TÜSİAD yöneticilerine yurt dışına çıkış yasağı

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TÜSİAD) AKP hükümetinle yürütülen politikalara ilişkin eleştirileri sonrası başlayan 'soruşturma' serisine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çıkışı sonrası yeni bir halka eklendi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ardından bugün TÜSİAD Başkanı Orhan Turan hakkında da soruşturma başlatıldı. İş insanına 'yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlaması yöneltildi.

POLİS EŞLİĞİNDE ADLİYEYE GETİRİLDİLER

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras ve TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ın polis tarafından adliyeye getirilmesi talimatını verdi.

Turhan ve Aras, akşam saatlerinde polisle birlikte adliyeye geldi.

SAATLERCE İFADE VERDİLER

Soruşturma kapsamında Aras’ın Basın Suçları Soruşturma Bürosunda yaklaşık 3 saat süren ifade verme işlemi tamamlandı. Aras’ın ardından Turan‘ın ifadesi de bir saat sürdü.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KARARI

Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras, savcılıkta verdikleri ifadelerinin ardından 'yurt dışına çıkış yasağı' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.

Hakimlik, her iki şüphelinin de yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

Bu sırada Aras ve Turan'ın adliye koridorunda kollarına polis girmiş şekilde hakimliğe sevk edildiği görüldü.

SAVCILIK: İÇERİĞİNE BİLMEDİKLERİ OLAYLARA İLİŞKİN...

Savcılığın nöbetçi sulh ceza hakimliğine gönderdiği sevk yazısında, Turan ve Aras'ın, 13 Şubat'ta TÜSİAD Genel Kurulunda yaptıkları konuşmalarda, “yalnızca basın aracılığıyla bilgi sahibi oldukları ve içeriğini bilmedikleri olaylara ilişkin yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı dezenformasyon içerikli beyanlarda bulundukları” savunuldu.

Şüphelilerin, “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, Türkiye'nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bilgileri kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaydıkları ve yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu işledikleri” iddia edildi.

Yazıda, "şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine ilişkin kuvvetli suç şüphesini oluşturan deliller ve somut olgular bulunduğu" öne sürülerek, Turan ve Aras hakkında yurt dışına çıkış yasağını içeren adli kontrol tedbiri uygulanması talep edildi.

NE OLMUŞTU?

Bilindiği üzere TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında “Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir”, “Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor” gibi sözleri nedeniyle soruşturma başlatılmıştı.

Bu ifadeler iktidar kanadının tepkisini çekmiş, bunun üzerine dernek bir açıklama daha yayınlayarak tabiri caizse bahse konu eleştirilerin arkasında durmuştu:

- "Bağımsız ve tarafsız şekilde, ülkemizin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündemimize alıyoruz. Türkiye’nin dünyadaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlıyor; uluslararası iş dünyasındaki temsil gücümüz ile ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz.

“DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜN ZENGİNLİĞİ”

- Kamuoyunda derneğimize yöneltilen eleştiriler dahil her konunun dile getirilmesi, Türkiye’de tartışma ve demokrasi kültürünün zenginliği olarak görülmelidir.

- Ekonomik kalkınmayı ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesini benimsemiş bir hukuk devleti ile kalıcı hale getirebiliriz. Ülkemizi ileri taşıyacak ortak hedeflerimize bilgi, deneyim ve önerilerimizle katkıda bulunmak, ülkemize karşı sorumluluğumuzdur."

Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan polemiğe dahil olmuş, "Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneğiyseniz iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız" diye çıkışmıştı.

'SUSSAK GÖNLÜMÜZ RAZI DEĞİL'

Turan, Aras'ın beş gün önce soruşturmayla karşılaştığı genel kurul toplantısında şu tespitleri yapıyordu:

"Mehmet Şimşek'in politikalarına destek versek de her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz."

Turan, devamında şunları kayda geçiriyordu:

"Sanayici kan ağlıyor, ithalatın cazibesi artıyor. Bu ortamda işimizi nasıl devam ettireceğiz? Hem sanayici hem işveren hem de çalışan mutsuz. Her şeyi zamana bıraktık ama artık zamanımız var mı? Artık enflasyonla mücadelede kalıcı başarıyı sağlayalım, sanayici nefes alsın. Sussak gönlümüz razı değil."

"SUÇ ÖRGÜTÜ KURMAK, ŞİRKET KURMAKTAN DAHA KOLAY"

"Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri çok sıklaştı. 10 küsur seneki olaylara şimdi yeni soruşturmalar açılıyor. Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor. Disiplinsizlik suçlamasıyla teğmenler hakkında ihraç kararları alınıyor" diyen Turan, deprem, yangın, taciz, kadın cinayeti, iş kazası gibi kamuoyunda infial yaratan nice olayda ya suçluların bulunmadığını ya da kısa sürede serbest kaldığını vurguluyordu.

Yolsuzluk, dolandırıcılık ve karaborsa haberlerinin ardı arkasının kesilmediğini belirten Turan, "Artık suç işleme amaçlı örgüt kurmak şirket kurmaktan daha kolay" diyordu.