Patronlar dik durmayı öğreniyor
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın adliye koridorlarındaki yürüyüşü verdikleri ifadeden daha çok konuşuldu. Turan iki polisin kolunda olmasına rağmen, başı dik, kararlı adımlarla yürüyüşü soruşturmanın en net çerçevesini çizdi. Bu ülkede en önemli şeylerden biri, günün birinde hakim karşısına çıktığınızda dik durmayı bilmektir. Özellikle siyasi davalarda yaptıklarınızı, söylediklerinizi savunmayı bilmek önemlidir. En zor şartlar altında bile onları dile getirmeye devam etmek, düşünceleriniz kadar değerli olur.
“Haddinizi bileceksiniz” diye parmak senin için sallandığında “Demokrasiye, hukuka ihtiyacımız var” diyen bir adamın, ifade vermeye giderken aynı kararlılığı göstermesi gerekir. Yoksa bir daha kimse onun sözlerine inanmaz…
Açık söylemek gerekirse, mahkemeye düşen patronların nasıl davranacağını herkes çok merak etti. Adalet ve hukuk talep eden TÜSİAD için de bir kararlılık testiydi. Ve o an geldiğinde Turan’ın yürüyüşü söylediklerinin bir adım önüne geçti.
BU SINAVI GEÇMEK GEREKİYOR
Madem sıra irade testine geldi, o halde bu sınavı başarıya vermek gerekir. O zaman sana inanırlar… Samimiyetine güvenirler…. Belki TÜSİAD yöneticilerinin bekledikleri bu değildi. Ama hayat böyledir, seni nerede, ne zaman sınayacağını bilemezsin…. Sadece o an geldiğinde doğru adımları atıp atamayacağın belirleyici olur.
Görünen o ki; Turan ve Aras da bunu çok iyi biliyordu. Adliye koridorlarını kararlı, emin adımlarla arşınladılar.
Patronların olmasa da siyasetçilerin yolu sık sık mahkemeye düşer. Halkın gözünde, böyle davalar bir itibarsızlaştırma operasyonudur ve mahkemenin kestiği cezaya değil, siyasetçinin duruşuna bakarlar.
Patronlar da dersine çalışmış görünüyor. Hiç alışık olmadıkları mahkeme koridorlarında dik durmaya çabaladılar. Önümüzdeki dönemde siyasetin yeniden ve çok hızla şekilleneceğini öngörmek için kahin olmaya gerek yok.
Malum bu ülkede siyasetin yolu adliye koridorlarından geçer. O koridorlarda başarılı bir sınav verenlerin önlerinde zorlu bir yolculuk olsa da yeni dönemi onların yönlendirdiğini herkes bilir…
PATRONA İNANMAK ZORDUR
Patronların “demokrasi ve hukuk” istediklerine inanmak bizim gibi ülkelerde çok zordur. Onları desteklediğinizde “Patron yalakası” diye damgalanırsınız.
Yakın tarihte demokrasi, adalet, eşitlik yoksulların yükselttikleri bir bayraktı. Patronlar da her zaman karşı cephedeydi. O yüzden adliye koridorlarındaki o yürüyüş demokrasiye inançlarını ölçmek, kararlılıklarını görmek için bir turnusol kağıdıydı.
Türkiye zorlu bir viraja girdi. Atılan her adım yeni bir dönemi şekillendiriyor. “Demokrasiye, adalete, hukuka ihtiyacımız var” dedikleri için mahkemeye düşen patronlar bu sınavı başarıyla verdi.
Patronlara, halkın nasıl cevap vereceğini de önümüzdeki günlerde göreceğiz.