Bu asgari ücret fazla bile

BUNU YAZMAK GEREK

Herkes asgari ücretin bugün ya da yarın açıklanacağını bekliyordu.

Ama Salı gecesi çalışma bakanı asgari ücret tespit komisyonunu aniden toplantıya çağırdı.

Heyet Türk-İş hariç 20.30’da toplandı ve tam 6 dakika sonra bakan asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlendiğini açıkladı.

6 dakikada bir görüş alışverişi yapılamayacağına göre demek ki çalışma bakanı saraydan aldığı talimatı üyelerine bildirdi ve sonra da resmi açıklama yapıldı.

Asgari ücret büyük hayal kırıklığı yarattı.

Ama yine de bir umut vardı ve şaşkın yandaşlar bu kez onu pompalamaya başladı.

“Bu rakam şaşırtmaca, Erdoğan AKP grup toplantısında rakamı revize edecek, yeni rakamı 24 bin lira olarak açıklayacak.”

Ama beklenti boş çıktı.

Erdoğan bırakın asgari ücreti artırmayı neredeyse o kelimeyi ağzına bile almadı.

Ne dedi;

Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık.

Enflasyon düşüyor, ihracat yükseliyor.

Sanayide çarklar dönüyor.

Turizmde rekor kırıyor.

Büyümemiz kesintisiz devam ediyor.

Bütün bu veriler Türkiye’nin büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor.

2025 yılı bir önceki seneden daha iyi olacak.

Biraz daha sabır ve gayretle çok daha güzel neticeler göreceğiz.

Erdoğan bir de “Daha ne istiyorsunuz size 22 bin 104 lira fazla bile” deseydi konuşma tadından yenmeyecekti.

Bİ SOR BAKALIM

Bunun adı teröre destek değil midir?

Yıllardır Irak ve Suriye topraklarından terör estiren HTŞ Esad’ı devirdi ve Şam’da iktidar koltuğuna oturdu.

Takım elbise giyip kravat da takan örgütün Colani kod adlı lideri Ahmet Hüseyin Eş Şara da şimdilik başkanlık koltuğunda oturuyor.

Eş Şara hükümetini de oluşturuyor, neredeyse bütün bakanlar açıklandı.

Bunlardan Esaad Hasan Eş-Şıbyani dışişleri bakanı olurken Ayşe el Dibs ise hem kadın ofisi başkanı hem de Halep valisi yapılmış.

İkisi de Türkiye’deki üniversitelerde eğitim görmüşler.

Yandaş medyada bir sevinç bir sevinç görmeyin gitsin.

İyi de o zaman insanın aklına şu geliyor;

Her ne kadar HTŞ artık terör örgütü olarak anılmıyorsa da aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 100’den fazla ülke bu örgütü terör listesine almıştı, henüz bu karardan dönülmüş değil.

Bugün bakan olan üç kişi Türkiye’de yaşarken bunların HTŞ üyesi oldukları bilinmiyor muydu?

Bilinmemesi mümkün değil.

Demek ki bu üç kişi terör örgütü üyesi olmalarına rağmen Türkiye’de rahatça yaşamış ve üniversite bile okumuş.

Peki bu bir anlamda terör örgütüne destek, yardım ve yataklık olmuyor mu?

YENİ ÖĞRENDİM

İstanbul Üniversitesi’nde kıyım

Türkiye’nin en büyük üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi yılın bitimine çok az kala bir öğretim görevlisi kıyımına sahne oldu.

Rektör Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar toplam 70 öğretim üyesinin görevine hiçbir gerekçe göstermeden son verdi.

Öğretim üyeleri işlerine son verildiğini 15 Aralık’ta maaşlarının bankaya yatırılmadığını görünce öğrendiler.

Maaşları yatırılmayan bu öğretim üyelerine okula geldiklerinde derslere girmemeleri tebliğ edildi.

Derse giremeyen öğretim üyelerinin yerine başka öğretim üyelerinin ders verdiği görüldü.

İşten çıkarılan öğretim görevlilerinin bazılarının yakında profesörlük beklediklerini de öğrendim.

İşsiz kaldığı için geçim sıkıntısı çekeceğini düşünen bazı öğretim üyeleri ise emekliliklerini istemişler.

ÇOK GÜLDÜM

Valla billa siyasi tarafı yok

Fıkra Yıldırım Tuna’dan geldi. Aslında siyasi tarafı yok ama arzu edenler fıkrada söz edilen iki kişiyi diledikleri kişiye benzetebilir.

Birlikte okuyalım;

Garson adamın beyaz peynir ve kavununu servis edip rakısını kadehine koyarken “Hoş geldiniz efendim” demiş nazikçe, “Her akşam Ali bey ile gelirdiniz? Hayrola? Haftalardır görünmez oldu Ali bey?”

“Sen, sürekli yalan söyleyen, aldığı borcu asla ödemeyen, hemen her şeyini kıskanan, hesabı sürekli karşısındakine kilitlemeye çalışan, arkanı döndüğünde aleyhinde atan tutan biri ile bir masada karşılıklı oturup içmeye gelir miydin?” diye sormuş adam.

“A.. Asla gelmezdim” diye cevap vermiş garson irkilerek.

“İşte ondan” demiş adam, “Ali bey de ondan gelmiyor!”