Ya “silah bıraktık” derlerse…

ANALİZ

İktidar ısrarla “PKK ve tabii ki PYD ya silah bırakacak ya da gömülecekler” diyor.

Peki silah bırakmak ne demek?

PKK ve PYD ne yaparlarsa “silah bırakmış” sayılacaklar?

PKK aslında zaten yok.

Kandil Dağı’nda kalmış bir avuç yaşlı eski terörist ve onların yanındaki etkisiz genç elemanlar var sadece.

AKP iktidarının “PKK’nın devamı” diye nitelediği PYD’nin ise gerçekten çok güçlü olduğu belirtiliyor.

130 bin kişilik bir militan topluluğu PYD.

Amerika tarafından eğitildiler, üniformalarını Amerika verdi, üstün teknolojili silahlarla ve mühimmatla donattı.

Şu an itibarıyla PYD Suriye topraklarındaki en güçlü silahlı varlık olarak görünüyor.

Üstelik AKP iktidarı dışında dünyada hiç kimse PYD için “terör örgütü” tanımını kullanmıyor.

Buna karşı Türkiye’nin bu konudaki hassasiyeti ise özellikle batılı ülkelerde kabul ediliyor.

Gelelim silah bırakma talebine.

PYD’nin “silah bıraktık” demesi yeterli olacak mıdır?

Şam’daki HTŞ yönetiminin vereceği güvence etkili olacak mıdır?

Sonuç olarak böyle sanıyorum ki iktidarın “PYD silah bırakacak” demesi çok da gerçekçi bir yaklaşım değildir.

PYD’nin bu talebe karşılık vermemesi ya da HTŞ’nin vereceği güvencenin yeterli görülmemesinin ardından “zorunlu bir askeri operasyon” gündeme gelebilir ki, ona karar vermek bana göre o kadar kolay olmayacaktır.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Hamas’ı masaya oturtmak iyi bir şey mi?

Amerika başkanı Trump dün yemin ederek ikinci dönemine resmen başladı.

Trump görevine başlamadan çok kısa bir süre önce İsrail ile Hamas arasında ateşkes ilan edildi.

Biden’ın dışişleri bakanı Blinken bu ateşkes için Hamas’ı masaya davet etmesi için Erdoğan’dan ricacı olduklarını açıkladı.

Bizim yandaş medya bu yüzden pek sevinçli, “İşte” diyorlar “Erdoğan diplomasi alanındaki dehasını yine gösterdi.”

Tamam da Hamas’ı ateşkes masasına oturtmak sonuçta iyi bir şey mi?

Hamas bir terör örgütü, Erdoğan kabul etmese de dünyanın bütün ülkelerinde bu böyle.

O halde Erdoğan’ın girişimi, Türkiye’nin bir terör örgütüyle görüşebildiğinin ve üzerinde etkili olabildiğinin kanıtı değil mi?

Bugün bizim yandaşları sevindiren bu gelişme yarın bir bakmışsınız başımıza dert olmuş.

ŞAŞIRDIM

50 bin ölümden sonra bu ne sevinç?

Gazze’de ateşkes ilanından sonra dün karşılıklı olarak esir ve tutuklu takası da başladı.

İsrail iki yıl önce rehin alınan vatandaşlarının önemli bir bölümüne kavuşurken İsrail hapishanelerinde tutuklu olan binlerce Filistinli de evlerine döndü.

Hem Gazze’de hem de Türkiye’de büyük sevinç var.

Gerek Gazze’deki Filistinliler gerek Türkiye’de iktidar şakşakçıları İsrail’in dize getirildiğini söylüyor.

50 bin kişi ölmüş, Gazze’de taş üzerinde taş kalmamış, yüzbinlerce kişi açlık ve sefalete düşmüş ama İsrail dize gelmiş.

İsrail’in bütün derdi Hamas’ın elindeki rehineleri kurtarmaktı.

Bu uğurda 50 bin kişiyi öldürmekten çekinmedi.

Sonuçta bir İsrailli rehineye karşı 100 Filistinliyi serbest bıraktı.

Hamas’ın şanlı direnişinden gururlanırken aslında bu onur kırıcı durumu göz ardı etmek akılla pek bağdaşmaz.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

O teğmen AKP’den istifa edecek mi?

Saray iktidarının en önemli transferi bence Teğmen Mehmet Ali Çelebi olmuştu.

Ergenekon davasının kahramanıydı, hapisten çıkınca CHP’den milletvekili yapılmıştı ama çok kısa bir süre sonra istifa edip Erdoğan’ın yakasına rozet takmasıyla AKP’li olmuştu.

Ondan sonra sürekli olarak CHP’ye hakaretler yağdırdı bu teğmen.

İstifa gerekçesi CHP’nin terör örgütü PKK’dan emir alması, o zamanki HDP ile işbirliği yapmasıydı.

Oysa CHP ne PKK’dan emir alıyordu ne İmralı’ya bağlıydı ne de HDP ile ideolojik işbirliği içindeydi.

Bugün ise CHP’ye yapılan her suçlamanın konusu AKP iktidarı için geçerli hale geldi.

Apo’yu meclise davet ediyorlar, PKK’nın dağ kadrosundan medet umuyorlar, DEM’le işbirliği ve dayanışma içindeler.

Mehmet Ali Çelebi’nin sesini duyan var mı?

SON DAKİKA HABERLERİ

Can Ataklı Diğer Yazıları