Dü-zel-mez…
Murat Sancak tembel öğrenciler gibi aynı şeyi yaparak farklı sonuç alma peşinde. Daha önce bu ‘yanlış yöntemi’ İstanbulspor Başkanı Sarıalioğlu da denemişti. Sonuç sıfır!
Kurumların dinamiklerini bilen, aidiyet hisseden, o konuda yıllarca emek vermiş bilgi sahibi insanlar seçmediği sürece bu tiyatro devam edecek. Çünkü birileri tüm kurumların ipinin elinde olması için göstermelik seçimlerle aslında ‘atama yaparak’ topluma sürekli ipteki cambazı gösteriyor.
Niçin? Yanıtı basit: Büyük fotoğrafta olup bitenleri göstermemek için. Konuşulmaması için. Toplumun farkındalığa ulaşmaması için.
Yoksa çok mu zor sporun nasıl doğru yönetileceğini uygulamalarla göstermek. Her branşta nice yetkinliğe sahip insanlar var. Ama Spor Bakanı yardımcımız, mahkeme kararlı sahte diploması ile gündem sahibi! Onu oraya getiren bilmez mi, aslında bu ülkede nice başarılı, eğitimli, gerçek diploma sahibi; sporu dünyanın zirvesine taşıyabilecek kalibrede insanları olduğunu…
Federasyon başkanlarından kulüp başkanlarına, antrenörlerden spikerlere, sporculardan basın mensuplarına kadar “Hakem” demeyi bilmeyen, “Haaaakem” diyen; içinde Amerika’da üniversite bitirmiş insanlar olan bu topluluktan farkındalığa ulaşmasını beklemek, sizce de hayalden öte bir şey değil mi? İnsanın “Yeter artık” diyesi geliyor ama…
Kulüpler soyulmaktan ve borçtan batmış, Arap sermayesinin ne zaman geleceğini bekliyor. Tüm branşlarda illegal bahis yaşı 12-13’e kadar inmiş, hayatları karartılmış kumarbaz bir nesil yetişiyor. Kara para sporun üzerine kabus gibi çökmüş, kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa “Bizim hakkımız yendi” nidaları!
Spor yöneticiliğindeki yeni konsept: Bizi bilen bilir, bizi kimse satın alamaz. Biz adamın dibiyiz. Biz adamı ne yaparız biliyor musun? Hele şu görev bitsin sen o zaman görürsün! Biz konuşursak o zaman görürsünüz! Bize kimse yanlış yapamaz. Biz biliyoruz kimin ne yaptığını. Yapı var, kapı var zamanı gelince her şeyi açıklayacağız!
Hadi canım siz de! Hepiniz korkaksınız. Murat Sancak da, aldığı karar da, Mertens’in ayağı da niyeti de teferruat. Madem biliyorsunuz; niçin sürekli ‘dağın arkasındaki köyü’ gösteriyorsunuz? Açıklasanıza, korkaklar sizi!
Gerçek spor severlerin; olup bitenlerin görünen değil de görünmeyen taraflarına bakarak bu insanları değerlendirmeleri ve ipteki cambazın bir an önce düşmesi dileğiyle…