Toksik demokrasiden ghosting demokrasiye

AKP kongresine damgasını vuran sözcük bana sorarsanız “toksik demokrasi” oldu. Erdoğan kongre konuşmasında, “Muhalefetin seçim kazanmak için terör örgütleriyle iş birliği yapacak kadar gözünü karartması ülkemizi toksik demokrasi sorunuyla karşı karşıya getirmiştir” dedi. Muhalefet toksik olmasa her şey süper olacak da işte muhalefet toksik.

20 küsur yıllık AKP iktidarında millet ‘gaslight’ edile edile buralara kadar geldik. Hatta demokrasiye ‘ghosting’ sürecine girdik desek yanlış olmaz.

***

Ghostingi zaten biz millet olarak iliklerimize kadar hissediyoruz da MKYK listelerine bir de bu ghosting gözüyle bakmak lazım.

Partiye İYİP’den, Gelecek’ten gelen muhalifler AKP yönetimine alındırlar. Biraz da bu nedenle AKP MKYK’sına bu sefer ilgi çoktu. Anayasası Gelecek Partili Serap Yazıcı’nın Gelecek Partisi’nden kurultaydan bir gün önce istifa edip kongrede AKP rozeti takılınca muhalefet Meksika dalgası yapar gibi ayağa kalktı. Serap Hanım CHP’lilerin oylarıyla Meclis’e girdi, şimdi Erdoğan için anayasa yazacak.

***

MKYK’da bir diğer dikkat çeken isim de malum Faruk Acar. İyi bir kamuoyu araştırmacısı. Aslında nasıl oluyorsa Erdoğan’ a rakip olabilecek siyasetçiler art arda soruşturmalara maruz kalıyor, nasıl oluyorsa sanki aday olamasınlar diye önlerine her türlü taş konuyor ama demek ki yine de Erdoğan eşeğini sağlam kazığa bağlamak istedi. Erol Olçok sonrası seçmenle bağ kurma ve doğru mesajı bulma konusunda sıkıntı yaşıyorlardı, Acar o sıkıntıya çare olur. İYİP ile Faruk Acar’ın enerjisi tutmamıştı ama AKP ile kan uyumu var.

***

MKYK’da Osman Gökçek ve Mücahit Arınç da var. Biri Melih Gökçek’in diğeri Bülent Arınç’ın oğlu. İki isim de zaten aktif milletvekilleri. MKYK listesi cumartesi gecesinden itibaren gündemi fazlasıyla meşgul etti. Kim var kim yok hem eğlence hem tartışma konusu oldu. Aslında MKYK üzerine gereğinden fazla konuşuldu. Erdoğan’ın eski metin yazarı Aydın Ünal bile Yeni Şafak’taki köşesinde yazmış. Sonuçta artık partinin bu organları görüşleri alınan politika yazan falan organlar değil. Sonuçta Erdoğan ne derse o...

***

Demokrasiye ghosting sürecine girdiğimiz bu dönemde eski AKP’li siyasetçilerin oğullarının karar organlarına girmesi ise başkaca bir anlam ifade ediyor. Türkiye babadan oğula sistemine alışıyor, alıştırılıyor. Babaların giderken koltuklarını oğullarına devretmesi işin tabiatı haline geliyor.

Etrafımızda buna benzer örneklerle dolu. Bkz; Azerbaycan. İran’da da Hamaney’in koltuğunu Mücteba’ya bırakmayı istediği bir sır değil. İran’ın demokrasi olma iddiası zaten yok. Azerbaycan da o konuda iddialı değil. Belli ki bizde de mevcut sistem toksik falan denerek lağvedilecek. İşte onun için ghostinge devam…

SON DAKİKA HABERLERİ

Nevşin Mengü Diğer Yazıları