Kartalkaya yangınıyla ilgili 9 soru
Birileri eminim Teğmenler soruşturmasına dua ediyor, teğmenler tartışmasının derinleşmesini arzuluyor.
Kimler mi?
Elbette Bolu Kartalkaya’daki otel yangınının büyüyüp bir felakete yol açmasına neden olan eksiklikleri görmezden gelen resmi yetkililer.
Otel yangını ne kadar az konuşulursa o kadar çabuk unutulacak neticede.
Unutulunca da hesap sorulmasından kaçacaklar.
Yok öyle yağma!
Konunun gündemden düşmesine izin vermeyeceğiz.
Birileri unutturmaya çalışsa da biz onlara hatırlatacağız.
Günlerdir konunun uzmanlarıyla, o oteli iyi bilen turizmcilerle, bürokratlarla konuşuyorum.
***
Bir demet soru hazırladım ve o soruları şimdi huzurunuzda yetkililere soruyorum:
1- Oda sayısı ilk planda 150 olan bu otel, 2019’da 200 odalı hale getirildi mi?
2- Turizm Bakanlığı 2021’de yaptığı denetimde eklenen 50 odayı belgeye yazdı mı?
3- 2024 yılında yapılan denetimde acil durum planlarına, yangın merdivenine, yönlendirmelere bakıldı mı? Yoksa yönetmelik değişikliği gerekçe gösterilerek bu denetimler es mi geçildi?
4- Binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelikte mevcut binalarda alınması gereken tedbirlerin tamamlatılması için 31 Aralık 2023’e kadar süre verilmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı tesislerin hepsinden bunu istedi mi? Bazı işletmelerden istemediyse neden istemedi?
5- Eski tesislere verilen yangından korunma önlemlerinin alınması süresi 2023 Aralık ayında dolduğu halde neden 2024 yılının önce mayıs sonra ağustos ayına kadar uzatıldı?
6- Süre verilen otellerin çalışmaya devam etmesine neden izin verildi?
7- Bu tesislerden, Turizm Geliştirme Ajansı’ndan parayla temin edilen güvenli turizm sertifikası, sürdürülebilirlik sertifikası almaları yerine itfaiye gibi kuruluşlardan uygunluk belgesi alınması neden şart koşulmadı?
8-Yangından sonra mühürlendiği açıklanan 4 binden fazla otelin gerçek mühürlenme nedenleri nelerdir?
9- Mevzuatta yapılan ve belediyeleri devre dışı bırakıp bütün yetkileri Turizm Bakanlığı’nda toplayan değişiklikler olmasaydı, bu üzücü olay yaşanır mıydı?
( - Örneğin Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesi ve Niteliklerine ilişkin 2005 tarihli Yönetmelik var. 2019’da yapılan değişiklikle otel sahipleri yerel yönetimleri pas geçerek kapasite artırabildiler. Denetimlerde tespit edilen yeni yapılmış bölümler kapasiteye eklendiği gibi, mevcut ruhsatlara uygunluk sorgulanmadı.
- Örneğin, 2024 tarihli iç genelgelerle ruhsat veren kurumlara bildirilmesi amacıyla yangın önlemlerindeki eksikliklerin tespit edilmesi fiilen durduruldu.
- Örneğin, 2019 tarihli Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik’in 17. maddesinde yer alan “denetimlerde acil durum planlarına bakılması” konusundaki madde 22 Aralık 2024’te değiştirildi ve denetimler acil durum planlarına bakılmadan yapılmaya başlandı.)
***
Sıraladığım bütün soruların cevabı bende mevcut.
Ancak, ilgili bakanlığın bu yazıyı üzerine alıp açıklama yapmasını bekliyorum ve kendilerini nasıl savunduklarını merak ediyorum.
Bakın Kartalkaya yangını 21 Ocak 2025 günü oldu ve üzerinden 15 gün geçti.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bütün sorumluların, ilgililerin, yetkililerin yani bütün detayların 10 gün içinde ortaya çıkacağını söyledi ama 15 gün geçmesine rağmen Bolu Belediyesi’nden iki kişi dışında resmi bir görevli adli soruşturmaya dahil edilmedi.
Otelin patronları sorumluları aşçıları tutuklandı.
***
Yapılan yönetmelik değişiklikleri, Bakanlığın bu değişiklikleri savunurken yaptığı açıklamalar arşivde duruyor.
İyi incelendiğinde görülecektir ki bütün denetim ve sorumluluk Turizm Bakanlığı’nda ve il idaresi bünyesinde il müdürlükleri bulunan diğer bakanlıklara devredilmiş.
Bolu Belediyesi tamamen dışlanmış.
Buna rağmen hiçbir yetkisi olmayan Bolu Belediyesi’nden iki kişi tutuklanırken, Turizm, İçişleri, Çevre ve Şehircilik ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarından hiç kimseye dokunulmaması en basit tabiriyle “iktidar korumacılığı”.
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “bizim uhdemizdeyse gereğini yaparız” demişti.
Belgeler ve cevapsız sorular gösteriyor ki kendi uhdelerinde olan sorumlular var.
Yangında ölenlere, o küçücük sabilere yüreği yanan millet, o sorumlular için gereğinin yapılmasını arz ediyor ve bekliyor.