Kritik oylamada öne çıkanlar: 'Mürekkep yalama' polemiği ve gazetecilere baskı

Muhalefet partilerinin özellikle 16. maddenin 5. fıkrası nedeniyle nedeniyle eleştirip ret oyu verdiği Siber Güvenlik Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Milletvekilleri, gazeteciler üzerinde oluşacak baskıyı tane tane anlatırken siyasiler arasında bazı polemikler de yaşandı. Meclis'e AKP listelerinden giren HÜDA PAR Sözcüsü'nün iktidar kanadıyla hareket etmemesi dikkat çekti.

Derleyen: Miray Tamer / Nefes.com.tr

Muhalefet kanadının ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlayıcı uygulamalara neden olacağı endişesiyle eleştirdiği Siber Güvenlik Kanunu Teklifi, 246'ya karşı 102 ret oyuyla kabul edildi.

En tepki çeken maddeyse "Siber uzayda veri sızıntısı olmadığını bildiği halde halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak ya da kurumları veya şahısları hedef göstermek amacıyla siber güvenlikle ilgili veri sızıntısı olduğuna yönelik gerçeğe aykırı içerik oluşturanlara veya bu maksatla bu içerikleri yayanlara iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir" oldu.

Kanuna göre Türkiye Cumhuriyeti'nin siber uzaydaki milli gücünü meydana getiren unsurlarına yönelik siber saldırı gerçekleştiren veya bu saldırı neticesinde elde ettiği her türlü veriyi siber uzayda bulunduranlara 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Yetkili mercilerin ve denetim görevlilerinin istedikleri bilgi, belge, yazılım, veri ve donanımı vermeyenler veya bunların alınmasına engel olanlar 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 500 günden 1500 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

Sır saklama yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere veya görev ve yetkilerini kötüye kullananlara 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilecek.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, görüşmeler sırasında maddenin yol açabileceği tabloyu şöyle özetledi:

- "İfade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü tıpkı dezenformasyon yasası gibi hedef alıyor. Bu madde oylarınızla yürürlüğe girerse yurttaşlarımızın çalınan verilerinin hesabını soran tüm gazeteciler, kurumlardan sızdırılan tüm verilerin ne olduğunu soran tüm yurttaşlar hapse girecekler.

- Ufak değişikliklere rağmen Türkiye'de demokrasiyi bir çağ daha geriye götürecek Anayasa'ya aykırı bir düzenlemeden bahsediyoruz burada.

Sorular şunlar:

Veri sızıntısı olmadığını belirleyen kimdir?

İçerik yayılmasa bile oluşturmak nasıl suç olabilir?

Gazetecilerin hangi amaçla haber yaptığını neye göre ölçeceksiniz?"

'SUÇ TÜRETTİNİZ'

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, bahse konu maddeyle gazetecilerin potansiyel suçlu ilan edildiğini söyledi:

"Değerli milletvekilleri, şimdi ülke, basın ve ifade özgürlüğü konusunda zaten sınıfta kalmamış gibi, görüştüğümüz kanun teklifiyle gazetecilere bir kez daha sınırlama getiriyorsunuz. 'Veri sızıntısı olmadığı hâlde bu yönde algı oluşturmak' diye bir suç türettiniz, gazetecileri potansiyel suçlu ilan etmek istiyorsunuz."

'VERİ SIZINTISINI İNKAR EDİP GAZETECİYİ GÖZALTINA ALDINIZ'

CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer ve DEVA Partisi Gaziantep Milletvekili Ertuğrul Kaya da maddeyi geçmiş örnekler üzerinden eleştirdi.

İki isim de gazeteci İbrahim Haskoloğlu'nun Nisan 2022'de tutuklanmasına varan olayı hatırlattı.

Orhan Sümer: "Siber suçların mağdurları, şirketlerin kolluk kuvvetlerinin ve hukukun birbirine top atması sonucu bir türlü çözüme ulaşamıyor.

Türkiye'nin mevcut siber güvenlik altyapısının sağlam olması gerekiyor ki diğer tüm sistemler kesintisiz olarak çalışsın. Peki, bizde durum öyle mi? Ne yazık ki hayır.

Gazeteci çıkıyor '85 milyon vatandaşın kişisel bilgileri, hesap numaraları, özel bilgileri internet ortamında satılıyor, buna engel olun.' diye haber yapıyor, kimse inanmıyor.

Aynı gazeteci, söylediğinin doğru olduğunu kanıtlamak için Sayın Cumhurbaşkanının, MİT Müsteşarının kimlik fotoğrafını paylaşıyor, sonra ne oluyor? Bu durumu ortaya çıkaran gazeteci tutuklanıyor. AKP'nin getireceği Siber Güvenlik Kanunu işte tam da budur."

