Zavallı Vincic

İnsan, gözleriyle değil, kalbiyle görmeli bazen. Hele ki bir futbol sevdalısıysan, yeşil sahalara baktığında sadece bir topun peşinden koşan adamları değil, bir milletin kaderini, bir neslin umudunu, bir asrın hayalini görebilmelisin.

Fenerbahçe, 3-0’lık galibiyetin rehavetine kapılmadan, Anderlecht’in taş duvarları arasında bir ordu gibi çıktı sahaya. Bu, yalnızca bir futbol maçına çıkmak değildi. Bu, Avrupa’nın paslı kapılarını bir kez daha zorlamak, bir kıtanın unutmak istediği bir milleti hatırlatmaktı.

Jose Mourinho, futbolcularına Avrupa’nın zehrini içirmiş olmalı ki, sanki Kadıköy’de alınan zafer hiç yaşanmamış gibi, ilk düdükle birlikte yeni bir destanın peşine düştüler.

Belçika tribünlerinden yükselen ırkçı çığlıklar, bir zamanlar kalelerimizde yankılanan haçlı naralarından farksızdı. Sözde medeni Avrupa, işine gelmediğinde eski defterlerini açmakta hiç tereddüt etmez.

Sahada futbol oynanıyordu ama tribünlerde bir medeniyetin çöküşü yaşanıyordu. Fenerbahçe’nin oyuncuları, çirkefliğin üstüne basıp geçtiler, ne provokasyona geldiler ne de oyun disiplininden koptular. İşte bu yüzden, 90 dakikanın sonunda bir takımın değil, bir milletin zaferi ilan edildi.

♦♦♦♦♦

Yusuf Akçiçek’in golü geldiğinde, sanki İstanbul’un eski semtlerinde top oynayan çocukların hayalleri de ağlarla buluştu. Fenerbahçe yine Avrupa’da yoluna devam ediyor.

Mart ayı geldi mi, baharın habercisi kırlangıçlar gibi sarı-lacivert bir takım belirirdi kıtanın semalarında. On yıldır Avrupa sahnesinde Türkiye’nin tek gerçek temsilcisi olduklarını ispatlayan bu takım, ligde şampiyonluk ipini göğüsleyemese de, her seferinde bu yarışın en büyük atlarından biri olduğunu kanıtlıyor.

Ama işte mesele de burada başlıyor. Bir memleketin ufku ne kadarsa, onun sevdası da o kadar olur. Avrupa’da şampiyonluk hedefleyen bir takım, kendi yurdunda yıllardır şampiyon olamıyor.

Çünkü bu topraklarda vizyon, gözünün önünden ötesini görebilenlerin değil, gözlerini kapatanların oyuncağı oldu. “Önce Süper Lig şampiyonu olalım, Avrupa’nın canı cehenneme” diyen zihniyet yüzünden, kıymetini bilemediğimiz nice takım, kendi kıymetini bilmeyen yöneticilerin elinde birer paçavraya dönüşüyor.

♦♦♦♦♦

Ve şimdi önümüzde, kavganın, kaosun, kinin ve öfkenin harmanlandığı bir derbi var. Ülkenin nefesini tuttuğu, herkesin göğsünü gere gere “Dünya derbisi” diye sunduğu bir savaş alanı…

Memlekette her şey gibi futbol da kör dövüşüne dönmüşken, 55 yıl sonra bir yabancı hakem düdük çalacak. Zavallı Vincic…

Adam Şampiyonlar Ligi finali yönetmiş, Avrupa’nın en iyisi denilmiş ama biz, iki günde adamı çarmıha germişiz. “Yabancı hakem gelsin” diyenler bile, adamı daha sahaya çıkmadan yerin dibine gömmüş. Suçlamaların ardı arkası kesilmiyor: “Şikeciymiş, Acun Ilıcalı’nın adamıymış, memleketi bile şüpheliymiş.”

İşte biz buyuz. Bütün aynalar kırılsa da, biz birbirimizin yüzüne bakarak kendimizi seyredebiliriz. Çünkü zihniyetimiz çürümüş, vicdanımız susmuş, adaletimiz sakatlanmış.

Yalnızca futbolumuz değil, ruhumuz da paramparça olmuş. Avrupa’nın en iyi hakemini bile iki günde harcadıysak, yıllardır Türk hakemlerine neler yaptığımızı siz düşünün. Derbideki ilk hatasında neler olacağını tahmin bile edemiyorum.

♦♦♦♦♦

Bundan sonra ne yabancı hakem kurtarır bizi, ne de yeni bir TFF düzeni… Bu memlekette eğitim, ahlak ve adalet ayağa kalkmadıkça, futbol da, siyaset de, sokak da düzelmez. Zihniyetin çürüdüğü yerde, spor da, sanat da, insanlık da solar. Ve biz, bu çürümüşlüğü gözlerimizle değil, kalbimizle görebildiğimiz gün belki bir umut ışığı doğar.

Son 20 yılda kademeli olarak adalet duygusunu kaybetmiş, eğitimi yerle yeksan olmuş bir toplumun futbolu da çamura bulanır, sokaktaki insanı da. Önce vicdanlarımızı temizlemeliyiz, sonra sahadaki adaleti aramalıyız. Yoksa bu düzen, çürümüş bir ağacın her rüzgarda biraz daha devrilmeye yaklaşmasından ibaret kalır.

Şimdi alın derbinizi, alın futbolunuzu, başınıza çalın. Çünkü bu ülkede artık futbol, sadece bir oyun olmaktan çıkmış; aklı kararmış insanların, kendi çirkin ruhlarını yansıttıkları bir ayna haline gelmiştir.

SON DAKİKA HABERLERİ

Alican Özcan Diğer Yazıları