AKP’deki istihbarat notları

AKP’de farklı masalarda hep aynı şeyler konuşuluyor. Konu, Suriye’deki gelişmelerle başlıyor, çözüm süreciyle devam ediyor. Eski veya yeni istihbaratçıların analizleri çok itibar görüyor. Hemen söyleyelim, masalarda Suriye Milli Ordusu’ndan, İran Lideri Ali Hamaney’e, Şenkal Atasagun’dan Ahmet Türk’e kadar her şey var.

AKP kulislerinde ‘istihbarat ve dış politika uzmanlarının’ bilgilerine dayalı analizlerden yola çıkarsak;

- Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) yaptığı yığınak ve askeri hareketlilik, Türkiye’den bağımsız değerlendirilmiyor. SMO’nun YPG-PKK ilişkisinin sonlandırılması konusunda, beklenen gelişmenin sağlanamaması nedeniyle ‘ikna unsuru’ olarak kullanıldığı kabul ediliyor.

- Suriye’deki gelişmeler uluslararası sistemden bağımsız değerlendirilmiyor. HTŞ’nin bu kadar hızlı ve rahat hareket etmesinin arkasında bir plan olduğu kabul ediliyor. ABD, İsrail, İran, Rusya’nın yaklaşımı yakından takip ediliyor.

- İşin içinde olan siyasetçiler, son derece temkinli. İran’ın gelişmeleri provoke etme ve zehirleme gücü olduğu iddia ediliyor. İran Dini Lideri Ali Hamaney’in imalı açıklamaları PKK’ya dolaylı mesaj olarak okunuyor.

- Avrupa ülkeleri ve ABD’deki DEAŞ saldırılarının benzer amaçlara hizmet ettiği anlatılıyor. ABD’nin Suriye’deki askerleri çekmeyeceği, Donald Trump’ın tavrında belirgin bir değişiklik olduğu, bütün bunların bir bütün olarak okunması gerektiği anlatılıyor.

***

Sohbetler bir anda Suriye’den çıkıp, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin öncülüğünü yaptığı sürece geliyor, oradan tekrar komşu ülkeye doğru yol alıyor;

- Çözüm süreci, PKK’nın çok parçalı yapısı üzerinden değerlendiriliyor. İran ve ABD yanlısı kanatlarla ilgili tereddütler var. İran’ın güç kaybetmesine rağmen halen oyun peşinde olduğu, ABD’nin YPG ısrarının sürdüğü gerçeği görülüyor.

- Herkes sürecin uzamaması konusunda hemfikir. Kandil ve PKK’nın uluslararası istihbarat örgütleriyle bağlantısı net görülüyor. İlk çözüm sürecinin dışarda bu güçler, içerde FETÖ aracılığıyla nasıl engellendiği anlatılıyor. 2015’te çözüm sürecini sabote etmek için yapılan terör saldırılarından örnekler sıralanıyor.

- Sürecin sonuçlarının Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden çıkması, Osman Kavala ve gezi tutuklularının serbest bırakılmasıyla ilgili sonuçlar doğuracağı söyleyen iyimserler de var. Öcalan’ın Kandil’de, Demirtaş’ın Türkiye içinde genç kuşak Kürtlerde etkili olacağı yorumları yapılıyor.

- Bu çalışmalarda ‘devlet aklının’ olup olmadığı ile ilgili eleştirilere de yanıt var. Devlet Bahçeli’nin tavrında MİT eski müsteşarları Emre Taner ve Şenkal Atasagun’un etkisi açıktan konuşuluyor. ‘Aynı kuşak’ ifadeleri kullanılıyor. Abdullah Öcalan’ın da aynı dönemin figürlerinden olduğunun altı çiziliyor.

- Devletin, şubat sonuna doğru daha net görülecek tabloda, terör örgütünün lağvedilmesi ve silahları bırakması konusunda standart söyleminde bir değişiklik yok. Abdullah Öcalan’ın henüz kendisiyle ilgili bir talepte bulunmadığı dile getirilse de ‘ev hapsi’ satın alınmış gibi.

Bu arada DEM’lilerin ikinci İmralı ziyaretinde Ahmet Türk’ün olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

SON DAKİKA HABERLERİ

Nuray Babacan Diğer Yazıları