Bunların üçü de büyük!

Avrupa'nın 1 numaralı kupası Şampiyonlar Ligi’nde 18 ülkeden 36 takım var. Bunlar arasında bir tane bile Türk takımı yok. Avrupa kupalarının ikinci ligi olarak kabul edilen kupasında en iyi dereceyi 14’üncü olan Galatasaray alıyor.

14’ün üzerinde 36 tane de Şampiyonlar Ligi takımı var, etti mi size 14+36 = 50’nci. Ondan sonra gelen Fenerbahçe zar zor 24’üncü olarak yoluna devam eden son takım oluyor ve maçı anlatan TRT spikerinin sevinçten adeta aklını alıyor! Aslında onun da gerçek sıralaması 24+36 = 60’ıncı!

Üçüncü takımımız ise 28’inci olarak elenen, 3 ayda bir başkan değiştiren Beşiktaş. Onun asıl sıralaması ise 28+36 = 64’uncü!

“Fıkra bu kadar” diye klasik bir söylemle yazıyı bitirebiliriz. Ama arif olmayanlar da anlasın diye bir kez daha diyoruz ki: Ayıp, günah, yazık bu harcadığınız paralara da zamana da kayıkçı kavgasına da.

Bunlara rağmen hala sizlere inananlara biraz saygınız varsa, vazgeçin bu işlerden.

KAF KAF KAF

Sanki bir devir daha kapanıyor… Takım sporlarında başka örneklerini de gördüğümüz kötü yönetimlerin, ekonomik enkazın altında kaldığı son örnek, Karşıyaka oldu. 10 liralık geliri varken bile bile 100 lira harcayan kulüp yöneticileri ve bunlara izin veren federasyonların sorumluluğu, gelinen noktada lige, ligin kalitesine ve ülke basketboluna zarar veriyor.

Türk basketbolunun lokomotif kulüplerinden Karşıyaka’nın 26 yıllık sponsoru Yaşar Holding’i bıktırıp (!) yolların ayrılması ile sezon ortasında tüm yabancılarını kaybedip, genç oyuncular ve emekçi asistan koçlarla sahaya çıkar hale geldiler. Ligin ilk yarısında kazandıkları maçları ikinci yarıda kaybederek ligin dengesini bozdular. Süper Lig’in "İstanbul Ligi" olmasına da katkı vermiş oldular.

Bu süreçte Karşıyaka yöneticilerinin "Kulüp Mali Denetim ve Lisans Talimatı"na aykırı hareket etmelerine rağmen, bunu denetimlerden nasıl gizlediği (!) merak konusu olduğu kadar araştırma konusu da olmalı; değil mi?

SON DAKİKA HABERLERİ

Fatih Söylemezoğlu Diğer Yazıları