Kanser tedavisinde devrim: Son evredeki hastalara bu virüs umut oldu!

Çinli bilim insanları, kuşlarda bulunan ve genetiğiyle oynanmış bir virüsü kullanarak kanser hücrelerini şeker üretmeye zorlayabileceklerini keşfetti. Bu sayede bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini kolayca tanıyıp saldırması mümkün oluyor.

Virüs tedavisi meme, karaciğer, gırtlak, rektum, yumurta, rahim ağzı, akciğer ve deri gibi sekiz farklı kanserden muzdarip 23 hasta üstünde denendi. Kanserinin üçüncü ya da son evresinde olan bu hastalar, standart tedavi yöntemlerine yanıt vermiyordu.

Sekiz ila 12 hafta boyunca haftada bir kez virüsün enjekte edildiği hastalardan ikisi hariç hepsinde kanser ya küçüldü ya da büyümesi durdu.

Bilim insanları aynı deneyi karaciğer kanseri olan beş maymun üstünde de denedi. Sonuç olarak bu beş maymunun virüs verilmeyen diğer maymunlara kıyasla daha uzun yaşadığı görüldü.

UMUT VADEDİYOR

Araştırmaya katılmayan uzmanlar da bunun umut vadeden bir çalışma olduğunu söylüyor. Tedavinin pek çok kanser türü üstünde etkili olması da ümitleri artırıyor.

Ancak tedavinin standartlaştırılmadan önce daha birçok denemeden geçmesi gerektiği de vurgulanıyor. Bu süreç yıllar sürebilir.

DOMUZLARDAN İNSANA ORGAN NAKLİNDEN İLHAM ALMIŞ

NDV-GT denen tedavi yönteminde bağışıklık sisteminin, organ nakli sonrası reddettiği organa verdiği tepkiye benzer bir tepki vermesi sağlanıyor.

Nanning’deki Guangxi Tıp Üniversitesi’nde immünolog ve cerrah Yongxiang Zhao bu fikrin aklına domuzlardan organ nakli yapılan hastalar sayesinde geldiğini söylüyor.

İnsan antikorları, domuz hücrelerinin yüzeylerini kaplayan şekerlere saldırarak nakledilen dokuyu çok şiddetli bir şekilde reddediyor. İşte Zhao benzer bir yöntemin kanser tedavisinde uygulanıp uygulanamayacağını merak etmiş.

YALANCI VEBAYA SEBEP OLAN VİRÜSÜ KULLANDILAR

Zhao, deneyde yalancı veba da denen Newcastle hastalığına sebep olan genetiğiyle oynanmış bir virüsü kullandı. Bu virüs kuşlarda ölümcül olsa da insanlar üstündeki etkisi hafif oluyor, bazen hastalığa bile sebep olmuyor.

Virüs bağışıklık sistemini harekete geçirecek kadar güçlü olmadığı için genetiği α 1,3-galactotransferase enzimini üretecek şekilde değiştirildi. Bu enzim kanser hücrelerini domuzların organ dokularında bulunan şekerle kaplıyor.

Sonuç olarak bağışıklık sistemindeki antikorlar bu şekeri yabancı olarak görüyor ve savunma hücrelerini harekete geçirerek kanser hücrelerini öldürüyor. Bu sayede sağlıklı hücreler hiç hasar görmemiş oluyor.

HASTALARIN VÜCUDU NASIL TEPKİ VERDİ?

İki yılın ardından hastalardan ikisinin kanseri küçüldü ancak tamamen yok olmadı. Diğer beş hastadaysa kanserin büyümesi durdu.

Diğer bazı hastalarda kanserin büyümesi başta dursa da sonra devam etti. Yalnızca iki hasta tedaviden olumlu bir sonuç alamadı. İki hastaysa tedaviyi sonuna kadar sürdürmedi.

Araştırmacılar şimdi deneylerin ikinci ve üçüncü klinik aşamaya geçeceğini söylüyor.