‘Ben işsiz kalmam’ demeyeceksin
İşsizlik deyip geçmeyeceksin. Her işsiz ağır bir travma yaşar. TÜİK için işsizlik oranı yüzde 8.5 olabilir.
Bir travma resmi kurumların, verilerine girdiğinde yüzdelerden, sayılardan ibaret hale geliyor. Devletler, zaten bu yüzden sorunlara yüzdelerle bakmayı çok sever. Ama bir de şöyle düşün telefon rehberindeki her 100 kişinden yaklaşık 8’i geçtiğimiz üç ay içinde işini kaybetti. Ve o arkadaşların işten çıkarıldığı için hayatının en zorlu sınavlarından biri ile yüz yüze kaldı.
İŞSİZİ KİMSE İSTEMEZ
İşsizi kimse istemez, telefon açsan en yakınların “Bir şey isteyecek” diye çıkmaz. Başlangıçta “Bir çaresi bulunur” diyenler kısa bir süre sonra işsizliğinin sorumlusu senmişsin gibi “Sen hâlâ bir iş bulamadın mı” diye sorgulamaya başlar.
Her yeni gün yeni bir eziyet olarak büyür….
İşsiz, bir anda tüm gelirini yitirir. Marketlere uğrayamaz, AVM’lerin önünden geçemez hale gelir. Tüm harcamaları kesse bile kira, faturalar akmaya devam eder.
Şanslı olan küçük bir grup, kiraya, faturalara yetmese de birkaç ay işsizlik maaşı ile nefes almaya çabalar. Geri kalan milyonlar, kiraların, faturaların altında kalır.
Mesela aralık ayında 2.6 milyon işsiz, İŞKUR’a işsizlik ödeneği için başvuru yaptı. Bunların sadece 451 bin 529’u ödenek alabildi.
İŞ BULUNCA BİTMEZ
Ayrıca, “Ben işsiz kalmam” demeyeceksin, işsizlik, ücretli çalışanlar için kaçınılmaz sondur. Çalışma hayatının bir yerinde hemen herkes o acı gerçekle yüzleşmek, işsizliğin yarattığı yıkımı yaşamak zorunda kalır. İş bulduğunda da o dönemin enkazını yıllarca daha kaldırmaya çabalar.
“İş bulmaktan umudumu kestim” desen eşinin, dostunun içi sızlar… “Elimden ne gelir acaba” dedirtir. Bir yakınınıza “İş olsa çalışırım” dediğinizde ciğeri dağlanır. Oysa geniş tanımlı işsizliğin alt başlıklarındaki bu cümleleri gördüğünüzde pek bir şey ifade etmez.
TÜİK’in dar tanımlı verileri işsiz sayısını 3 milyon 26 bin olarak gösteriyor. Atıl işgücü olarak nitelendirilen “İş bulmaktan umudumu kestim”, “İş olsa çalışırım” diyenleri de hesaplamaya dahil ettiğinde ülkede 11 milyon 476 bin işsiz var.
SOSYAL ADALET LAZIM
Almanya’da olsan işsizlik maaşı ile geçinebilirsin. İşsiz kalmak ölümcül bir hastalık gibi yakana yapışmaz. Türkiye’de ise tam bir yıkıma ev sahipliği yapmak zorunda kalırsın. Çünkü bizim gibi ülkelerde, vergileri, harçları çalışanın sırtına yıkan iktidarların günü geldiğinde vatandaşına el uzatmak gibi bir sorumluğu yoktur.
Çaresizliğe sahip çıkan, kucak açan bir iktidar olmadığında bütün badireleri tek başına atlatmak zorunda kalırsın… Ama “sosyal adalet” denen şey gelip sana dokunuyorsa, korkmana gerek yok. O zaman işsiz kaldığında onurunla dimdik ayakta durabilirsin.
Yoksa halin perişan demektir.
Kısacası, işsizsen vay haline. Ama 11.4 milyon işsizin isterse değiştirmeyeceği bir şey var mı? Sosyal devleti bugün hep birlikte, kendimiz ve çocuklarımız için daha güçlü talep etmekten başka çaremiz yok.