Kardeşsiz çocuklar nesli yetiştirdik

Sanki biz şehirli züppeler, keyif çatmak için çocuk yapmıyoruz. Unuttuk, o geleneksel Türk ailesini… Birinin bize kültürümüzü, töremizi hatırlatması gerekiyor öyle mi?

Kazın ayağı hiç öyle değil...

Bizim X, Y, Z kuşağımız yok, hiçbir harf yeni kuşağı tarif edemez. Gerçekte, kardeşiz çocuklar nesli yetiştirdik. 22 yıllık AKP iktidarlarında kalabalık ailelerimiz küçüldükçe küçüldü. Geçim derdine düştük, tek çocuğa bile bakamaz hale geldik.

Kim, hayat boyunca yanında duracak, iyi günde kötü günde ona yoldaşlık edecek kardeşler istemez. Anneler, babalar nankörleştikleri için mi tek çocuk yapıyor. Yoksa, 22 yıldır “üç çocuk” çağrısına ifrit oldukları için inatla, çocuk yapmaz mı oldular.

Maalesef çocuğu, o yüzde 30 zamma mahkum edilen asgari ücretliler, yüzde 11.55’lik bir zam alan memurlar yapıyor. O aileler, yıllardır evlerini geçindirebilmek için market market indirimli yağ, kampanyalı tuvalet kağıdı kovalar hale düştü.

Marketlerinde bebek bezine, mamaya alarm takılan bir ülkede kim üç çocuk yapmaya cesaret edebilir.

Aile Yılı ilan edildiğini duyanlar “Şimdi yandık, emeklilerden sonra sıra bize geldi” diye feryat etmeye başladı.

Bu ülkede milyonlarca genç, ne okula gidiyor ne de çalışıyor. Mezun olanlar da ne yapacağını şaşırmış kala kalıyor.

Yolu AKP’ye düşmeyenlerin başarılı, yetenekli, eğitimli olsalar da iş kapılarının yüzüne kapandığı günlerde yaşıyoruz. Yakın tarihe kadar “liyakat” kelimesinin anlamını bilmezdik. Acı tecrübelerle öğrendik. Meğer liyakat, adalet, özgürlük kadar değerliymiş.

Çocuklarımız, gelecek umudu kalmadığı, yarınlarından kuşku duyduğu için gidiyor. Düne kadar, onlar için söyleyebilecek tek söz “Giderlerse gitsinler” demekten ibaretti. Ve gittiler...Gidiyorlar…

Gözümüzden sakınarak büyüttüğümüz çocuklarımız Meksika sınırından ABD’ye girmeye çalışıyor. Bir umut, “Oturum izni alırsam yırtarım” diye Avrupa’ya kapağı atmaya çabalıyor.

Gençler, kiralayacakları küçük bir ev için eşya alamaz hale geldiği için evlenemiyor. Her halde “Aile Yılı” kapsamında evlenecek gençlere Kredi Yurtlar Kurumu’nda oda verirsiniz. O zaman, hayalleri pembe panjurlu ev olsa da başlarını sokabilecekleri bir odacık buldukları için üç çocuk yapmayı da düşünürler...

Emekliye indirimli tren bileti vermek kolaydı. Ailelerin geçim derdine çare bulmak, işsiz çocukları iş sahibi yapmak için, önce elini taşın altına koyacaksın. Yoksa gelenekten, töreden bahsetmek çare olmaz….

Keşke “marketleri boykot yılı” ilan edilseydi, nasılsa ne sıkıntımız varsa zaten hep oradan başlıyoruz. Millette para da yok. Hiç olmazsa “365 gün boykot var” der, indirimli tuvalet kağıdı peşinde koşmayı bırakırdık.

Yılın sonunda tıpkı emeklilerin yaptığı gibi bu kez aileler, “Çok şükür bu yılı bitirdik” diye dua edecek. Ama olsun AKP kampanyaları çok sever... Hele marketleri suçlu ilan edip yılda birkaç kez boykot ilan etmeye bayılır.

SON DAKİKA HABERLERİ

Recep Genel Diğer Yazıları