Sefalet ücretine layık mıyız?
Yüreğim yanıyor yüreğim…
Hem de cayır cayır yanıyor…
Neden mi?..
Meydanlara çıkan emeklilerin sorunlarını okuyorum/dinliyorum…
Ağlayışlarını duyuyorum…
Gözyaşlarını görüyorum da ondan…
***
Gençlikleri zaten kıt kanaat gelirle geçti…
Dünya nimetlerini ancak TV reklamlarında ya da…
Şatafatlı konaklarda çekilen dizi filmlerde izlediler/izliyorlar…
***
İşte bu muhterem emekliler, asgari ücretin çok altında kalan:
“Sefalet ücreti” ile adeta cezalandırılıyorlar…
Yıllık %47 eriyen aylıklarına yapılan 2 bin lira ekle…
Maaş zammı değil harçlık bile alamıyorlar…
SÜRÜNSÜNLER Mİ YANİ?
Demokratik sosyal hukuk devletleri, yurttaşlarının yaşı 60’ı geçmişse ve bir de emekli olmuşsa…
Onlara ülke ortalamasının üzerinde maaş veriyor…
Neden?..
“Ömür” denilen yol kısaldığı ve geride kalan bu kısacık sürede:
Çalıştıkları (En az) 45 yılın acısını çıkarabilsinler diye...
***
Türkiye’de ise bunun tam tersi yapılıyor...
Ömür yolu kısaldıkça, emekliye:
“Daha çok sürünün maaşı” veriliyor…
Hem yalnızlığa hem de yoksulluğa itiliyor...
ŞAŞIRIR MISINIZ?
Ekonomi bozuk…
Sorumlu, “dış güçler…”.
Dış politika felâket:
Sorumlu, “dış güçler…”.
Enflasyondan ve ücret cimriliğinden kaynaklanan hayat pahalılığı çekilmez hal aldı:
Sorumlu, “dış güçler…”.
El insaf yahu!..
***
“Hükümet uğursuz” diyen ey muhalif seçmen…
Krizden dış güçler ne kadar sorumluysa…
Tedbirsizlik yüzünden kaybettiğimiz o canlarda…
İktidarın uğursuzluğunun da o kadar rolü var ama…
***
Balıkesir’deki mühimmat fabrikasındaki patlamada kaybettiğimiz 12 işçinin ölümünün sorumluluğunu:
“Patron cenabetmiş” deyip ona yıkarlarsa:
Şaşırmam…
Siz şaşırır mısınız yoksa?..