Ehliyet cezası mı cezai ehliyet mi?
Ülkemizde geçen yıl 623 bin 148 trafik kazası oldu.
Bu kazaların yaklaşık 75 binine motosikletler karıştı.
2 bin 713 kişi hayatını kaybetti üstelik bunlar sadece olay yerindekiler, yaralı ise 388 bini aştı…
Tablo vahim…
Bir arkadaşımın dediği gibi; “İki, bilemedin üç nesildir ehliyet sahibi bir ülkede trafiği,
kendi yarattıklarımızla ölerek öğreniyoruz…”
Trafik canavarı… Maganda… Şehir eşkıyası…
Suçlu hep başkası...
Aracının marka ve modeli otorite, motorun beygir gücünü kuvvet, kuralsızlığı, saygısızlığı kudret sananların ülkesinde artık ‘Saldırı amacı ile aracından inenlerin ehliyetine el konulması’ gündemde...
***
Peki,
Araç kuyruklarının önüne geçip sağdan soldan kaynak yapanları,
Emniyet şeritlerinde çakarlı, çakarsız milleti sıkıştıranları,
Yeşil ışığın yanmasını, ışık hızında kornayla karşılayanları,
İki tekerlekle, araç aralarında fink atanları,
Kaldırımları park sananları,
Dört tekerlekli konser
salonlarını,
Sol şerit gaspçılarını,
Sinyalsiz uyanıkları,
Makasçıları,
Düzenlerini ölümüne bozdurmayan konvoycuları,
Geçiş önceliği, geçiş üstünlüğü gibi kavramları tanımayanları,
Özetle trafikte her şartta kural, kanun, düzen, ilke tanımazları ne yapacağız?
***
Uğruna ölünesi bu ülkenin, yollarında yok yere ölmemek için ehliyete el koymak yetmez…
O ehliyete sahip herkesin
Cezai ehliyeti de sorgulanmalı.
Trafikte de yaşadıklarımızla ülkece delirdik çünkü…