Herkes hak ettiği kadar!
Fenerbahçe ile başlayalım... Sarı-Lacivertliler golü yiyene kadar da sonrasında da sahadaki daha iyi takımdı. Mert Hakan ve Szymanski’nin eforlu oyunları, Dzeko-En Nesyri ikilisini ileride rahatlatırken temsilcimiz eksik savunma hattına rağmen güven veriyordu.
Yenilen ilk gol Yusuf’un tecrübesizliğine, ikincisi de Fred’in şanssızlığa bağlanabilir. Ancak futbolu biliyoruz. Golcülerin atıyor ama taç atışından gol yiyorsan kazanmayı hak etmiyorsun demektir. Halbuki geriye düştüğünde de Fenerbahçe sahadaki daha iyi takımdı.
Ve günün sonunda bu sonuç seni 24’üncü yapıyorsa, bunu kabul edip önüne bakacaksın. Skor şansı Fenerbahçe’nindi. Kazanacak kadar değil ama turu alacak kadar oynadılar.
Rafa’nın çıkması
Beşiktaş'a geçersek, futbol adına bu denli aciz bir takım görmek ülkenin özeti gibi... İş lafa gelince çok büyük kulüpsün ama sahada yoksun! Biraz koşan, fizik gücü olan ve boşa pas atabilen yani futbolun ABC’sini yapan tüm Kuzey Avrupa takımlarına karşı dökülen bir ülke futbolu... Yıllardır harcanan paraların karşılığının işte bu!
Rafa Silva’nın çıkmasıyla birlikte Solskjaer, ‘turu biz geçemeyiz belki rakipler güzellik yapar’ dedi. Tabii ki olmadı böyle bir şey. Dalga dalga gelen, golü çoktan hak eden Twente basit bir hatanı sonuçlandırdı.
Evet; bugün üç takımımız da hak ettikleri sonuçları aldı.
TEŞEKKÜRLER!