Futbolun kuralları değil, renklerin çıkarları geçerli
Fenerbahçe-Rizespor maçında Olawoyin’in gördüğü ilk sarı kart için ‘yanlış’ algısı yaratıldı... BeinSports’taki Trio programında hakemin çok doğru karar verdiğini (aldatmaya yönelik eylem) söylediler; “Örnek bir uygulama” deyip hakemi kutladılar...
Aynı maçta penaltıda ve ikinci sarı kartında top oyundayken, Olawoyin’in Skriniar’ı ısrarla belinden tuttuğunu; kırmızı ile penaltının doğru olduğunu kanıtladılar... Ghezzal’ın direkt kırmızı kartında Rizesporlu oyuncu, hakeme “F… o..” dediğini, yani küfrettiğini bizzat açıkladı…
Sonuçta bakıyorsunuz, majör kararlarda hakemin pek de günahı yok...
Buna rağmen ortalık yıkıldı, kızılca kıyamet koptu... “Hırsızlar” denildi. “Maçı oradan aldı, buraya verdi” iddiaları ortalıkta uçuşuyor...
Gaziantep-Galatasaray maçında Sanchez’in penaltı pozisyonu var... Hakem yorumcuları dahil herkes ikiye bölündü… Trio “Penaltı değil” dedi. Ahmet Çakar ve Erman Toroğlu “Penaltı” dedi...
Bu penaltı tartışmasında futbol kamuoyunda herkes kendi renklerine, kendi çıkarlarına ne uyuyorsa, o görüşün yanında…
Galatasaray'ın golünde Sallai ofsayt pozisyonunda... Burada da ciddi görüş ayrılıkları oldu... “Kaleciyi kandırıyor, ofsayt” diyen de var; “Hayır kandırmıyor, bal gibi gol” diyen de…
Belki de herkesin kesin birleştiği tek konu; Sorescu’nun Sallai’nin bileğine acımasızca ve yaralayıcı biçimde basması... Kesin kırmızı karttı... Yardımcı hakem bile bu gaddar pozisyon için yüzünü buruşturdu, buna rağmen orta hakemi uyarmadı...
Maç sonrası elbette gene kıyamet koptu... İş ‘utan – utanma’ya kadar gitti...
Hakemler kötü, kabul ediyorum. Yabancı VAR’lar da yetersiz, belli oldu... Buna rağmen ‘sana göre - bana göre’ pozisyonlarda bile, yani hakemin yorumuna giren, gri sayılan pozisyonlarda bile, o pozisyonlara anlayışla ve objektif, futbolun kurallarına uygun yaklaşamıyoruz...
Oysa futbolun kuralları dünyanın her yerinde aynı. Biz hariç! Bizde futbolun kuralları değil, renklerin çıkarları geçerli... Çıkarına uyuyorsa, bu karardan daha doğrusu, bu hakemden daha iyisi yok... Çıkarına uymuyorsa, bu karardan daha yanlışı, bu hakemden daha kötüsü yok...
Bizde futbol kültürü sıfır... Hep birlikte sahada değil, tiyatroda oynuyoruz!
DÖRT SARI TARTIŞILIR, ÜÇ SARI TARTIŞILMAZ
Galatasaray'da sarı kart cezası sınırında olan dört futbolcunun dördünün birden sarı kart göreceği; cezalarını lig sonuncusu Adana Demirspor’a karşı çekecekleri konuşuluyordu…
Konuşulan oldu; ceza sınırındaki Muslera, Abdülkerim, Torreira ve Barış Alper sarı kart görüp cezaları duruma düştü… Sosyal medyada kıyamet koptu tabi...
Şunu söyleyelim hemen: Torreira ve Barış Alper bilerek ve isteyerek sarı kart görmedi… Bu iki futbolcuya sarı kartı maçın hakemi Kadir Sağlam yarattı...
Ancak Muslera ve Abdülkerim’in isteyerek, bilerek, düşünerek sarı kart görmeleri çok açık belli oldu... Elbette etik değil... Ama bunu kanıtlama şansın yok...
