Her gün bunları anlatın
ANALİZ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu dün yine savcılıktaydı.
35 yıl önce Kıbrıs’taki bir üniversiteden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişi sırasında evrakta sahtecilik yaptığı iddiası ile hakkında soruşturma açıldı çünkü.
Yetmiyor, savcılar dedikodular üzerine harekete geçerek bir yandan İmamoğlu’nu diğer yandan da CHP’yi sıkıştırmaya çalışıyor.
Yok şaibeli kurultay, yok, yok il kongresi, yok sanatçılara para saçılması gibi uyduruk suçlamalarla soruşturmalar açılıyor.
Savcılar dedikodulara bile bu kadar hassas davranırken, CHP’nin belgeli, kanıtlı suç duyurularını ise sümen altında tutuyor.
İmamoğlu bugüne kadar görevi devraldığı AKP’li belediye hakkında 130 suç duyurusu yaptıklarını ancak biri ile ilgili soruşturma açılmadığını açıkladı.
Aynı şekilde Mansur Yavaş da Erdoğan’ın görevden aldığı Gökçek hakkında 100’e yakın suç duyurusunda bulunduklarını ama biri için bile işlem yapılmadığını anlattı.
AKP iktidarı elinde tuttuğu ve yargıya egemen olduğu için CHP aleyhine dedikodulara bile soruşturma açtırabiliyor, CHP’nin ise suç duyurusu yapmak ve beklemekten başka çaresi yok.
Ama şunu yapabilir;
Bu suç duyuruları bir dosya haline getirilir, başkanlar her gün bunlardan en az 5’er tanesini açıkladığı gibi yeniden suç duyurusunda bulunabilir.
Böylelikle günlerce sürecek bir kampanya yapılır, eş zamanlı olarak bu suç duyuruları kentlerin görünür yerlerindeki dev bilboardlarda sergilenir.
Belki dava açılmasını sağlayamazlar ama CHP’ye yönelik tek taraflı ve mesnetsiz saldırıların önüne geçerler.
BAŞIMDAN GEÇEN ŞEYLER
O soruya cevap vermiyor ama
İstanbul Valisi Davut Gül, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir törende yaptığı konuşmaya sosyal medya hesabından cevap vermiş.
İmamoğlu yaptığı bir açılış törenine gelmeyen Vali Gül için, “Benim açılışıma vali, kaymakam gelemez. Niye? Cumhurbaşkanı öyle talimat verdi!” demişti.
Vali ise bu sözlere şöyle karşılık verdi; “Talihsiz bir açıklama olmuş. Sayın Cumhurbaşkanımızın böyle basit bir gündemi yok. Büyükşehir belediyesinin etkinliklerine katılmama sebebim, şehri ilgilendiren mahallî ve müşterek görevlerden çok genel siyaseti ilgilendiren konuların konuşulmasıdır.”
Vali bey kendini hedef alan bir konuşmaya anında refleks göstermiş. İyi de CHP’liler aynı valinin, “Galata Köprüsü’nde miting yapma isteğine” karşılık olarak “Valiliğin belirlediği miting alanları bellidir, Galata Köprüsü miting alanı değildir” cevabına da tepki göstermişti.
Başta CHP genel başkanı olmak üzere pek çok CHP’li yetkili valinin görevini kötüye kullanmakla suçlamıştı.
Vali o açıklamalara neden hiçbir cevap vermedi?
Bİ SOR BAKALIM
Bu kişi CHP’ye ne katacak?
Salı günkü grup toplantısında CHP’ye katılan Adnan Beker için bir tören yapıldı.
Genel Başkan Özgür Özel, Beker’in rozetini bizzat kendi eliyle taktı.
Bu Adnan Beker, 6’lı masanın ortağı İyi Parti’den milletvekili seçilmiş ama bir süre sonra istifa etmişti.
Beker, “28 Mayıs’ta Tayyip Bey’e oy verdim. Başka aday mı vardı?” diye konuşmuştu.
Ama ne olduysa oldu, Beker CHP’ye alkışlarla katıldı.
Merak ettiğim şu; Bugüne kadarki başarılarını tam bilmiyorum ama bu adamın CHP milletvekili olmasının partiye nasıl bir katkısı olacak, ilk seçimlerde CHP’ye çok büyük oy mu getirecek yoksa üstün nitelikleriyle CHP’nin politikalarına büyük katkısı mı olacak?
Bu tür transferler, AKP’nin Erdoğan’ı yeniden aday yapabilmek için 360’ı bulmak için transferler.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
“Suriyeliler dönüyor” balonu da patladı
Dünyanın en kanlı terör örgütlerinden İŞİD’den bozma HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesinden sonra nasıl da sevinmişti yandaş medya. Suriye’de devrim olmuştu, özgürlük ve demokrasi geri gelmişti, bunu gören Türkiye’deki sığınmacı Suriyeliler akın akın geri dönüyordu.
Yandaş kanallar gün boyu sınır kapılarından canlı yayınlar yaparak dönen Suriyelilerle konuşuyor, onlar da Erdoğan’a minnettar olduklarını artık özgürlüğe koştuklarını anlatıyorlardı.
Neredeyse, “Suriyeliler dönmüyor, bunlar göstermelik hareketler” diyenleri “hainlikle” bile suçluyorlardı.
Peki şimdi ne oldu?
Neden sınır kapılarından geriye dönen Suriyeliler haber yapılmıyor?
Yoksa artık geri dönen mi yok?