Alın size samimiyet testi
İktidar kanadı çözüm sürecinde vites yükseltiyor.
Bu olurken,
- DEM Partililer, (düz ovada siyaset yaparken eli/kolu bağlanmış, birçok yöneticisi/mensubu cezaevinde bulunan, seçilmiş başkanları göz altına alınıp yerlerine kayyum atanan, kamuoyuna “öcü” gibi gösterilen siyasi bir yapı olarak iktidar (özellikle de MHP) tarafından muhatap alınmanın serbestliğini yaşıyor.
DEM Parti kadroları, iktidarın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı yeniden aday yapmak gibi gizli bir gündemle hareket etme ihtimalinin farkında.
Bir kaynağım, önlerinde şu iki seçenek olduğunu söylüyor:
“- Erdoğan’ın adaylığı konusuna takılıp süreci başlamadan bitirebiliriz.
- Kayyum, Cumhurbaşkanlığı gibi siyasi gündemlerden bağımsız bir şekilde barışa ve çözüme odaklanabiliriz.
Bizim en ufak bir çözüm fırsatını kaçırmak gibi lüksümüz olamaz. O nedenle ikinciyi seçiyoruz.”
DEM Parti’nin tutuklu eski eş başkanı Selahattin Demirtaş da kendisini ziyarete giden heyete şöyle bir tavsiyede bulunmuş:
“Geçmişte heyetler siyasi bir figür gibi hareket ettik ve hata yaptık. Şimdi aynı hataya düşmemek için heyetler kayyum gibi, Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi siyasi gündemlere takılmamalı. Sadece barışa odaklanarak hareket etmelisiniz.”
Bu sözlerden Demirtaş’ın da dışarıdaki DEM’lilerle aynı görüşte olduğunu anlıyorum.
***
- MHP’nin bozkurtları, ilginç bir şekilde Abdullah Öcalan’ı, DEM heyetini ve süreci sahiplenmiş.
Türkiye’ye barışı Öcalan’ın getirebileceğine inanmış. Öyle cümleler kuruyorlar ki normal zamanlarda normal vatandaşlar kursa haklarında bölücülük soruşturması açılır.
(Konuşması sosyal alemde milyonlarca izlenen bir ülkücü vatandaş, kafa karışıklığını “Belki biz bilmiyoruz ama Sayın Bahçeli’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir bildiği vardır. Belki onlar doğrusunu biliyor” ifadeleriyle anlatmaya çalışıyor. Bir taraftan da kendisinin de bir ülkücü olarak ne olup bittiğini anlamadığını vurgulamaya çalışıyor.
***
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti sanki sürecin dışındaymış ve her şey İmralı-DEM-MHP üçgeninde ilerliyormuş gibi hareket ediyor. Halbuki her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakın kurmaylarınca planlanıyor. MHP’lilerin dahi henüz tam olarak bilmediği bir yol haritası hazırlanmış.
***
- CHP’liler, “Biz daha azını yaptığımızda ‘DEM’leniyor’, ‘CHP terörü cesaretlendiriyor’ ama ülkücüler söyleyince son derece normal karşılanıyor” modundalar. Yüzde yüz de haklılar. Zira anlaşılması güç bir şekilde en ateşli ülkücüler dahi DEM Parti’den daha ileri söylemler kullanıyor ama tabanları bu durumu sorgulamıyor.
CHP’nin “neden biz yapınca öyle, iktidar yapınca böyle karşılanıyor?” sorusuna kendi içinde bir cevap bulmasında yarar var.
***
- Bizim gibi sıradan vatandaşlar ise ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. İkiye bölünmüş vaziyetteyiz:
- Bir grubumuz “Maksat Erdoğan’ın görev süresini uzatmak” diyerek, atılan adımları “biz bu filmi görmüştük” tepkisiyle karşılıyoruz ve umutsuzuz. Böyle olması da gayet normal. Çünkü ülke geçmişi, böyle düşünen insanları haklı çıkaran yüzlerce somut deneyimle dolu.
- Bir grubumuz ise çok umutlu. Bu iyimser grup perde gerisinde ciddi bir süreç yürütüldüğünü, bizim gibi sıradan vatandaşların vakıf olamayacağı derinlikte gelişmelerin yaşandığına, adımların atıldığına inanıyor. (Bu ikinci grupta yer alan bir arkadaşım çok heyecanlanmış. “Bu defa çok ciddi” diyor, başka bir şey demiyor.
Olayın Suriye’deki gelişmelerle paralel olduğunu, Türkiye’nin PKK sorunundan ebediyen kurtulabileceğini, böyle bir durumda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın süresinin uzamasının da normal olduğunu anlatıyor.)
***
İkiye bölünen biz sıradan vatandaşları ikna edebilecek bir samimiyet testi olduğunu düşünüyorum.
Çok basit:
DEM heyeti çıkıp “Biz Erdoğan’ın yeniden aday olmasının önünü açacak (2027 Kasım ayından
itibaren gelecek) bir ‘seçimlerin yenilenmesi’ kararını ya da Anayasa değişikliğini desteklemeyeceğiz” açıklamasını en baştan yapabilir.
Böylece “Maksat Erdoğan’ın görev süresini uzatmak” denilmesi ihtimali ortadan kalkar.
AK Parti ve MHP eğer çözüm konusunda samimiyse, DEM’in bu çıkışına rağmen süreci devam ettirir.
Kamuoyu da ikiye bölünmez ve ikna olur. Peşi sıra da sürece destek verir.
Hodri meydan..!