İmamoğlu Erdoğan'a yüklendi: Bütün bunların arkasında o var

Bilirkişi soruşturması kapsamında siyasi yasak istenen Ekrem İmamoğlu, hakkında yürütülen yargı süreçlerini değerlendirdi. Erdoğan'ı 'minder'e davet eden İBB Başkanı, Cumhurbaşkanı için "Bütün bunların arkasında o var" dedi.

Özlem GÜVEMLİ

Son açıklanan bilirkişi iddianamesi ile birlikte hakkında 5’inci kez siyaset yasağı ve toplam 25 yıl hapis cezası istendiğini belirten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Bütün bunların arkasında sayın Cumhurbaşkanı var. İnanın o iddianame ve yapılanlar benim umurumda değil. Vız gelir, tırs gider. Mesele bir kişidir. Mesele süreçte mertçe yapılmayan mücadelenin sahibidir” dedi.

İmamoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için başlattığı ön seçim sürecinde aday adaylığı başvurusuyla ilgili de bu hafta içinde kararını açıklayacağını söyledi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fatih’te İstanbul Güreş İhtisas Eğitim Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı Spor Tesisi'nin temel atma törenine katıldı.

Törenin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. “Turpun büyüğü” başlığı ile düzenlediği basın toplantısında sürekli CHP’li belediyelerin soruşturmalarına atanan bilirkişi S.B ile ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle hakkında hazırlanan iddianamede istenin hapis ve siyasi yasak cezası ile ilgili değerlendirmesi sorulan İmamoğlu “Türkiyemizi, ülkemizi, milletimizi derinden üzen ve yargı sistemimize büyük bir kara leke gibi işlenen bir zaman dilimini yaşıyoruz” dedi.

"BEŞİNCİ SİYASET YASAĞI VE 25 YIL HAPİS"

İmamoğlu Türkiye’nin yakın zamanda benzer süreçler yaşadığını belirterek “10 küsur sene önce de Türkiye'de buna benzer karar alma süreçleri yaşanmıştır. Ama tabiri caizse bu kadar pervasız, bu kadar kötü bir zaman dilimini, karar alma süreçlerini ülkemiz bu denlisini ilk kez yaşıyor. Bugün itibariyle savcının iddianamesiyle şu anda 5’inci siyaset yasağı ve 25 yılı aşan bir hapis cezasıyla yargılanan bir kişi durumundayım. Bu mahkemelerin ya da iddianamelerin ya da bu süreçlerin hiçbirisi, bırakın iddianameyi kaleme bile alınacak işler değil. Meselenin arkasında, bu işlerin altına imza atan insanlar olmadığını biliyorum” diye konuştu.

"ARKASINDA CUMHURBAŞKANI VAR"

“Beni siyasette, devre dışı bırakma çabası gösteren kişinin adı da belli; sayın Cumhurbaşkanı” diyen İmamoğlu tepkisini şöyle dile getirdi:

- 2019’dan bu yana Cumhurbaşkanı bu hamleleri birkaç kez daha yapmıştır, denemiştir, normalleştirmiştir. Aynen 2019’da Yüksek Seçim Kurulunu etki altında bırakmak adına ‘Sen 13 bin oyla İstanbul'da seçimi kazanacağını mı zannediyorsun’ diyecek kadar ki; demokraside bir oyla bile seçim kazanılır. Ve o günden bugüne muhtelif konuşmalarıyla Türkiye demokrasisini zedelemiştir. Türkiye'nin hukuk sistemini, yargı sistemini ne yazık ki kötü etkilemiştir.

- Ve iş bu günlere gelmiştir. Hala mücadelesini bu alanda sürdürüyor. Ben de diyorum ki; ben buradayım. Bakın burada güreş ihtisas kulübünün temelini atıyoruz. Neredeyse 125 senedir bu ülkenin Türk sporuna hizmet etmiş minderleri, burada yine yeni sporcularımız için inşa ediyoruz. Bu minder nedir biliyor musunuz? Bu er meydanıdır. Bu er meydanıdır ve burada mertçe güreşilir. Kaybetmenin bile mertliği yaşanır bu sporda. Yüzyıllardır böyle. Bin yıllardır böyle. Kazanmanın bile erdemli davranışını sergilersiniz bu minderde. Demokrasi de öyle bir şeydir. Seçim kazanılabilir, kaybedilebilir. Mertliğe davet ettim defalarca. Ama tercih başka.

- Heybeden bahseden kendileri, heybedeki turplardan bahseden kendileri. Bu süreçlerin tamamının savcılığına soyunan kendileri. Bunu kendi diliyle ifade ediyor. Ama sonra da ‘beni ilgilendirmiyor, bu yargının işi’ diyecek kadar da sürece dair talihsiz, kötü açıklamalar yapan da yine kendisi. Mertliğe davet ettiğim kişi ve bugün 25 yıla yakın hapis cezasıyla yargılandığım sürece dair aynı zamanda 5 kez siyasi yasak getirilmeye çalışılan kişi olarak ben diyorum ki; bütün bunların arkasında sayın Cumhurbaşkanı var. Ben demiyorum kendi diyor. Gizlilik kararı olan mahkeme süreçlerinin her bir dosyasını bildiğini kendi iddia ediyorum. Heybedeki turplardan kendisi bahsediyor. Ceza almalı diyor. İnsanları tehdit ediyor. Sanatçıyı, iş insanını, siyasetçiyi… Kimse konuşmasın istiyor. Böyle bir şey olabilir mi?”

