Hakan Fidan’ın şifreli mesajı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarının temsilcileriyle, İstanbul’da düzenlenen toplantıda konuştu: “Örgütün birçok ülkeyle ilişkisi var, birçok istihbarat servisiyle operasyonel ilişkisi var, birçok ülkenin askeri yapısıyla ilişkileri var. Bu kadar sızılmış, manipüle edilmiş bir örgütün kendi liderlerinden gelen bir talimatla ilgili ne derece güçlü refleksi olabilir, o başka bir sorun alanı. Geçmişte de örgüt liderliği talimat verdi, ‘silahları bırakın ve çıkın’ diye, bu yönde bir çıkış başladı. Daha sonra Suriye meselesi bahane edilerek bunu durdurdular. Şimdi yaklaşık 11 yıl sonra aynı senaryoyla karşı karşıyayız. Dinlerler mi? Kendi tercihleri. (10 Ocak 2024/İstanbul)
Bu açıklamalardan sonra geriye döndüm.
Abdullah Öcalan, 2013’teki Nevruz’da terör örgütüne ateşkes çağrısı yapmıştı: “Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun noktasına geldik. Yok sayan, inkar eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum.”
Çağrıya uyulmadığını herkes gördü.
Devam edelim.
“Yeni aktörlere” kimler karşı?
12 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Terörsüz Türkiye’ye her hal ve şartta ulaşılacaktır” başlıklı bir sosyal medya paylaşımı yaptı. Uçum’un yaptığı tespitlerin şifresini çözelim:
- ŞİFRE1: “İlk dikkat çeken; bu yeni aşamayı bir müzakereymiş gibi gösterme çabası, İmralı görüşmesi üzerinden politik şovlara yeltenilmesi ve konuya yeni aktörler katma girişimi oldu. Bunlar tarihi fırsatı tahrip edecek tutumlardır.”
Bu cümlelerde DEM heyetinin (Pervin Buldan-Sırrı Süreyya Önder) İmralı sonrası Meclis’te grubu olan partilerle yaptığı görüşmelerin “müzakere-pazarlık-şov” ekseninde yürütüldüğüne ilişkin eleştiri var. En önemli eleştiriyse “Konuya yeni aktörler katma girişimi” cümlesinde. Burada da Selahattin Demirtaş’ın ismine dikkat çekiliyor.
- ŞİFRE 2: “Özetle, terörün sona ermesine yönelik devlet inisiyatifi çok nettir: Terör her anlamda ve her mecrada devamlı surette sonlandırılacaktır. Bunun hiçbir farklı konuyla ilişkisi yoktur. Bunun için bir müzakere ve pazarlık söz konusu değildir. Terörü sona erdirmek için mutabakat aramak, komisyon kurmak, yasama yetkisine atıf yapmak abestir. Bunlar işi yokuşa sürmektir.”
Mehmet Uçum’un tepkilerinden birisi de CHP’nin “Meclis’te komisyon kuralım” önerisine. Bu noktada Beştepe de MHP de “Önce silaha son verilsin, örgüt lağvedilsin. Sonrasında neler konuşulacak bunlar masaya yatırılacaktır” çizgisinde.
Edirne ziyaretine uzanalım.
Demirtaş kime, ne mesaj verdi?
Edirne’de hapis yatan Selahattin Demirtaş’ın, DEM heyetini ziyaretinden sonra yaptığı açıklama çarpıcı.
Demirtaş’ın bazı cümlelerin altı çizildi.
- Örneğin: “Barış dilinin tüm çevrelere hakim olması da önemlidir. Bu konularda konuşan herkes tehdit, şantaj, aşağılama dilinden ve provokatif söylemlerden uzak durmak, yenme ve yenilme üzerinden boş ve anlamsız bir retorik oluşturmak yerine herkesin, hepimizin kazanacağı ortak bir gelecek üzerinde durmalıdır.”
Bu tespitlerin adresi Cumhur İttifakı! Çünkü; iktidar cenahı “Terör yenilmiştir” açıklamasını sık sık yapıyor. Oysa HDP’nin eski lideri “yenme yenilme üzerinden boş ve anlamsız retorik oluşturmak” dedi.
- Demirtaş dedi ki: “Bizler, barış girişimlerine bu aşamada her türlü desteği sunarız. Ancak çağrıyı yapacak olan da olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz. Temel sorumluluğumuz; demokrasi, özgürlükler, eşitlik, adalet ve temel insan hakları için barışçıl, sivil, siyasi mücadeleyi büyütmektir. Bu mücadelenin kanal ve imkanlarının şimdiden açılması gerekir ki barış zemini de güçlensin. Bu hususu da ilgililerin dikkatine sunmak isteriz.”
- Demirtaş’ın mesajı şöyle okundu: “Benim içeride olmam doğru değil. Destek vereceksem ‘kanal ve imkanlar’ açılmalı.” Burada kararı verecek olan Beştepe ve Devlet Bahçeli. Bakalım, Demirtaş’ın önü açılacak mı?