Meyve suyu detoksu deyip geçmeyin... Kansere kadar götürebiliyor

Sosyal medyada çok çeşitli kilo verme yöntemleri deneniyor. Bunlardan biri de meyve suyu detoksu. Bu yöntemde kilo vermek isteyen kişiler bir süre boyunca yalnızca meyve ve sebzelerden yapılan içecekleri tüketiyor.

Beyoncé, Gwyneth Paltrow ve Gigi Hadid gibi ünlü isimlerin de denediği bu yöntem, ABD'de kilo vermede etkili bir yöntem olarak epey popüler oldu. Ancak meyve suyu detoksunun sağlığa başka zararları olabilir. Özellikle de bağırsak ve ağız mikrobiyomunu değiştirerek ağız ve kolon kanseri riskini artırabilir.

Northwestern Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, meyve suyu detoksunun vücutta sağlığa zararı olmayan bakterilerde değişikliğe yol açarak, enfeksiyona ve bağışıklığın düşmesine neden olan bakterilerin sayısını artırdığını tespit etti.

MEYVE SUYU DETOKSUNUN VÜCUTTAKİ ETKİLERİ

Yalnızca meyve suyu tüketildiğinde vücut, sindirim sistemini destekleyen gıda liflerinden mahrum kalıyor. Şeker oranı yüksek meyve ve sebze sularıyla beslenmek kan şekerinin hızla yükselmesine neden olabiliyor.

Ayrıca meyve suyunda vücudun ihtiyaç duyduğu protein ve yağ bulunmuyor. Bu da kas kaybına ve yorgunluğa neden olabiliyor.

Hal böyleyken vücuttaki iyi ve kötü bakterilerin dengesi bozuluyor ve kötü bakteriler ağır basıyor.

Çalışmanın başyazarı ve aynı zamanda Northwestern Medicine Osher Center for Integrative Health'in yöneticisi Dr. Melinda Ring, "Çoğu insan meyve suyu tüketimini sağlıklı bir detoks olarak görüyor ancak bu çalışma bunun doğru olmadığını gösteriyor. Lifsiz yüksek miktarda meyve suyu tüketmek, mikrobiyomda dengesizliklere yol açarak enfeksiyon ve bağırsak sağlığının kötüleşmesi gibi olumsuz sonuçlara yol açıyor" dedi.

ÜÇ FARKLI DİYET YÖNTEMİ UYGULANDI

Nutrients dergisinde yayınlanan çalışmada bilim insanları yaş ortalaması 22.7 olan 14 kişiyi inceledi. Katılımcıların üç gün uygulaması için üç diyey yöntemi belirlendi. Bunlardan ilki soğuk sıkım meyve suyundan oluşan meyve suyu detoksu (800-900 kalori), soğuk sıkım meyve suyu ve normal diyet kombosu ve son olarak bitki bazlı, tam gıda diyetiydi (800-900 kalori).

Araştırmacılar diyet öncesi, diyet tamamlandığında ve diyetten iki hafta sonra katılımcılardan dışkı, tükürük ve yanak hücresi örneği topladı. İyi ve kötü bakteri dengesindeki en büyük değişiklik bağırsaktan ziyade ağızda görüldü.

Bilim insanları "Salya mikrobiyomu, diyet değişikliklerine çok daha hassastı, hızlı ve dikkat çekici değişiklikler oldu. Buna karşılık bağırsak mikrobiyomu diyet yöntemlerine çok daha az yanıt verdi" dedi.

BAKTERİ DENGESİ KÖTÜYE KAYARSA...

Bakteri dengesi kötüye kaydığındaysa birtakım olumsuz sonuçlar kendini göstermeye başladı. Bazı bakteriler gıdaları ve maddeleri DNA'ya zarar veren ya da kanserin büyümesini teşvik eden zararlı yapılara dönüştürebiliyor. Bakteri dengesinin bozulması, bu tehlikeli bileşiklerin üremesine yol açabiliyor.

Yanak mikrobiyomunda da meyve suyu diyetinde ağız kanseri riskinin artmasıyla bağlantılı bir bakteri olan Proteobacteria'nın miktarı arttı. Proteobacteria'nın fazla büyümesi kronik enfeksiyona yol açabiliyor. Bu inatçı enfeksiyon, zaman içinde dokulara zarar vererek kanserin ortaya çıkmasına neden genetik mutasyonlara yol açabiliyor.

Ayrıca bu şekilde anormal hücre büyümesi ortaya çıkarak bağışıklık sistemi zayıflayabiliyor.

Meyve suyu ve gıda diyetiyse Firmicutes bakterisinin azalmasına yol açabiliyor. Oysa Firmicutes sindirimde önemli bir rol oynuyor. Özellikle karbonhidratların parçalanmasında ve bağırsak sağlığı için faydalı proteinlerin üretiminde.