Suriye’de riskler listesi
Gözlerin Gazze’deki gelişmelere ve ABD’deki devir-teslime çevrildiği dönemde, Suriye ikincil duruma düşmüş gibi görünse de sahadaki gelişmeler yakından izleniyor. Suriye coğrafyasını Türkiye için sorun yaratan bir yer olmaktan çıkarma çabalarını zora sokacak birçok risk ve tehlike olduğu anlatılıyor.
Bir süre önce ABD medyasında, Suriye yönetiminin yaptığı ziyaretlerden yola çıkarak, Arap ülkelerine yakınlaştığı ve daha İslamcı bir yapıya dönüşeceğine ilişkin yapılan analizler, ‘bilinçli kafa karıştırma’ olarak adlandırılıyor.
Türk istihbaratının bakışı farklı. Ürdün’de yapılan son toplantıda, sürece ilişkin belirlenen takvime göre görüşmelerin aynen işlediği aktarılıyor. Hangi ülkeyle ne zaman bir araya gelineceğine dair fikir alışverişi yapıldığı, tüm sürecin de buna uygun ilerlediği iddia ediliyor. Türkiye’nin etkisini azaltma operasyonu yapıldığı tezi kabul görmüyor.
***
İktidar, ABD Başkanı olarak görevi devralan Donald Trump’ın yaklaşımıyla daha kolay yol alınacağını umuyor. ABD’nin yeni yönetiminin sadece YPG bölgesine yüklediği anlam yerine Suriye genelindeki ‘sonuçlar ve yararla’ daha çok ilgileneceği hesabı yapılıyor.
Türkiye’nin YPG bölgesine ilişkin taleplerinde henüz beklenen gelişmeler yaşanmamış olmasına karşın, bir süre sonra olumlu gelişmelerin görüleceği iddia ediliyor. Türkiye’nin bölgeden çıkmasını istediği isimler listesi ise karışık.
Kimilerine göre bu liste 20-30 kişi, kimilerine göre 200-300 kişi… Listenin uzunluğu konusunda farklı görüşler var. Fransa, Kolombiya, Arjantin gibi birçok ülke vatandaşının ayrılması bekleniyor ve sayıları yüzlerle ifade ediliyor.
Suriye’de en çok konuşulan sorunlar ve Türkiye’nin YPG bölgesine yönelik olmazsa olmaz şartlarının dışında da önemli güvenlik riskleri olduğu anlatılıyor.
***
İstihbaratçıların dikkat çektiği ‘daha az konuşulan’ diğer risklere gelince…
- Eski rejimin kalıntıları hala büyük risk. Yeni yönetimin bunları kontrol altına almak amacıyla sürdürdüğü operasyonlar var. Her ne kadar intikam sürecine dönüştürmemek isteniyorsa da yeni bir terör riski yaratma olasılığından söz ediliyor.
- Eski dönemde kritik görevde yer alan birçok kişinin güvenli gördükleri alanlara çekildiği, bir kısmının yurt dışına kaçtığı anlatılıyor. Hatta yönetimin devrilmesinin hemen ardından Türkiye’ye gelmek isteyen bazı Esad yöneticilerinin haber yolladığı ve izin verilmediği biliniyor.
- Ancak ortada kontrol altında olmayan inanılmaz sayıda silah olduğu anlatılıyor. Kayıp silahların gelecekte risk olacağı belirtiliyor.
- Yakın gelecekte bundan kaynaklanan terör riskleri veya intikam operasyonu gibi sorunların yaşanabileceği anlatılıyor. Her iki tarafın provoke edilerek, sürece zarar verme riski olduğu iddialar arasında.
- Dürzilerin direnişi ayrı bir sorun. Dürziler yeni yönetime güvenmiyor ve geçmişten kaynaklanan gerekçeleri var. Özellikle güneyde, Süveyda bölgesinde silahlı Dürzi grupların bu konuda direnişte bulunduğunu biliniyor. Bunun da önemli bir güvenlik riski oluşturduğu, Türkiye’nin her iki tarafla görüşerek, sorunu çözmeye çalıştığı aktarılıyor.
- Batılı ülkelerin DEAŞ konusundaki kaygıları, Rusya’nın Lazkiye ve Tartus’taki üslerini koruma gayretleri, İran’ın kendi çıkarlarını korumak için yaptıkları da diğer başlıklar.
Bunların hepsi ‘güvenlik riski’ başlığıyla anlatılıyor.
***
Ayrıca, Türkiye’deki Suriyelilerin geri dönüşünün iktidar mensuplarının coşkulu açıklamaları gibi gerçekleşmediği de görüldü. Türkiye Göç İdaresi’nin Suriye’de ofisler açarak geri dönüşleri organize etmesi planlanıyor ama Suriye’nin geleceğinin neye evrileceğini görmeden kimsenin gitmek istemediği ortada.
Bir umut yaz ayları. Haziran’da okullar kapandıktan sonra dönüşlerin hızlanacağı umut ediliyor. Bir süre sonra kesin dönüş yapanlar için cazip önerilerin gündeme getirileceği de anlatılanlar arasında.
Göçmenler arasında yapılan son araştırmalarda, ülkesine dönmek isteyenlerin oranının yüzde 50’lerden yüzde 65’e çıktığı savunuluyor.
Bu işin çok su kaldıracağı ortada. Güvenlik riskleri herkesi korkutuyor.