YÖK’ün 224 sayfalık ekleri arasında bulunuyor” dedi. Pehlivan bir kez daha İmamoğlu’nun yatay geçiş başvurusunu yaptığı tarihte tanıma ve denklik işlemlerinin yasal mevzuatta bir karşılığı olmadığının altınızı çizerek özel üniversitelerden devlet üniversitesi geçiş ve üniversite giriş sınavı taban puanı ile ilgili düzenlemelerin YÖK tarafından 2010’lu yıllarda yapıldığına dikkat çekti. Pehlivan “2010’lu yıllarda getirilen düzenleme 30 yıl önceye tatbik edilmeye çalışılıyor. Kural ve kaideler geriye yürümez. Bu hukukun en temel meselelerindendir” dedi.
“YARGISAL TACİZ”
Sözüer de açılan soruşturmanın Cumhurbaşkanlığı adaylığına engel olup olmayacağını ilişkin sorulara şu yanıtı verdi:
- 2019 yılında Anadolu Ajansı seçim sonuçlarını vermeyi durdurduğu andan itibaren ve daha sonra ‘sandık kurullarında teröristler var’ dedikleri andan itibaren başlayan bir takım iddialar ve soruşturmalar süreçlerinden buraya geliyoruz. Soruşturmaya çağıran yazıda bile bir suç belirtilmemiş. Dosyada da ‘Ekrem İmamoğlu şunu yanlış yapmıştır’ denmiyor. ‘Başvurusu doğrudur, koşulları sağlamıştır’ deniyor. Buna rağmen savcılığın soruşturma konusu yapılıyorsa meselenin, herhangi bir hukukun temelinde olmadığı bütünüyle siyasi amaçlı olduğu, Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığı adaylığının gündeme gelmesiyle ilgili olduğu sonucuna rahatlıkla varabiliyoruz.
- Bu siyasi midir deniyor. Biz ahmak davasından şunu biliyoruz. Hakim değişti. Başka bir hakim geldi ve hayatında ilk kez bir hakaret suçunu o kadar ağır ceza verdi o hakim. Şimdi bu kadar olağan dışı bir şey olunca biz buna ‘siyasi midir’ demiyoruz. Yargısal taciz diyoruz. Yargısal taciz uygulamasının örneklerinden biri olarak görüyoruz; suç dahi belirtilmeden gönderilen davetleri.”
Yatay geçiş başvurusunun 14 Eylül 1990 gününe kadar olmasına karşın 12 Eylül’de yatay geçiş kararı alınmasına ilişkin konunun ise İmamoğlu’nu değil üniversitesi yönetimini bağladığı belirtildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üniversite diploması ile ilgili sorulara ise siyasi olduğu için yanıt verilmedi.