Yıllar sonra 'zayıf taraf oldu: Guardiola'nın futbol felsefesi öldü mü?
Manchester City, eski gücünden çok uzakta. Guardiola’nın yıllardır başarı getiren oyun felsefesi artık miadını doldurdu mu? Modern futbolun hız ve direkt oyun anlayışına karşı City’nin zorlanması, Pep’in taktiklerinin eskidiği yorumlarını güçlendiriyor. Peki, Guardiola bu krizi aşabilecek mi, yoksa devri kapanıyor mu?
UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid’e karşı alınan ağır mağlubiyetin ardından Manchester City, bugün Premier Lig lideri Liverpool’u konuk edecek. Ancak bu kez alışılmadık bir şekilde "zayıf taraf" olarak sahaya çıkacaklar.
Lig şampiyonluğu yarışından uzaklaşmış, tüm kulvarlarda çıktığı son 26 maçta 13 mağlubiyet almış bir takım olarak, City zor günler geçiriyor.
CITY’NİN KRİZİNİN TEMELİNDE NE VAR?
Manchester City’nin yaşadığı sıkıntılar saymakla bitmeyecek kadar fazla. Kadronun yaşlanması ve sakatlıklarla boğuşması, takımın sahada beklenmedik hatalar yapmasına neden oluyor.
Özgüven eksikliği, City’yi oyunun belirli anlarında pasif hale getiriyor ve rakiplerinin gol yağmurlarına engel olamıyorlar. Kilit oyuncuların form düşüklüğü de tabloyu tamamlıyor.
Ancak bunlar sadece semptomlar, asıl sorunlar çok daha derinlerde yatıyor.
City’nin krizi, teknik ve taktiksel bir çöküşün göstergesi. Pep Guardiola’nın da kabul ettiği gibi, problem sadece taktiklerin işe yaramaması değil, aynı zamanda modern futbola ayak uyduramama meselesi.
Real Madrid’e karşı alınan mağlubiyetin ardından Guardiola’nın yaptığı şu açıklama bu durumu özetliyor:
"Geçmişte nasıl işliyorsa, artık öyle işlemiyor."
Bu açıklama, Guardiola’nın futbol anlayışının sorgulanmasına neden oldu. Peki, modern futbolun değişen dinamikleri karşısında Guardiola’nın felsefesi eskimeye mi başladı?
FUTBOLUN YENİ YÖNÜ: DAHA DİREKT VE HIZLI HÜCUMLAR
Guardiola, geçtiğimiz haftalarda basın toplantılarında taktiksel değişimlere dikkat çekerek önemli bir noktaya değindi. Bournemouth ve Brighton gibi takımları örnek göstererek şunları söyledi:
"Bugün modern futbol artık pozisyon oyunu değil. Ritmi yakalamalısınız."
Bu sözler, Guardiola’nın uzun yıllardır savunduğu ‘juego de posición’ (pozisyon oyunu) felsefesinin artık geçerliliğini yitirdiğini mi gösteriyor? Elit futbol, artık daha hızlı ve rakibi bozan bir anlayışa mı kayıyor?
Liverpool, Jurgen Klopp yönetimindeki önceki yıllara kıyasla bu sezon daha kontrollü bir oyun yapısıyla başarılı oldu. Tottenham ise doğrudan oyun anlayışını sınırlı kadrosu nedeniyle tam olarak sahaya yansıtamadı. Ancak Premier Lig’de veriler, futbolun giderek daha hızlı ve agresif hale geldiğini gösteriyor.
Guardiola’nın İngiltere’deki ilk şampiyonluğundan bu yana, ligdeki yüksek top kazanımları ve pres seviyeleri arttı. Savunma aksiyon başına düşen pas sayısı (PPDA) azalırken, hızlı hücumlar ve direkt ataklar yükselişe geçti.
GUARDIOLA YİNE DEĞİŞİME Mİ GİDİYOR?
Bu krizi aşmanın yollarını arayan Guardiola, Manchester City’yi modernize etmek için yeni taktikler geliştiriyor olabilir. Bunun bazı sinyalleri de sahada görülmeye başlandı.
Ocak ayında Chelsea’ye karşı alınan 3-1’lik galibiyette City’nin uzun paslara yöneldiği dikkat çekti. Yeni transfer Omar Marmoush’un Erling Haaland ile birlikte yaptığı savunma arkası koşular, City’nin oyun anlayışında önemli bir değişimi işaret etti.
Newcastle United karşısında alınan 4-0’lık galibiyette de bu strateji tekrarlandı. City, rakibin adam adama presini aşmak için uzun pasları daha sık kullandı. Marmoush’un, Ederson’un uzun pasıyla attığı gol, bu yeni sistemin bir parçasıydı.
Newcastle maçında City, sezonun en yüksek dördüncü uzun pas sayısına ulaştı (39 uzun pas). Ederson’un açık oyunda kullandığı pasların %30.2’si uzun top olarak atıldı ve bu, sezonun en yüksek ikinci oranıydı.
Ancak bu değişimde yalnızca Marmoush değil, bir başka yeni isim de rol oynuyor: Nico Gonzalez.
RODRI’NİN YOKLUĞU VE GONZALEZ’İN ÖNEMİ
Guardiola, Gonzalez’i "küçük bir Rodri" olarak tanımlıyor. Orta sahada oyunun temposunu belirleyen genç oyuncu, rakamlarla da bunu kanıtladı:
- 112 dokunuş
- 100 tamamlanmış pas
- %97.1 pas isabet oranı
- 4 top kapma ve araya girme
Gonzalez’in sahada olması, City’nin ihtiyacı olan kontrolü yeniden sağlamasına yardımcı oldu. Ancak takımın en büyük kaybı Rodri oldu.
Rodri sahadayken City, oyunu kontrol edebiliyor, rakip presini kırabiliyor ve savunma dengesini sağlayabiliyordu. Ancak onun yokluğunda, takımın pres yapma, hızlı hücumları kesme ve savunmada sağlam kalma yeteneği büyük ölçüde azaldı.
En bariz örnek, Real Madrid maçında Kylian Mbappe’nin attığı golde görüldü. City savunması yüksek bir hat kurmuştu, ancak topa baskı yapamayınca Raul Asencio kolayca uzun pasını gönderdi ve Mbappe skoru değiştirdi.
CITY İÇİN ÇÖZÜM NE OLACAK?
Manchester City, baskısını kaybettiği, hücumda ve savunmada kontrolü yitirdiği bu dönemde Guardiola’nın geliştirdiği çözümlerle tekrar ayağa kalkabilir mi?
Gonzalez, orta sahadaki boşluğu doldurabilir mi? Marmoush’un oyuna kattığı bilinçli düzensizlik, takımı ileriye taşıyabilir mi?
Bunlar Guardiola’nın yeniden zirveye çıkması için cevaplaması gereken sorular.
Ancak hâlâ çözüm bekleyen büyük sorunlar var:
- Kanat oyuncularının düşen performansı
- Haaland’ın ceza sahası dışındaki etkisizliği
- Kyle Walker’ın ayrılığı ve Rico Lewis’in eksiklikleri
Bütün bu problemlerin merkezinde ise Rodri’nin yokluğu ve City’nin alıştığı oyun prensiplerinden uzaklaşması yatıyor.
Eğer Gonzalez, Rodri’nin yerini doldurabilir ve Marmoush stratejiyi güçlendirebilirse, Guardiola City’nin oyununu modernize etme yolunda önemli bir adım atmış olabilir. Ancak bu değişimin başarıya ulaşıp ulaşamayacağını zaman gösterecek.
KAYNAK: BBC