TL’nin sıfırları

15 yıl önce cafcaflı bir kampanya eşliğinde TL’den 6 sıfır atan iktidar, sesiz sedasız TL’nin arkasına sıfırları diziyor. Yakın zamana kadar 100 liraya aldığınız bir şey için artık en az bin lira öder olduk.

Ocak 2009’da yeni banknotlar hayatımıza girdi. Milyon, milyar demeye alışmış bir millet olarak fiyat etiketlerinde 5 lira, 10 lira görünce adeta şok olmuştuk. Kafamız allak bullaktı. Bir gün önce üzerinde 1 milyon lira olan bir şey bir anda 1 lira olmuştu. Etiketlerimiz Latin Amerika liginden çıkmış, Avrupai bir hal almıştı. Her şeyin değişebileceğine
inanır olmuştuk.

TL’den sıfır atmak karnımızı doyurmamıştı, ama itibar tavan yapmıştı. Ay ay sonra 29 Mart 2009’da önümüze sandıklar kondu. Dünyada finansal kriz rüzgarları esiyordu. Biz de ekonomik krize saplanmış, sarsılıyorduk. Ama “teğet geçecekti” inanmıştık. On binler işsiz kalmış, piyasalar karışmıştı. Olsun, TL’den sıfırları silmeyi başarmak yeterde artardı.

Nitekim, AKP sandıkta biraz sarılsa da yüzde 38.4 ile yerel seçimlerden galip çıktı. TL’nin itibarından bir sandık zaferi doğdu.

Şimdilerde iktidar hanesinde ekonomi baş aşağı gidiyor. Sadece maaşlarımızın arkasına sıfır eklemediler. Onun dışında marketten, vergiye kadar hayatımıza giren ne varsa arkasına en az bir sıfır eklendi. Yine etiketler Latin Amerika’ya döndü.

Her yerde “paramız pul oldu” feryatları duyuyoruz.

Geçinemez hale düşen milletin umudu, inancı kalmadı. Ekonomik kriz de bu kez teğet geçmedi. Direk üzerimize yıkıldı.

İnsanın iktidara “Ha gayret, o 6 sıfırı yine TL’nin arkasına dizmenize az kaldı” diye seslenesi geliyor.

2009’dan bu yana krizlerle, kaoslarla geçen yıllar boyunca TL ağır darbeler yedi. İktidar kendi elleriyle yarattığı Rahip Brunson krizini davullu zurnalı dolar bozdurma kampanyaları ile geçiştirmeye çalışsa da başarısız oldu. “Onların doları varsa bizim Allahımız var” demekten başka çare bulamadık. İnadı bırakıp Brunson’u serbest bırakmak da yetmedi. Arkasından, bir kur şokunu önleyebilmek için yakılan milyarlarca dolarlık Merkez Bankası rezervleri de TL’ye itibar kazandırmadı. Dövizdeki yükseliş için bir eşik arayanlara “TL daha ne kadar daha düşebilir, zaten dipte” diye cevap vermekten başka çare de kalmadı. TL tuş olmaktan kurtulamadı.

Bakmayın siz en büyük paramızın hâlâ 200 lira olmasına, 500 liralık 1.000 liralık banknotlar “İtibar kaybının simgesi olmasın” diye basılmıyor. Yoksa çoktan tedavüle çıkmış olurdu.

***

Dert, bela, tasa ne varsa, arkanda bırakıp yeni bir sayfa açmak istiyorsun... Hepimiz güzel günler görüp motorları maviliklere sürmek istemiyor muyuz? Bu ülkede her şeyi bir kenara itip bir geceyi olsun, keyifli geçirmeye öyle çok ihtiyacımız var ki… Boğulduk, tıkandık, sıkıştık kaldık…

2024 olmadı, 2025 bereketiyle gelsin. İyi bir yıl olsun, rahat bir nefes alalım. Günler üstümüze çullanmasın.

Mutlu senelere…

SON DAKİKA HABERLERİ

Recep Genel Diğer Yazıları