Bunun adı darbedir

ANALİZ

Darbe anayasayı ve hukuku bir kenara bırakmak geçici bir süre için olsa da kendi hukukunu uygulamaktır.

Darbeyi ister asker silah zoruyla ister siviller devlet gücünü ele geçirerek yapsın darbe darbedir.

Türkiye uzun bir süredir darbe koşullarını yaşıyor.

Hukuk artık keyfe göre uygulanıyor.

Anayasa bir kenara bırakıldı, açık ihlaller sıradan olay haline geldi.

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali devlet gücünün bir hukuksuzluğu yerine getirilmesinde kullanılmasının çok çarpıcı bir örneğidir.

Siyasi parti liderlerinin hapse atılması, geçmişe dönük operasyonlarla seçilmişlerin tutuklanması, gazetecilerin, sanatçıların, işçilerin, holding patronlarının soruşturmalara tabi tutulması akla ve mantığa olduğu gibi tüm hukuk kurallarına da aykırıdır.

İktidar büyük yenilgiyi önlemek için darbeye başvurmuş ve olabilecek en saldırgan hale gelmiştir.

Bunun sonu asla hayırlı değildir.

KOMİK

O kadar somurtacaksanız niye görüşme yapıyorsunuz?

Sonu henüz belirsiz yeni açılım süreci DEM partinin ziyaretleriyle sürüyor.

DEM Parti’nin ziyaret ettiği MHP yöneticilerinin toplantı sonrası hallerini gördünüz mü?

Neydi o Semih Yalçın’ın suratı öyle.

Hele DEM sözcüsü “sayın Öcalan” dediğinde yüzünü öyle bir somurttu ki evlere şenlikti.

Muhtemelen “sayın Abdullah Öcalan” tanımından hayli rahatsız oldu.

Ama ne yapsın, o da emir kulu sonuçta, emir büyük yerden, DEM’lilerle iyi geçinilecek çünkü.

Düne kadar “CHP demleniyor” diye vıcık espriler yapanlar şimdi koyu demli çay içmek zorunda kaldılar.

Sokağa çıktıklarında kendi partililerine bile durumu anlatamamanın zorluğunu yaşıyorlar oysa.

Allah kimseyi MHP’lilerin düşürdüğü duruma düşürmesin.

Bir yandan yıllardır “bebek katili, terörist başı Apo” dedikleri kişiye neredeyse biat etmek zorundalar, diğer taraftan genel başkanlarının neden ortalığa çıkamadığını kendileri bile bilmiyorlar.

İşleri çok zor.

Ama konunun trajik tarafı şu;

Her ne kadar resmi söylem olarak sürecin çok iyi gittiği ve “terörsüz Türkiye’ye” çok az zaman kaldığı söylense de sürecin yine kesintiye uğraması pamuk ipliğine bağlı.

PYD konusu bir başka terörist Eş Şara marifetiyle farklı bir yola evrildi, artık PYD’ye de “silah bırak” deme şansımız kalmadı, öte yandan PKK’nın dağ kadrosu “Apo olmadan karar alınmaz” diye tutturdu.

Süreç kesintiye uğrarsa şu an Abdullah Öcalan’a laf söylemeyen MHP ne yapacak çok merak ediyorum.

Bİ SORALIM BAKALIM

SMO’ya hâlâ maaş ödeniyor mu?

Şu sıralar medyanın pek gündeminde değil ama iktidarın Suriye’de desteklediği SMO bir süre sonra başımıza büyük iş açacak.

Çünkü başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünya ülkeleri Alevi katliamında SMO’nun da payının olduğunu ileri sürmeye başladı.

Türkiye’ye yönelik “Suriye’deki askerlerini çek” baskıları da yapılıyor fazla gürültü çıkartmadan.

SMO’nun akıbeti ne olacak belli değil.

Şam’daki HTŞ’li teröristlerin de dışladığı SMO militanlarının Suriye içinde kendi başlarına kanlı eylemler yaptıkları artık çok konuşuluyor.

Bu ülkede artık bir hükmü kalmayan ve çoğu teröristlerden oluşan bu gruba hala maaş ödeniyor mu ve ödenmeye devam ediliyor mu çok merak ediyorum.

SMO başımıza çok ciddi bir iş açmadan bu sorunun mutlaka halledilmesi gerekir.

ÇOK GÜLDÜM

Evlenmeden önce ben de aslandım

Bu günün fıkrası Yıldırım Tuna’dan geldi; Aslan evlenirken düğününde fare çığlık çığlığa bağırarak aslanı kutluyormuş, “Tebrik ederim kardeşim. Şansın bol olsun kardeşim.”

Bu laubaliliğe sinirlenen düğüne davetli başka bir aslan gelip fareyi pençesinin arasına almış, “Ne o?” demiş, “Kimsin sen? Sadece bir faresin. Aslan nasıl senin kardeşin oluyor bakayım?” “Yahu eskiden ben de aynı sizler gibi bir aslandım” demiş fare, “Vallahi, evlendik de böyle olduk!”

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Eksilen simitlerden biri de….

Gazeteci Erdem Beliğ Zaman bugün de iki iğneleme göndermiş;

AKP devrinde emeklilerin maaşlarından 618 simit eksilmiş… Bir de can simidi, etti 619!

***

Dinci Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ekrem İmamoğlu’na okuduğunu anlamayan biri diyerek yüklenmiş. Hâlâ Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrar eden kendileri, “Bir kişi en fazla iki kere Cumhurbaşkanı seçilebilir” maddesine sahip Anayasa’yı okumamış olamaz değil mi?

SON DAKİKA HABERLERİ

Can Ataklı Diğer Yazıları