Ertuğrul Kaya: "Yaşayanı, vefat etmişiyle toplam 108 milyon Türk vatandaşının kimlik numaraları, adresleri ve telefon numaraları gibi hassas bilgilerinin çalındığına dair haberler çıktı malumunuz, sosyal medyada gazeteciler bu verilerden örnekler yayınladı.

Siz ne yaptınız? İnkâr ettiniz, kabul etmediniz. Bu size yetti mi? Yetmedi. Haberleri yapan, sızıntıları kanıtlamak için örnekler sunan gazetecileri gözaltına alıp tutuklattırdınız.

Nihayetinde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu e-devlet sisteminin pandemi sırasında hacklendiğini kabul etti. Peki, pandemi ne zamandı? 2020-2021. İtiraf ne zaman geldi? 2024."

Haskoloğlu Nisan 2022'de kişisel X (eski adıyla Twitter) hesabında "Yaklaşık 2 ay önce yayındayken bana bir hacker grubu ulaştı. E-devlet ve devlete ait sitelerden verilerin çalındığını söylediler. Verileri hala da sızdırıyor olduklarını belirttiler. Bazı devlet yetkililerinin bilgilerini benimle paylaştılar. Buna yeni kimlik kartları da dahil" mesajını yayınlamış, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Başkanı Hakan Fidan'a ait olduğu iddia edilen kimlik kartlarını paylaşmıştı.

Kendisine yöneltilen suçlamalara "Ben bu olayları 2-3 ay önce gerekli mercilere ilettim. Bana herhangi bir dönüş yapmayıp, gündem olunca üstüne düşmeleri işgüzarlıktır. FETÖ'cü olsam, devlete söylemez direkt paylaşırdım. Kimse yalanlamadı" yanıtını verse de gözaltına alınıp tutuklanmıştı.

Gazeteci, cezaevindeki sekiz günün ardından tahliye edilmişti.

'BİRAZ DEĞİL BAYAĞI MÜREKKEP YALAMIŞLIĞIM VAR'

Kanun teklifine ilişkin görüşmeler sırasında AKP Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu'yla CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba arasında bir de polemik yaşandı.

İkili arasında geçenler tutanaklara şöyle yansıdı:

Veli Ağbaba: "(...) Size söylüyorum Bahadır Bey, size söylüyorum, eğer biraz vicdan varsa size söylüyorum. Kadın üzerini değiştirmeye çalışıyor, kameralarla kadının yatak odasına giriliyor, kızı üzerini değiştirmeye çalışıyor, yatak odasına kamerayla girilmeye çalışılıyor.

Bir başka uygulama, belki bilirsiniz -biraz mürekkep yalamışlığınız var- Adnan Özyalçıner, 91 yaşında 91. Kızı Ayşe Bengi Çelik, sinemacı, senarist.

Kadın 'Bir dakika müsaade edin' diyor, müsaade etmeye fırsat bırakılmadan kadının evine koçbaşıyla kırılarak giriliyor, 91 yaşındaki babasının önünde, âdeta silahlıymış gibi bir muamele yapılarak, yine uzun namlulu silahlarla gözaltına alınıyor. Ne zaman oluyor bu? 2025 Türkiyesinde değerli arkadaşlar. (...)"

Bahadır Yenişehirlioğlu: "Değerli vekilimize teşekkür ediyorum. Bende bir tespih hediyesi de var kendisinin, iyi görüşürüz kendisiyle. 'Birazcık mürekkep yalamışlığın var.' dedi ismimi zikrederek.

Bir hayli mürekkep yalamışlığım var benim. Yirmi sekiz yıl ceza avukatlığım var, uluslararası dillere çevrilmiş 13 tane romanım var, bütün dünyada okunuyor ve bildiğiniz gibi, aşağı yukarı 300 bölüm aktörlük yaptım.

Hani 'Her şey olabilirsiniz ama asla aktör olamazsınız.' der büyük Atatürk. O yüzden, biraz değil o yalamışlık, bir hayli fazla. Teşekkür ederim."

Veli Ağbaba: "Yalnız Sayın Başkan, ben Sayın Yenişehirlioğlu'na bilerek söyledim, Yenişehirlioğlu'nun çok entelektüel birisi olduğunu biliyorum; çok kitap yazmış, dizilerde çok oynamış, biz de seviyoruz kendisini o kimliğiyle ama biraz vicdanı kalmamış çünkü bu söylediklerim hakikaten gerçek, araştırsın lütfen."

AKP LİSTELERİNDEN GİRDİ, RET OYU VERDİ

Dikkati çeken bir detay ise oylama sonuçlarına bakıldığında görüldü.

Mayıs 2023'te düzenlenen parlamento seçimlerine AKP listelerinden giren HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, iktidar kanadının aksine teklife ret oyu verdi.

Ramanlı ayrıca partisinden görüşmelere katılan tek isimdi.

TBMM
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber