Dilerseniz "Stoke 2.0" deyin, dilerseniz başka bir isim takın ama Mikel Arteta'nın Arsenal'i, duran toplarda tam anlamıyla durdurulamaz bir hale geldi. Bu başarının arkasında duran toplar koçu Nicolas Jover'in büyük bir etkisi var.
Geçtiğimiz sezonun başından bu yana duran toplardan tam 30 gol bulan Arsenal, bu sezon attığı gollerin beşte birinden fazlasını kornerlerden çıkardı.
Şampiyonluk yarışında bu üstünlüğün önemli bir fark yaratması işten bile değil.
Peki, Arsenal’i kornerlerde bu kadar etkili kılan sır ne? Taktik uzmanı Dean Scoggins, 'Gunners’ın bu başarısının şifrelerini çözmek için The Sun'a derinlemesine bir inceleme yaptı.
ÜÇ KRİTER: TETİKLEYİCİ, ZAMANLAMA VE TRAJEKTÖRİ
Arsenal’in duran toplarda kullandığı milimetrik hassasiyet dikkat çekici. Kornerlerde ilk hareket genellikle Declan Rice ya da Bukayo Saka'nın elini kaldırmasıyla başlıyor. Bu, planın ilk işareti.
El hareketini takiben gelen iki saniyelik bekleme, arka direkte dizilen oyunculara doğru pozisyon almaları için zaman kazandırıyor.
Sonrasında ise topun yörüngesi devreye giriyor. Rice daha düz ve ön direğe doğru keskin vuruşlar tercih ederken, Saka daha yüksek ve arkaya doğru kıvrımlı toplarla fark yaratıyor.
TRAJEKTÖR NEDİR?: Trajektör; sözcük anlamıyla, havada iki nokta arasında hareket eden bir cismin, çevresel etkilerle belirlenen yolunu ifade eder. Ancak bu kavram, teknik alanlarda daha özel bir anlam kazanır. Silah teknolojisinde, mermi çekirdeğinin kovanı terk ettikten sonra izlediği yol, "trajektör" olarak tanımlanır. Bu yolculuk, çekirdeğin parçalanmasına kadar devam eder. Trajektör, sadece fiziksel bir seyir değil, aynı zamanda birçok değişkenin bir arada çalıştığı bir sistemdir.
YAPBOZUN PARÇALARI
Arsenal’in kornerlerdeki başarısının sırrı, tüm oyuncuların kusursuz bir uyum içinde hareket etmesinde yatıyor. Bölgedeki herkesin net bir görevi var.
Arka direkte bulunan oyuncular, ön direğe doğru hareket ederek savunma hattında bir kafa karışıklığı yaratıyor. Bu sırada, savunmacılar arasında oluşan boşluklara birer "kilit oyuncu" yerleştiriliyor.
Bu strateji, ön direkteki oyuncu topu ıskalasa bile, Arsenal'in o noktada bir başka atlayıcıya sahip olmasını sağlıyor. Sonuç? Rakip savunma oyuncuları için bu sistemi durdurmak neredeyse imkansız hale geliyor. Jurrien Timber’ın Manchester United’a attığı gol, bu taktiğin kusursuz bir örneği.
KAOS YARATICISI
Arsenal’in her kornerde rakiplerini çaresiz bırakan bir diğer detayı ise, sürekli boş bir adam yaratabilmeleri.
Manchester United, bu boş oyuncuyu etkisiz hale getirmek için kalecinin etrafında bir "güç alanı" oluşturmayı denedi. Ancak Arsenal’in "kaos yaratıcısı", kalecinin görüş alanına koşarak onun doğru zamanlamayla müdahale etmesini engelledi.
Genellikle ön direğe koşan bir oyuncu, ilk savunma oyuncusunu topun altından uzaklaştırıyor ve bu sırada "yapbozun zıplayan parçaları" gol için sahneye çıkıyor.
BU SİSTEMİ DURDURMA YÖNTEMİ
Arsenal’in bu ustaca düzenlenmiş korner planını durdurmak oldukça zor. Ancak bazı takımların denediği stratejiler var.
Manchester United, ön direkte iki oyuncu yerleştirerek bu düzeni bozmaya çalıştı. Ancak Bruno Fernandes ve Rasmus Hojlund, görevlerini yerine getirmekte yetersiz kaldılar. Fernandes, topun altına girerken başarısız oldu; Hojlund ise yanlış pozisyonda kaldı. Bu da Arsenal'in işini kolaylaştırdı.
Uzmanların rakip savunmacılara tavsiyesi; ön direğe yerleşin, sabit kalmayın ve topa cesurca saldırın. Pozisyon almak için beklemek, Arsenal gibi bir takım karşısında ölümcül bir hata olabilir.
KORNERLERE İZİN VERMEMEK
Elbette Arsenal’i bu kadar etkili kornerler kullanmaktan alıkoymanın en kestirme yolu, onlara korner kazandırmamaktan geçiyor. Ancak bu da oldukça zor bir görev.
Stoke City’nin meşhur 'Rory Delap' döneminde, bazı kaleciler topu dışarı göndererek taç yerine korner kullanmayı tercih etmişti. Ancak Arsenal, korner yaratmak için pek çok fırsat üretiyor.
Rakipler için belki de en iyi seçenek, Arsenal’in geniş alandan gelen ortalarına daha fazla izin verip, savunma ve kalecilerin bu toplarla daha iyi başa çıkmasını sağlamak olabilir.