"KASIMPAŞA'NIN ADINA YAKIŞIR BİÇİMDE..."

- İstediğimiz şu; mertlik. Mertliğin yeri sandık. Sandığa gidilir. Sandıkta oy kullanılır. Millet kimi tercih ediyorsa o, koltuğu alır. Millete o işin sorumluluğunun hakkını verir. Yani doğup, büyüyüp yetiştiği ve mertliğin simgesi olan semtinin, Kasımpaşa'nın adına yakışır bir biçimde davranmaya davet ediyorum Sayın Cumhurbaşkanını.. Kasımpaşa, mertlik demektir. Kasımpaşa, mert mücadele eden kişi demektir. Böyle anılan bir semtte doğup büyümüş bir insanı o sürece yakışır bir biçimde davranmaya davet ediyorum. Biz mertçe mücadeleye hazırız.

"VIZ GELİR TIRS GİDER"

- Her gün, her hafta başka talihsiz olay. Hapse atılan belediye başkanları, hapse atılan genel başkanlar, hapse atılan meclis üyeleri. Tek suçları nedir? Bir kişiye karşı olmak. Ona karşı seçimi kazanmak. Nedir tek suçu? 20 yıl sonra Türkiye’de birinci parti olmak. Partiye bile göz koymuş durumdalar. Partimize bile. Ben milletimizin demokrasi bilincine hep güvendim hep inandım. Hala inanıyorum. Arkamda duyduğum en büyük gücün de 86 milyon insanımızın o duygularıdır. Bu bağlamda inanın o iddianame ve yapılanlar vesaire benim umurumda değil. Vız gelir, tırs gider. Mesele bir kişidir. Mesele süreçteki mücadelenin esas sahibidir. Mertçe yapılmayan mücadelenin sahibidir. Benim baktığım odak odur.”

"MİLLETİMİZİN GELECEĞİNE YAZIK EDİYORSUNUZ"

İmamoğlu, bilirkişi haberi nedeniyle haklarında ceza istenen gazetecilere de geçmiş olsun dileklerini ileterek “Yazık, günah. Bu ülkenin geleceğine yazık. Sakın milletimize ekonomiyle, üretimle, sosyal refahla ilgili cümleler kurmasınlar. Böyle tutum ve aldıkları sürece ülkemizin iyi olması, düze çıkması mümkün değildir. Nokta. Adaletin olmadığı, hukukun işlemediği, mertçe mücadelenin ve demokrasinin olmadığı yerde sermaye de gelmez, üretim de olmaz. Kendisini aldatmasın. Milletimize ve milletimizin geleceğine yazık ediyorsunuz. Yazık ediyorsunuz nokta" dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN ADAY ADAYI OLACAK MI?

İmamoğlu'na CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için başlattığı öne seçim sürecinde aday adaylığı başvurusu yapıp yapmayacağı da soruldu.

İmamoğlu CHP’nin Türkiye demokrasi tarihine geçecek bir demokrasi devrimi yaptığını vurgulayarak şu cevabı verdi:

- Cumhurbaşkanı adayımızı şimdiden belirliyoruz. Partimize, İstanbul Büyükşehir Belediyemize ve diğer belediyelerimize yapılan saldırılara karşı üyelerimizin ve yeni üye olacak dostlarımızın, gençlerimizin, hanımefendileri söz sahibi olmaya davet ediyorum. Sandığın meşruluğunun en büyük sahibi olmaya davet ediyorum. Üyelerin oylarıyla büyük bir katılımıyla Cumhurbaşkanı adayımızı partimiz seçecek. Türkiye’de ilk, dünyada örneği çok az. Bu büyük bir başlangıçtır. Az önce yapılan o bireysel müdahale vesaire diye anlattığım o mert olmayan, namertlik olan tutum ve tavırların yok edileceği, sona erdirileceği sürecin güçlü bir başlangıç zeminidir.

- Bu hafta Cumhurbaşkanı aday adayı olmak isteyen insanların başvuru yapması gereken bir hafta. Usulü ve yönergesi gereği TBMM grubumuzdaki milletvekillerimizin desteği süreci belirleyecektir. Benim durumum ortadadır. Milletimizin takdiri, parti üyelerimizin onayı, TBMM gurubundaki milletvekillerimizin sürece dair tespitleri, yol haritamızı çizecektir. Etkin bir şekilde bu haftanın her anını, her gününü takip edeceğim. İstişare içerisinde olacağım.

