Türk TV’leri neden eli sopalılara mahkum?

Amerikan kanalı CBS’in 60 dakika programı müthiş bir iş yapmış. Eski Mossad ajanlarını konuşturmuş.

İsrail Hizbullah yöneticilerine çağrı cihazlarıyla suikast düzenlemişlerdi ya, onu anlattırmış. Mossad, bu taktik nasılsa kullanıldı bitti, bir daha bu taktiği kullanmayız onun için anlatmamızda bir sakınca yok diyerek, suikastın tüm detaylarını anlatmış. İbret verici.

Mossad Hizbullah’ın kesinlikle şüphelenmemesi için birkaç gölge şirket kuruyor. Bir tanesi Macar şirketi. İnandırıcı olsun diye rakip firmanın en başarılı satış elemanını transfer ediyor, satış elemanının bu komplodan haberi yok. Bu iş için özel içinde patlayıcı bulunan çağrı cihazları üretiliyor. İçinde patlayıcı olduğu için cihazlar diğerlerinden bir parça büyük oluyor. Hizbullah neden daha büyük çağrı cihazını alsın? Cebe sığmıyor, taşıması sorunlu vb... Buna Hizbullah’ı ikna etmek, bu cihazın büyüklüğüne rağmen en iyisini olduğunu anlatmak için sahte reklamlar veriliyor.

***

Cihazların içindeki patlayıcı miktarı öyle bir ayarlanıyor ki, sadece cihazı tutan kişiye zarar verecek. Yanındakiler zarar görmeyecek. Öyle de oldu. İsrail hem Hizbullah’ın orta düzey komuta kademesini elimine etmiş hem de işaretlemiş oldu. İran’ın Lübnan Büyükelçisinde de bu cihazlardan varmış. Elçi birkaç parmağını kaybetti.

Ajanlardan biri, Truman Şov filmi gibi adeta sahte bir dünya yarattık diyor. Dünya tarihine geçecek, ibretlik bir operasyon. 60 dakika programı bu yayını İsrail’i övmek ya da yermek amacıyla değil, neresinden baksan haber niteliği taşıyan bir olay olduğu için yapıyor. Mossad’ı konuşturmak detayları almak habercilik başarısı.

Bu programı Türk basını yapamaz. Haydi bugün zor bela yapsa bile yarın hayatta yapamaz. Çünkü ala ile vala ile hazırladıkları etki ajanlığı yasasına takılır. Onun için Türkler uluslararası boyutta haberleri yabancı basından almaya mahkum. Türk televizyonculuğu da eli sopalı emeklilere mahkum.

Eve huzur içinde dönme özgürlüğü

Almanya Eski Başbakanı Angela Merkel görevden ayrıldıktan sonra yazdığı ‘Özgürlük’ isimli kitaptan 20 milyon Euro kazanmış. Başbakanken kazandığı paradan kat kat fazla. Demokrasi en büyük özgürlüğü siyasi liderlere verir. İktidarı bıraktıktan sonra huzur içinde eve gitme işine gücüne bakma özgürlüğü. Otokratların bu özgürlüğü yoktur. Evlerine huzur içinde dönemezler. O nedenle iktidardan ayrılma lüksleri de yoktur. Koltuktan indikleri gün, başlarına iş açılacağını bilirler. O yüzden otokratların da en temel özgürlüğü elinden alınmıştır; huzur içinde evde dönme özgürlüğü.

SON DAKİKA HABERLERİ

Nevşin Mengü Diğer Yazıları