İşin suyunu çıkarmamalı!

Zorlu şirketler grubundaki bir iç yazışma iki gündür tartışma konusu.

Şirket bünyesindeki Vestel’in CEO’su Ergün Güler, bir mesajla ramazanı kutlamış.

Zorlu’nun CEO’su Cem Köksal da şirkette 70 yıldır böyle bir kutlama geleneği olmadığı yönünde bir uyarı mesajı göndermiş.

Belli ki Ergün Güler uyanık biri. Gözünü en tepeye dikmiş. İktidarla yakın temas içinde olan patronunun dikkatini muhafazakâr yanına çekmeye çalışmış.

Belli ki Cem Köksal da Ergün Güler’in bu tavırlarının farkında ve rahatsız.

Bu son hareketini de aynı amaca giden bir adım olarak görmüş.

İkili arasındaki rekabet, personel karşısında bir güç gösterisine dönmüş.

***

Ergün Güler’in mesajı içerik olarak tartışılmaya değmez. Zira ramazan başladığında kutlama gayet insani bir harekettir.

İlk sahurun olduğu gece sosyal medya sitelerinde öne çıkan “Ramazanınız mübarek olsun”, “Ramazan-ı Şerif mübarek olsun”, “Hoşgeldin 11 ayın sultanı” ve “Ramadan mubarak” gibi mesajlar da bunun göstergesidir.

Ayrıca ramazanın gelişini sadece insanlar değil devlet başkanları dahil, yöneticiler de kutlar. Özellikle Hristiyan ülkelerin yöneticileri hem dünyadaki hem ülkelerindeki Müslümanlara benzer mesajlar verirler.

Dolayısıyla, paylaşma niyeti ne olursa olsun Ergün Güler’in mesajı herhangi bir nedenle hiyerarşik bir tepkiyi hak etmeyen, sıradan bir kutlama mesajıdır.

***

İşin Cem Köksal boyutuna gelince.

Öncesinde aralarında neler geçti bilmiyoruz ama Ergün Güler’in bu hareketini “bardağı taşıran son damla” olarak görmüş, bu nedenle de kendini tutamamış olabilir.

Ancak şunu söylemek şart: Son derece acemice davranmış.

Kişisel tepkisini, bütün grubu dahil ederek gönderdiği yazılı bir mesaja yansıtmış.

Tepkisi aslında Ergün Güler’e olmasına karşın, Ergün Güler’in mesajının içeriğineymiş gibi algılanabileceği riskini görmemiş.

Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin en tepesine kadar gelmiş bir insanın böyle saçma bir hareket yapması anlaşılır gibi değil.

Bir telefonla Ergün Güler’e söyleyebileceği şeyleri yazılı göndererek kendi sonunu hazırlamış.

Belli ki ramazan mesajıyla iktidar yanlısı patronlarının dikkatini çekmeye çalışacak kadar uyanık olan Ergün Güler de Köksal’ın mesajının sızdırılmasına yol vererek büyük intikam almış.

***

Deli saçması bir durum. Benim izlenimim şu: Koskoca Zorlu Holding’i oturdukları koltukların gerektirdiği olgunluğu dahi gösteremeyen insanlar yönetiyormuş.

Köksal, başına getirilenler nedeniyle koltuğu bıraktı.

Ahmet Nazif Zorlu akıllı bir patron ise Ergün Güler’i de kovar.

Kendini öne çıkarmak, rakiplerini saf dışı bırakmak için bu yollara tevessül eden, hırsı kendinden önce giden insanlardan kimseye hayır gelmez.

***

Şimdi gelelim dananın kuyruğunun koptuğu yere!

Soruşturmacılarımıza...

Yememiş içmemiş hemen “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” suçlamasıyla soruşturma açmışlar.

Bu da yetmemiş, Köksal’ı gözaltına aldırmışlar.

Suçun gerçekleşmesi için “şiddet” ve “cebir” olması şartı aranıyor.

Oysa Köksal mesajı, “lütfen” sözcüğü geçen bir cümleyle bitiyor.

Şirket içi bir çekişmenin ürünü olan saçma bir yazışmadan gözaltı uygulaması yapılacak boyutta bir soruşturma çıkarmak, ancak bizim soruşturmacılarımıza yakışırdı.

***

Biz temel insan hak ve özgürlüklerini savunmak zorundayız. O soruşturmaları açan yargı mensupları, Türkiye’nin taraf olduğu, Anayasamızın 90. maddesi gereğince iç hukukumuzun üzerinde olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni okumak zorundadır.

Bu yapılanlar “özgürlük ve güvenlik hakkı” başlıklı beşinci maddeye düpedüz aykırı. Sonrasındaki yargılama süreçleri de “adil yargılama hakkı” başlıklı altıncı maddeye aykırı.

Ayrıca kimse Anayasa’nın üzerinde değildir ve Anayasa’nın 26. maddesi saygıyı hak ediyor.

Devlet ya da soruşturmacılar, ellerindeki yetkiyi kişiler hakkında yaşam düzenlerini sekteye uğratan, işlerini yapamaz hale getiren kararları “sindirmek ya da susturmak” amacıyla veremez, vermemelidir.

Temel haklar ve hukuk hepimize lazım.

İşin suyunu çıkarmamak gerek!

SON DAKİKA HABERLERİ

Deniz Zeyrek Diğer Yazıları