Bazıları için sessizlikle dolu geçen randevular, işkence verici derecede tuhaf geçebiliyor. Ancak yeni bir araştırma bunun bazı durumlarda çiftlerin işine yarayan bir şey olduğunu gösteriyor.
Reading Üniversitesi’nden araştırmacılar, farklı sessizlik türlerinin çiftleri nasıl etkilediğini inceledi.
Dört çalışmada katılımcılara ilişkilerinde deneyimledikleri sessiz dönemler hakkında neler düşündükleri soruldu. Bazıları bu sessizliği neyin tetiklediği hakkında yazarken, diğerleri de geçmişte kötü biten ilişkilerinde sessiz geçen bir dönemi anlattı.
Verilen detaylar arasında sessizliğin sıklığı, bu süreçte hissettikleri ve ilişkileri hakkında neler hissettikleri vardı.
HİSSEDİLEN DUYGUYA GÖRE DEĞİŞKENLİK GÖSTERİYOR
Analizler insanların sessizliği nasıl yorumladıklarına bağlı olarak farklı duygular hissettiklerini gösterdi. Örneğin bir çift sessizliği endişe verici ya da düşmanca görüyorsa, ortaya daha olumsuz duygular çıkabiliyordu.
Ancak sessizlik tam tersine doğal ve rahat bir his veriyorsa ilişkiden duyulan tatmin ve olumlu duygular da artıyordu. Bu rahatlık hissi veren sessizlikler mutluluk ve heyecandan ziyade sakinlik ve huzurla ilgiliydi.
Motivation and Emotion dergisinde yazan araştırmacılar “Partnerlerin paylaştığı sessizlik zengindir ve romantik ilişkilerin yardımcı oyuncusudur” dedi.
YAPICI DA OLABİLİR, YIKICI DA
“Romantik çiftler arasındaki iki etkileşimi düşünün: Bunlardan birinde birbirlerinin gözlerinin içine bakarak içtenliği ve karşılıklı anlayışı paylaşıyorlar. İkincisindeyse yargılayıcı bir tavırla hoşnutsuzluklarını gösteriyorlar” denen çalışmanın devamında şöyle yazıyor:
“Her iki durumda da hiçbir şey söylenmemesine rağmen iletişim kurulmuş oluyor. Bireylerin paylaştığı sessizlik çok fazla şey anlatabilir. Samimiyeti de anlatabilir, samimiyetsizliğin eksikliğini de…”
Bu açıdan araştırmacılar sessizliğin duruma bağlı olarak “yapıcı” ya da “yıkıcı” olabileceğini öne sürüyor.