Sarı kart görüp cezalı duruma düşmeyi bir de tersten okuyalım: Galatasaray, Ajax maçına çıkarken Davinson Sanchez, Torreira ve Osimhen ceza sınırındaydı... İstesen olmaz, üçü birden sarı kart görüp cezalı duruma düştü... Adeta takımın omurgası çöktü... Galatasaray şimdi AZ Alkmaar maçına bu üç oyuncusundan yoksun çıkacak...
Peki buna ne diyeceğiz, bunun adını ne koyacağız?
FENERBAHÇE'YE OYUN LAZIM
Fenerbahçe, son 55 dakikayı 10 kişi, son 25 dakikayı 9 kişi oynayan Rizespor’u normal sürenin son dakikasında attığı golle ve zorlukla yenebildi... Yeni transferler ilk onbirde oynamasına rağmen, Fenerbahçe’nin oyununda çok da değişen bir şey olmadı...
Gördük ki Fenerbahçe’ye yeni futbolcudan önce, yeni bir oyun lazım... O da hızlı futbol...
Fenerbahçe'nin tek hızlı oyuncusu olan ve takımı ışık hızıyla rakip ceza alanına taşıyan Saint-Maximin, transfer işlemleri gecikince Napoli’ye gidemedi... Fenerbahçe’nin şansı varmış gidemedi! Bir anlamda “Eğri gemi, doğru sefer” oldu!
Fenerbahçe kendi alanında 10 pas yapıyor, 10 metre öne gidemiyor... Hiç olmazsa Saint-Maximin gibi bir 100 metreci takımda kalsın... Takımın bir tane de hızlı adamı olsun...
BEŞİKTAŞ'TA YANLIŞ HESAP
En iyi adamlarından biri, sağ ön oyuncusu Rashica... Beşiktaş en sağlam yerine Cengiz Ünder’i almaya kalktı! Aynı mevkide oynayan iki futbolcunun form durumuna baktığımızda Rashica, transferi istenen Cengiz’in fersah fersah önünde... O zaman bu transfere kim niyetleniyor, bu planlamayı kim yapıyor? Neyse yanlış hesap, Beşiktaş’ın Çekmeköy tesislerine varmadan bozuldu!
PROFESYONEL DÜŞÜNMEK
Fenerbahçe'nin galibiyet golünü atan En-Nesyri, sevinç için formasını çıkarınca sarı kart gördü ve cezalı duruma düştü... Tamam, kritik bir dakikada gol attın, sevincini abartman son derece normal ama bari formanı çıkarıp cezalı duruma düşme... Bunca yılın profesyonelisin, bunu da düşün artık...
GÖRÜLMEYEN GOLCÜ: PIATEK
Osimhen diyoruz, Banza diyoruz, Dzeko ve En-Nesyri diyoruz... Golcü olarak hep bunları anıyoruz... Oysa bu ligde yerden, havadan, karadan her topa vuran, vurduğunu gol yapan Başakşehirli Piatek var... Şimdiye kadar 18 golde ve bu ligde 25 gol atmaya en yakın oyuncu... Görün biraz.
2 PREMIER LİG GOLÜ
Gözden uzak olan, gönülden de uzak oluyor... Bu hafta atılan goller arasında ikisi var ki, gerçekten Premier Lig kıvamında... Belki de daha iyi... Bu toz dumanın arasında bu iki gol kaybolmasın, biz hakkını verelim:
- Adana Demirspor'dan Alioui'nin Kasımpaşa'ya attığı gol
- Bodrum'dan Fredy'nin Konyaspor'a attığı gol
TRT SPOR'A KUTLAMA
TRT Spor’un hakkını vermeliyim... Ya salı ya çarşamba akşamıydı... Şampiyonlar Ligi maçlarının tamamına canlı bağlanarak her maçın gollerini, önemli anlarını parça parça ekrana getirdiler... Bir maçtan diğer maça geçtiler ve stüdyodaki kadro ile maçları yorumlayarak, yararlı bilgiler vererek, o akşamki tüm heyecanı izleme şansını bize tanıdılar… TRT Spor’u yöneten Emre Kümes ve arkadaşları ile stüdyodaki yayın ekibini gönülden kutluyorum...