Suriye Alevileri
Tarihçi, hukukçu, devlet adamı Ahmet Cevdet Paşa’nın 1854-1884 yılları arasında yazdığı on iki ciltlik “Tarih-i Cevdet” eserinde Osmanlı merkezi idaresinin resmi görüşünü yazdı. Mesela:
Nusayrileri aşağılayıcı bir üslupla ele aldı. Ona göre, “medenileştirilmesi/ehlileştirilmesi” gereken “gizli ve sapkın” idiler!
Hedef, inançlarının düzeltilmesi/tashih-i akaid olmalıydı. Sünnileştirmek için köylerine-kasabalarına camiler-okullar yapılmalıydı. Vs.
Bu girişi yapmamın sebebi var; Suriye gelişmeleri konusunda Nusayriler niçin hiç gündeme gelmiyor/getirilmiyor? Niye yok sayılıyorlar?
İşin özü şu; dünden bugüne devlet, “yoldan çıktığını”, “yanlışa düştüğünü” sandığı “ötekini”/el-fırak ed-dâlle yok sayıyor! Aşağılamak için “rafizi”/“reddedenler” diyor… Esatlara düşmanlığın sebebi de bu düşünce…
Peki, bugün dahi “aşırıya kaçan/gulat görülen” Nusayri hakikati ne?
Öncelikle şunu belirteyim ki:
İslam ve Batı kaynaklarında “Nusayri” olarak kullanılan adlandırmaya soğuklar, kendilerini Alevi olarak tanımlıyorlar.
Müslümanlar Arap yarımadasından çıktıklarında farklı kültürler ile karşılaştı. İslam’a geçmek isteyenler Hz. Muhammet’in sahabelerinden ya da Arap aşiretlerinden birine yanaşıp/mevali oldular.
Nusayriler 9’uncu yüzyılda Irak’ta doğdu. İnanç kökleri; On İki İmam sistemine inanıyor ve Hz. Ali Naki ile oğlu Hz. Askeri’nin yakını Muhammet ibn Nusayr’a dayanıyordu.
Ya etnik kökenleri; Türk müydüler?
Nusayriler Türk kökenli
Gerek… Türk Dil Kurumu kurucularından ve bu kurumda ikinci başkanlık, Etimolojik ve Linguistik Filoloji Kolları Başkanlığı ile Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünde öğretim görevlisi olarak görev yapan Hasan R. Tankut…
Gerek… Hatay Devleti Hükümeti’nin Maarif ve Sıhhiye bakanlığı yapan yedi ciltlik “Mufassal Hatay” kitabını yazan ve Türkiye’ye katılımı için bizzat bölgeye giderek mücadeleye katılan Ahmet F. Türkmen…
Gerek… Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliği, Eski Eserler ve Müzeler genel müdürlüğü yapıp yaklaşık bin tarih makalesi yazan Mehmet Önder…
Gerekse… 1890’larda Antakya bölgesinde araştırmalar yapan antropolog Felix Von Luschan gibi bazı yabancı araştırmacılar…
Nusayrilerin Türk olduğunu yazdı.
O halde:
Aynı kola mensup Hatay’da yaşayanlara “Türk Alevi”, Lazkiye’de yaşayanlara “Arap Nusayri” denilebilir mi?
Türkler bin yıllar boyunca Şamanizm, Manicilik, Budhacılık, Mazdekçilik, Nesturilik, Musevilik, Hristiyanlık ve İslam gibi dinleri benimsedi.
İslam’a geçtikten sonra eski inanç kültürlerini Aleviliğe taşıdılar: “Tenasüh” (ruh göçü), “gaybet” (imamların ölmemesi), “ric’at” (geri dönüş), “hülul” ve “imamiye” (yaratıcı ruhun insanda bulunması), cem, saz, türkü gibi…
İbn Teymiyye gibi Sünni alimlerin çıkardığı fetvalar yüzünden Nusayriler “kafir” ilan edildi…
Özellikle Osmanlı’nın parçalanma sürecine girdiği 19’uncu yüzyıldan itibaren Nusayriler siyasi açıdan da günah keçisi muamelesi gördü. Örneğin:
Lazkiye gibi bölgelerde nüfusun çoğunluğunu oluşturmalarına rağmen bölge meclislerinde temsilcileri yoktu. Hama gibi yerlerde Nusayrilere şeriat mahkemelerinde yararlanma gibi hukuki haklar da verilmedi. İslam’da “mürted” (dönme) olarak görülen Nusayrilerin kanuni hiçbir kazanımı yoktu…
Osmanlı, Nusayrilerin Türk olup olmadığını hiç umursamadı bile…
Bugün farklı mı?
Alevi-Türk kartı
Osmanlı’da Nusayrilik rakibini kötüleme aracı olarak kullanıldı. Yazıya girişi Ahmet Cevdet Paşa ile yaptım, örneği ondan vereyim:
Rakip gördüğü Keçecizade Fuat Paşa’nın Antakyalı eşinin Nusayri olduğunu belirtip -kulaktan dolma dedikodular ile- aşağılayıcı ifadeler kullandı: “Bu grup taife (ahlâkı) önemsememektedir.”
Oysa Fuad Paşa, babası ve kayınvalidesi gibi Galata Mevlevîhânesi postnişini Kudretullah Efendi’ye, eşi ve ailesi ise Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Osman Efendi’ye bağlıydı...
Bu can sıkıcı tarihi örnekleri şu sebeple veriyorum:
Bugün Suriye’de yeniden yapılanma var ve gündemde sadece Sünni Araplar ve Kürtler var. Ancak.
Daha önce yazdım; Çerkezler yok. Ve, Nusayri/Alevi Türkler yok. Esatlara yönelik kindarlığın altında Nusayri/Alevi düşmanlığı var!
Türk’ün Türk’e düşmanlığı sırf cahillikten mi kaynaklanıyor?
Fransa işgal döneminde Nusayri Devleti (Devlet el-Aleviyyun) bile kurdu. Hiç mi ders çıkarmıyoruz?
Türkiye’nin elinde güçlü Nusayri/Alevi Türk kartı var, bunu neden kullanmıyor?
Tarihi ezberlerden kurtulmak şart.
Unutmayınız ki; Osmanlı askeri ve bürokrasisi içinde -kendilerini saklayan-
Antakyalı Kara Mehmet Paşa ve Kilisli Emin Vahit Efendi gibi Nusayri Aleviler de
vardı.
21’inci yüzyılda tarihi ön yargıları yıkmak gerek…
Nusayriler bizim öz kardeşimizdir.