Müsilaja boğulan Marmara için gözler Bursa'da: Zehri Nilüfer mi taşıyor?
Marmara Denizi'ni yeniden etkisi altına alan müsilajla ilgili çalışmalar sürerken uzmanlar üç ana başlık üzerinde duruyor. Bunlardan biri olan kirliliğin nedenini ise Prof. Dr. Mustafa Sarı Nilüfer Çayı'na bağlıyor. Bursa'daki bu çayın arıtılmasına rağmen kötü kokuya ve siyah renge sahip olmasının araştırılması gerektiğini söyleyen Sarı sulamada da kullanılmaması gerektiğini söyledi.
Son dönemde Marmara Denizi’nin 5 ila 25 metre derinliklerinde yeniden görülen müsilajın neden oluştuğu hakkında çalışmalar yapan uzmanlar 3 ana neden üzerinde durdu. İklim değişimine bağlı su sıcaklığındaki artış, dip sularının sıcaklıklarında gözlenen homojenlikle karakterize olan kararlı durağanlık ve Marmara Denizi’ne noktasal ve yayılı kaynaklardan ulaşan kirlilik yani azot ve fosfor yükünün yüksekliği nedenlerinin müsilaj oluşumunun ana temelleri olarak görüldü.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Bursa'nın önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayı'nda araştırmalarda bulundu. Nilüfer Çayı’nın 3 stratejik noktasında çalışmalar yapan Prof. Dr. Sarı, oksijen miktarı 0,14-1,12 mg/l olarak ölçü. Nilüfer Çayı’nın şu an itibarıyla 4. sınıf su kalitesine sahip olduğunu ve acil eylem planı oluşturulması gerektiğini vurguladı. Sarı, ayrıca tarımsal sulama yapılmasının da önlenmesi gerektiğini ifade etti.
ARITILIYORSA KORKUNÇ KOKU NEREDEN GELİYOR?
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı yaptığı açıklamada Nilüfer Çayı'na ilişkin çelişkileri şöyle sıraladı:
“-Uludağ’ın eteklerinde içme suyu olarak kullanılan Nilüfer Çayı’nın Çapraz Çay’a karıştığı yerde esasında suyla ilgisi olmayan bir atık karışımı haline geldiği görülmektedir. 20’den fazla lisansüstü teze ve 100’den fazla bilimsel makaleye konu olan Nilüfer Çayı ülkemizde en kirli akarsulardan birisi olarak kabul edilmektedir.
-Resmi veriler dikkate alındığında evsel ve endüstriyel atıkların yüzde 95 oranında arıtıldığı görülmektedir. Bu verilere göre Nilüfer Çayı’nın tertemiz akıyor olması beklenilen bir durumdur. Ancak Nilüfer Çayı’nın kent merkezi içindeki kolları veya doğrudan kendisi üzerindeki köprülerden geçerken görülen simsiyah sıvı (su denilemez) ve korkunç koku nereden gelmektedir?
-Nilüfer Çayı ile ilgili çözüm yaklaşımlarında bu çelişkilere cevap verilmeden yapılacak her uygulama sonuçsuz kalacaktır. Bu soruya cevap bulmak amacıyla, 15 Temmuz 2024 tarihinde su kalitesinin en önemli parametrelerinden olan çözünmüş oksijen miktarını Marmara Denizi’ne ulaşmadan hemen önce Çapraz Çay’a karıştığı yerden Uludağ eteklerine kadar Nilüfer Çayı boyunca ölçtüm.
-Çapraz Çay’a karıştığı nokta ile Bursa kent merkezine girişi temsil eden Hayırlar Köprüsü ile Balat Köprüsü arasındaki istasyonlarda ölçülen çözünmüş oksijen miktarı 0,14-1,12 mg/l arasındadır."
