Hoş geldin Ramazan elveda kariyer!

Vestel CEO’su Ergün Güler şirket çalışanlarına, “Hoşgeldin 11 ayın sultanı ya Şehr-i Ramazan” yazarak e-posta gönderdi. “Hoş geldin” ayrı yazılır ama bitişik yazmış ne yazık ki!

Fakat asıl mesele bu imla hatası değildi… Kendisinin bağlı olduğu Zorlu Holding CEO’su Cem Köksal’ın tepkisinin epey sert olmasıydı.

“Bizim kurumsal olarak kutlanacak günler listemizde Ramazan ayı yer almıyor. Dini günlerden Şeker ve Kurban bayramları var. Bu tarz konularda seni daha önce de uyarmıştım” diyerek cevap yazıp tüm çalışanları da eklemeyi ihmal etmemesiydi.

***

Görünüşe göre “şirket içi kısa bir iç yazışma” ile başladı, fakat neticede soruşturma, gözaltı, istifa, adli kontrol ve kurumsal itibar tartışmaları gibi pek çok başlıkla kendini gösteren bir sürece evrildi.

Ne yalan söyleyeyim, her defasında yeniden şaşırtmayı başarıyorlar. Bu kadarını da beklemiyordum. Yahu ne alaka soruşturma, gözaltı, adli kontrol…

***

Devletin özel sektörün iç yazışmalarına el atmasıyla birlikte, “Kurumsal iletişim, ceza hukuku dersi” üniversitelerin hukuk fakülteleri programına girse mi?

Savcılar sıradaki adımda “toplantı notlarını” ekleyip “Bu PowerPoint sunumu TCK’ya aykırı!” diye iddianame düzenlemesi artık olağan görünmeli…

Bence şikayet üzerine “ramazan tebrik mesajı” yayınlamayan her şirkete soruşturma da açılmalı!

Kurumsal dünyada görüş ayrılıkları olur ama genelde yüksek kademeler bunu dar çerçevede, prestiji koruyacak şekilde halleder.

Köksal’ın hatası Güler’i bizzat arayamayıp, herkesin eklendiği bir e-posta atıp yüksek tondan bir dil ile kendisini rencide etmek istemesiydi.

En kötü ihtimalle Güler, “mobbing” davası açardı, büyük ihtimalle de kazanırdı. Ama yaşanan iki gereksiz tavır birleşince, gözaltı kararına kadar uzanan bu tabloyu halen aklım almıyor. Bir bana mı çok saçma geliyor?

***

Diğer yandan Cem Köksal’ın istifa etmesi çok doğru hareketti… Bu saatten sonra şirkete büyük zararlar verirdi.

Şimdiki Türkiye’de CEO istifa etmese olacakları tahmin etmeye çalışalım.

Soruşturma sonrasında Zorlu Grubu’nun devlet bankalarından artık kredi alamayacağı gibi kullandığı tüm krediler de geri çağırılma sürecine girerdi.

Kamu, Zorlu Holding’in ürettiği hiçbir ürünü almazdı. Vestel buzdolapları, “hurma çekmecesi eksik” diye kamu ihalesinden elenirdi.

Müfettişler her türlü defteri didik didik eder, yangın merdivenlerinden tutun da çöplerine kadar haftada bir denetime gelir, hiçbirini de cezasız bırakmazdı. Bu süreç kendisi görevden alınana kadar sürüp giderdi.

***

Mehmet Şimşek, TÜSİAD gelişmelerinden sonra bunu nasıl açıklar acaba yabancı yatırımcılara? Kendisi de boşuna debelendiğinin farkında…

Nitekim o da uğraşmayı bıraktı. Geçen hafta Londra’da önceden programlanmış toplantılara katılmadı. Katılsa da neyi anlatacaktı?

SON DAKİKA HABERLERİ

Murat Muratoğlu Diğer Yazıları