- Başta genel başkanımızla, diğer TBMM grubunda karar verici ve sürece katılma konusunda yetkisi olan milletvekillerimizin tamamıyla bir etkin süreç işleterek cumaya kadar bir karar oluşturacağız. Elbette ki sürece dair bütün dostlarımızın, var olan bütün güçlerimizin katkı sunması ve destek olması gereken bir zaman dilimindeyiz. Omuz omuza olmamız gereken bir zaman dilimindeyiz. Bu hafta içerisinde kararımızı sizlerin huzurunda yine paylaşırız.

"MUTAHAP ALMIYORUM, ALLAH AKIL VERSİN"

CHP’li eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın CHP kurultayının iptali için yaptığı başvuruyla ilgili sorular üzerine de İmamoğlu şu yanıtı verdi:

- Basiretsiz, etik olmayan, zemini tamamen çürük hiçbir sözü, hiçbir tavrı, hiçbir kişiliği muhatap almadım, almam. Pırlanta gibi tertemiz yarışmacı bir kurultay geçmiştir. Zerre toz değecek bir an yaşanmamış tertemiz bir kurultayın 1.5 sene sonrasında ortaya çıkıp birtakım uydurma işlerle, laflarla kendine iş arayanlar boşta kalmış insanlardır. Hukuki zeminde partimizin yetkilileri takip edecektir. Ama vicdani muhasebede benim zihnimdeki kısmı da bununla sabittir. Allah akıl versin. Bu iş ve o davranışlarda bulunanlara.

TÜSİAD'A DESTEK: HERKES TEHDİT ALTINDADIR

İmamoğlu, TÜSİAD’ın yargı ve ekonomik ile ilgili yaptığı eleştirilerin ardından başlatılan soruşturma süreciyle ilgili de özetle şunları söyledi:

- Memleketini dert edinen herkes konuşacak. Konuşmak bu ülkede ne zamandır suç oldu? Ağzından çıkan her kelimeyle insanlar FETÖ terör örgütü sürecinde teker teker hapse atılırken sonrasında da ‘Biz buna nasıl aldandık? Bir şey yokmuş ki bunların hepsi haklıymış’ denmedi mi? Dendi. Şimdi konuşana yargı sopası. Adı iş dünyası, yarın başka sivil toplum kuruluşları ya da başka kurum, kuruluşlar ya da bireyler, sanatçılar, çocuklar, gençler böyle bir şey olabilir mi? Tweet at yarın sabah gelsin evine kapına dayansın. Böyle bir şey olabilir mi ya? Akıl tutulması. Hangi çağdayız?

- Kimi korkutuyorsunuz. TÜSİAD konuşmuştur, konuşacak. Başkaları da konuşacak. Yani diğer iş dünyası kuruluşları, Ekrem İmamoğlu'na yapılan bu yargı süreçleri, bu saldırı, bu taciz; kendine yapılırsa mutlu mu olacak mesela? Doğru yapıyorlar mı diyecek? Diğer kurum kuruluşlara sesleniyorum. Ekrem İmamoğlu'na yapılan, İstanbul'a yapılan bu yargı tacizi süreci o kurum kuruluşların içinde olan insanlara, kişilere sesleniyorum; size yapılsa, ailenize yapılsa, kuruluşunuza yapılsa mutlu mu olacaksınız? Olmayacaksanız siz de ses çıkartmalısınız. Bugün ona yapılan yarın size yapılacaktır. Bu yargı düzeni süreci, bu bozuk düzen olduğu sürece herkes tehdit altındadır.

- O bakımdan TÜSİAD konuşmuş, konuşacak. TÜSİAD'ın içinde kaç tane üye varsa tek tek konuşmalı. Ben olsam içlerinde konuşurum. Ha diğeri konuşmuyor veya öbürü konuşmuyor. O da başını öne eğip gezecek toplumun içerisinde. Hatta gezemeyecek. Kendini aldatmış olacak. Doğruları konuşmayalım. ‘Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar’ atasözü bu topraklara yakışmaz. Doğru söyleyen Ekrem İmamoğlu, şu durduğu yerden bir milim kimse esnetemez. Hiçbir vatandaşımız da esnemez. Ben öyle biliyorum.

- Ben onun için vatandaşıma aşığım. Memleketime, milletime aşığım. Ne yapalım yani? ‘Enflasyon yok, her şey güllük gülistanlık. Emekliler mutlu. Dar gelirliler mutlu. İşsizlik diye bir şey de yok.’ Böyle mi diyelim yani? Yalan mı konuşalım? Bu ülkede eğer öyle bir söz varsa onu çöpe attık. Yalan söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Kovulmak istemeyen doğruyu söylesin bu ülkede. Bu ülke doğru söyleyeni sever. Cesur olanı, mert olanı sever. Doğruluğa ve dürüstlüğe davet ediyorum herkesi. Söz söylemede de cesur olmaya davet ediyorum herkesi.

Ekrem İmamoğlu
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber