Hacı yatmaz!

Adı Ahmet Mahmut Ünlü...

Ama siz onu Cübbeli Ahmet Hoca olarak biliyorsunuz... Pek meşhur; televizyonlarda yaptığı “fetva şovlar”, millete sattığı “dini” ürünler, satılık dairelere verdiği “caizdir” fetvalarıyla tanınıyor...

-Bir de bikinili hatunlarla bindiği “jet ski” ile!

Haliyle pek ünlü, bir o kadar da eğlenceli bir hoca tabii… On parmağında on marifet olan bu muhterem hoca efendinin her nedense başı dertten bir türlü kurtulmuyor; daha geçenlerde göğsünü gere gere şeriatçı olduğunu açıklayan cüppeli hazret, üç ay kadar önce de saldırıya uğramıştı…

İstanbul İkitelli’deki bir dernekte katıldığı sohbet sonrasında cemaatin dua istemesi üzerine ilmini konuşturmaya hazırlanırken, bir kendini bilmez tarafından müstehcen sözlerle boğazını sıkılarak darp edilmişti… Allah’tan korumaları müdahale etmişti de bu renkli şahsiyetin hayatı kurtulmuştu…

Yanmaz kefen Hz. Muhammed’in terliği!

Bu “din alimi” sıfatlı muhteremin mütedeyyin vatandaşlara kakaladığı, pardon pazarladığı “çok İslami” ürünlere gelince, işte orada durun; çünkü abdestsiz ağzınıza alırsanız çarpılırsınız vesselam!

-Örneğin “yanmaz kefen” Ne işe yarıyordu? Kabir azabından koruyordu!

Cübbeli Ahmet Hoca Ürünleri adıyla ve muhteremin fotoğrafıyla satışa sunulan ve hediyesi 250 Törkiş lira olan bu muazzam kefenin özellikleri şöyle açıklanıyordu:

-Ölünün kefenine yazıldığında ya da bir kâğıda yazılıp kefenine konulduğunda veyahut ceylan derisine yazılıp kefen içine konulduğunda meyyiti kabir azabından vesair sıkıntılardan kurtaracak ismi şerifler.”

“Yuh artık bu kadar da olmaz” tepkileri üzerine “valla benim ilgim yok” diyen Cübbeli muhteremin sohbetlerinde “yanmaz kefeni” anlattığı, hatta satın almak isteyenlere adres verdiği de görüntüleriyle ortaya çıkmıştı!

-Bir diğer “pek İslami” ürün, “Nal-ı Şerif!” ti yani Hz. Muhammed’in giydiği sandalet!

Türkçesi, bildiğiniz terlikti! Bu müthiş ürünün seri üretimine başlayan Cübbeli, cemaatine verdiği vaazlarda, Peygamber Efendimizin, bu terliği giyenlerin rüyasına teşrif ettiğini söyledikten sonra diğer özelliklerini de şöyle anlatıyordu:

-Azgınların saldırısından, düşmanların galibiyetinden, şeytanların şerrinden, sihir ve büyülerin ulaşmasından emin olur!”

Nal-ı Şerif’in, maliyeti 130 Törkiş lira olarak açıklıyordu. Hediyesi ne kadara patladı derseniz bilmiyorum!

Fetvayı verdi: Birkaç daireyi kaptı!..

İşte bu muhterem, 2011 yılında, “nitelikli dolandırıcılık”, yurtiçi ve dışında on binlerce kişinin parasını iç etmek suçlarından hapis yatan “Jet Fadıl” ismiyle bilinen Fadıl Akgündüz’ün Caprice Gold projesinin temel atma törenine katılmış, dualar etmiş ve fetva vermişti:

-Buradan yer almak caiz midir? Ben size fetva veriyorum, caizdir. Önceden kira almanız da helaldir. Bunları internette yayınladık. Fetvanın detaylarını da anlattık. En son İsmailağa Fıkıh Heyeti ile de görüşerek, her dört mezhebe de uygun hale getirdik. Ben sana al, alma demiyorum. Emlakçılık yapmıyorum. Fetva soruyorsan, hocalık yapıyorum. Caizdir diyorum.

Ehh, fetvayı da alıp “eşeği sağlam kazığa bağlayan” ahali de açtı keseyi, Jet Fadıl’a akıttı paracıkları... Sonra ne mi oldu. Her zaman olan; paralar buharlaştı, Caprice Gold yattı… Fadıl Efendi ise yakayı kurtaramadı, hapishanenin yolunu tuttu! Pekii, “Din alimi” muhterem ne yaptı dersiniz?.. Dolandırıldığını anlayan cemaat “sen vesile oldun” diye sıkıştırınca, hiç utanıp, sıkılmadan aynen şu açıklamayı yaptı:

-Ben yer alın demedim ki, sadece fetva soranlara “caizdir” dedim! Dünya işinden anlamam. Adamın yanında sözüm var; sen bunları duymayıp enayilik ettiysen ben de enayilik ettim...

Dünya işinden anlamadığını söyleyen muhteremin kapanış cümlesi ise herkesin, özellikle mütedeyyin yurttaşların kulağına küpe olacak cinsten:

-Benim de birkaç dairem gitti!

Dünya işinden anlamadığını söyleyen muhterem, demek ki, aynı projeden “birkaç” daire birden almıştı! O halde sorulması gereken soru şuydu:

-Kaça aldın hoca? Ne kadar indirim aldın? Çık ortaya ya da kamera karşısına göster makbuzlarını, delillerini...

Yoksa daireleri “fetva” karşılığı aldığın suçlamasından hoca efendiyi “yanmaz kefen”,

“Nal-ı Şerif” dahi kurtaramaz diye düşünmüştük biz faniler ancak bu açmazdan da yırttı Cüppeli! Yıllar önce bu becerikli zat ile ilgili bir soruya iki sözcükle yanıt vermiştim:

-Hacı yatmaz!

SON DAKİKA HABERLERİ

Ümit Zileli Diğer Yazıları