'MARMARA DENİZİ'NİN KİRLİLİK YÜKÜ AZALTILMALI'
Marmara Denizi’nde müsilaj tehlikesinin önüne geçmek için öncelikli olarak Nilüfer Çayı’nın temizlenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Sarı “Müsilaj oluşumuna onlarca faktör katkı sağlasa da üç tetikleyici bir araya geldiğinde felaket boyutunda müsilaj ortaya çıktığı artık bilinen bir durumdur. Bu üçlü tetikleyicinin birincisi kuşkusuz iklim değişimine bağlı su sıcaklığındaki artış, ikincisi deniz şartlarında özellikle yüzeyle dip sularının sıcaklıklarında gözlenen homojenlikle karakterize olan kararlı durağanlık, üçüncüsü ise Marmara Denizi’ne noktasal ve yayılı kaynaklardan ulaşan kirlilik yani azot ve fosfor yükünün yüksekliğidir.
Deniz suyu sıcaklıklarını ve deniz şartlarındaki kararlı durağanlığı kontrol etmek mümkün olmadığına göre esasında müsilajın felaket boyutunda ortaya çıkmasını önlemenin tek yolunun Marmara Denizi’nin kirlilik yükünün azaltılmasından kaynaklandığı açıktır. Bu günlerde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan denetimler ile belediyelere yönelik yapılan uyarılar geç de olsa yerindedir ve önemlidir.
Ancak yapılan ölçümlere göre Nilüfer Çayı kirlenmiş 4. sınıf sulara sahip bir atık kanalı fonksiyonu üstlenmiştir. Bu durum kabul edilemez. Her ne kadar zaman zaman yapılan toplantılar ve eylem planlarında Nilüfer Çayı’nın 2. sınıf su kalitesine kavuşturulması hedeflenmiş olsa da şimdiye kadar kayda değer bir iyileşme sağlanamadığı açıktır” dedi.
NİLÜFER ÇAYI NASIL KURTULUR?
Nilüfer Çayı’nın kurtarılması için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Sarı şunları söyledi:
-Bölgede her gün yenisi faaliyete başlayan OSB’ler, kaçak evsel ve endüstriyel deşarjlar, bireysel sanayi tesisleri, yoğun hayvansal ve bitkisel üretim işletmeleri ile gıda endüstrisinin mevcudiyeti dikkate alındığında Nilüfer Çayı için önlemlerin acilen alınması bir zorunluluktur.
Çayın uzun yıllar kurak mevsim ortalama debisi dikkate alınarak, çaya deşarj edilecek toplam maksimum yükler yeniden belirlenmelidir. Sorun tek başına organik kirlilikten kaynaklamadığı için sadece azot-fosfor sınırlaması yeterli olmayacaktır. Azot-fosforun yanında mutlaka ağır metal, tuzluluk ve renk parametrelerini de kapsayan yeni bir deşarj kısıtlamasına gidilmesi şarttır.
-Nilüfer Çayı halihazırda 4. sınıf su kalitesine sahiptir. Yani aşırı kirlenmiş bir sudur. Böyle sular tarımsal sulamaya uygun değildir. Oysa gözlemler esnasında sayısız su motoruyla su çekilerek sulama yapıldığı görülmüştür. Nilüfer Çayı’nın tarımsal sulama amacıyla kullanımı, su kalite sınıfı iyileşinceye kadar derhal önlenmelidir.
-Halihazırda Nilüfer Çayı’na atık deşarj eden bütün işletmeler bellidir. Nilüfer Çayı’nın mevcut durumu debiden bağımsız olarak ruhsat şartlarındaki taahhütlere uyulmadığını göstermektedir. Denetimlerle bu işletmelerin vakit geçmeden Nilüfer Çayı’nı kirletmeleri önlenmelidir.
-Nilüfer Çayı için tüm tarafların katılımıyla yeni bir Acil Eylem Planı hazırlanmalı, uygulama süresi belirtilmeli ve uygulamalar herkes tarafından şeffaf olarak izlenebilmelidir. Nilüfer Çayı’nın kirlilikten kurtarılması için merkezi yönetim, yerel yönetim, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların topyekûn iş birliği yapması şarttır.