Bahçeli, Demirtaş’a onay verecek mi?
İktidara yakınlığıyla bilinen bir isim dedi ki: “Bu süreçte Selahattin Demirtaş’la ilgili bir gelişme yaşanabilir, izlemekte fayda var.” Sohbette bulunanlar MHP’nin tavrından dolayı Demirtaş’ın 1 Ekim’de başlayan ve adı konulmamış süreçte rol almasının zor olduğunu kaydetti. Yine de siyaset bu diyelim ve analiz etmeye çalışalım.
İki açıklamayı okuyalım.
Önce MHP lideri Devlet Bahçeli:
“Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın. (22 Ekim 2024/TBMM Grup Toplantısı)
Bahçeli “çözümün adresleri” olarak İmralı’da yatan Abdullah Öcalan ve DEM Genel Merkezi olduğuna vurgu yaptı. Ayrıca, Edirne’de hapis yatan Selahattin Demirtaş’ın da “muhatap” alınmaması gerektiğinin altını çizdi.
Şimdi de Selahattin Demirtaş’a geçelim. Önceki gün Demirtaş’ı Edirne’de ziyaret eden HDP eski Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım 4.5 saat süren görüşmeyi anlattı. Yıldırım, Demirtaş’ın sürece dair değerlendirmelerini şu şekilde sıraladı:
“Bu defa sürecin daha doğru ilerlemeye çalıştığını, bazı şeylerin çok hızlı gibi görünse de süreci enfekte edebilecek dışsal süreçleri engelleme adına bu hızlı süreci anlayışla anlamak gerektiğini ifade etti.
“Öcalan’ın oynayacağı rolün çok değerli olduğunu, onsuz bir Türk-Kürt veya Türkiye barış sürecinin veya Ortadoğu barış sürecinin çok çok eksik kalacağını şimdi de ifade etti.
“Öcalan’ın şekillendireceği bir süreci kolaylaştırma konusunda üzerine düşenin ve kendisinden beklentilerin çok ötesinde bir rol oynayabileceğini, özellikle barışın toplumsallaşması için nerede olursa olsun rol oynamaktan geri durmayacağını ısrarla ifade etti.
“Daha ötesini, süreç içerisinde resmi olarak nasıl yer alabileceğini iki gün sonra ziyaret edecek heyetimizle paylaşacaktır.” Selahattin Demirtaş’ın kendisine yakınlığı bilinen Ahmet Yıldırım üzerinden ilettiği mesajları böyle. Altını çizmekte fayda var, Demirtaş; “Kendisinden beklentilerin çok ötesinde bir rol oynayabileceğini” söylüyor. Bu konuda MHP lideri Bahçeli’nin tavrında bir yumuşama olabilir mi? Ya da Bahçeli’ye Demirtaş’tan bir mesaj gitti mi? Bilinmiyor! Bildiğimiz, Edirne’nin de İmralı’yla birlikte bu süreçte “rol” almak istediği.
DEM: İmralı-Kandil görüşsün
Yine Bahçeli’nin cümleleriyle devam edelim: “Ne müzakere ne de mütarekeden söz açılabilecektir; terörsüz ve huzurlu Türkiye’nin müteyakkız doğruluşuyla yeni yüzyılın müjde ve mükafatını ihtiva eden mütemadi manifestosu çok yakında tekemmül edecektir. (31 Aralık 2024)”
Ankara koridorlarında, DEM’in İmralı dönüşü Meclis’te partilerle yaptığı görüşmelerin MHP kanadında “rahatsızlık” yarattığı konuşuluyor. MHP, AKP ve CHP’yle görüşmenin normal diğer partilerle yapılan görüşmelerinse “pazarlık” görüntüsü verdiğine dair eleştiriler olduğu ifade ediliyor. Ancak DEM’in bu süreçte talepleri olduğu da bir gerçeklik.
Geçen pazartesi günü (6 Ocak) Halk TV’de yayına katılan DEM Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel’in ifadeleri de çarpıcıydı. Parti içinde “etkili” konumda olan Temel özetle “taleplerini” sıraladı:
“(Öcalan’ın çağrısı) Bir çağrıyı yapmanın koşulları vardır: Tecrit edilen ada var. Heyet temas sağlıyor. Öcalansız Kürt sorunu çözülemez. Müdahil olmadığı süreçte çözülemez. Muhatap o. Günlerdir DEM Parti Meclis zemininde görüşmeler yapıyor. Ancak silah bırakın çağrısını yapacak aktör Öcalan. Kime yapılacak bu çağrı? Kendi örgütüyle temas kurması gerekmiyor mu? İmralı adasının kapatılmasını savunuyoruz. Esaslı muhataplarından biri Öcalan ise İmralı’daki bu koşullarda olmaz.
“Sürecin adı konulmalı. Yasal çerçevesi oluşturulmalı. Korsan bir süreç olmaz. İki kişinin dudakları arasında süreç yürütülemez. Muhatapları belirlenmeli bu sürecin. Silah bırakma çağrısının muhatabı kim? Öcalan ve PKK. Bu ilişki nasıl kurulacak?”
“Pazarlık” yapanlar ve sorular
Tayip Temel’in “talepleri”nin altını çizmekte fayda var: “İmralı ve PKK arasında ilişki kurulmalı. Süreç yasal çerçeveye oturtulmalı. Korsan süreçten şeffaf ve adı konmuş bir sürece geçilmeli.”
Bu noktada Kandil’den gelen açıklamalara baktığımızda, onlar da “pazarlıkta” el yükseltmiş durumda. 7 Ocak’ta Mustafa Karasu, “Heyette DEM’in eş başkanı niye yok? İmralı’ya DEM gidecekse, DEM’in yönetimi var. Öyle hemen havaya girme, kendini kaptırma olmamalı. Doğal haklar pazarlık konusu olamaz. Kürtlerin de hakları var. Anadil olsun mu olmasın mı, Kürtlerin öz yönetimi olsun mu olmasın mı, Kürtlerin varlığı tanınsın mı tanınmasın mı? Bu pazarlık konusu mudur? Doğal haklarıdır Kürtlerin. Bir süreç deniliyor ama adı yok. Adını bütün herkes biliyor. Halk da biliyor, siyasal güçler de biliyor, dünya da biliyor. Ortada hala bir şey yok. Mücadeleyi gevşetmemizi gerektirecek hiçbir şey yok.”
SONUÇ: 1 Ekim’den bu yana devam eden adı konulmamış süreçle ilgili çok soru var. Bu soruların muhataplarının mutlaka kamuoyunu bilgilendirmesi gerekiyor.