Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bugün Bartın'daki Ulus Adalet Sarayı Temel Atma Töreni'ne katıldı. Törende konuşan Tunç, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras'ın açıklamalarına tepki gösterdi.
"Dün iş adamlarının oluşturduğu bir dernek, maalesef sicilinin de bozuk olduğunu hepimiz hatırlıyoruz. 28 Şubatlarda o beşli çetenin içinde nasıl bulunduklarını, darbecilere ve vesayetçi anlayışa nasıl destek verdiklerini dün gibi hatırlıyoruz. Maalesef dün genel kurullarında yapmış oldukları talihsiz açıklamalar hukuk devletiyle bağdaşan açıklamalar değildir" diyen Tunç hiç kimsenin mahkeme ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını söyledi.
"Hem diyorsunuz ki, ‘Suç vardır ya da yoktur, neden böyle soruşturmalar yapılıyor?’ Suç varsa değerlendirecek olan tarafsız ve bağımsız yargıdır, ona yargı karar verir" diyen Tunç herkesin yargı bağımsızlığına dair hassasiyeti koruması gerektiğini ifade etti.
'YARGIYI YÖNLENDİRME ÇABASI'
Bakan Tunç şunları söyledi:
"- Maalesef son zamanlarda yargının yürüttüğü soruşturma ve kovuşturmalar üzerinden adalet sistemimize yönelik, yargı teşkilatımıza yönelik sözlü saldırıların arttığına şahit olmaktayız. Dün de geçmişte de vesayetçi anlayışın yanında duran, sicili bu anlamda kötü olan bu iş adamları derneğinin yöneticisinin ifadelerini kabul etmek mümkün değildir. Milletimiz de bundan rahatsız olur.
'BUNLAR ESKİ TÜRKİYE'DE KALMIŞLAR'
- Yargı bağımsızlığını hedef alan bu sözleri reddediyoruz. Yürüyen soruşturmalarla ilgili ‘Hem suç vardır, hem yoktur.’ Ya vardır ya yoktur. Söyledikten sonra eleştiriye devam etmenin gerçekten bir mantığı yoktur. Bu sözler yargıyı, hukuk devletini hedef alan, yargıyı ve siyaseti yönlendirmeye çalışan söylemler olduğunun ve artık bunların eski Türkiye’de kaldığını söylüyoruz. Bunlar hala eski Türkiye’de kalmışlar maalesef.
- Sivil toplum kuruluşları görüşlerini sonuna kadar açıklayabilir, özgür bir ortam var ama bu açıklamayı yaparken Anayasamız ve kanunlarımız çerçevesinde de yürüyen soruşturmalarla ilgili yargıyı etkilemeye yönelik beyanlardan kaçınmak gerekir. Bu sözlerin eleştirinin ötesine geçen, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabası olduğunu görüyoruz.
'KİMSE KENDİNİ MİLLET İRADESİNİN ÜSTÜNDE GÖREMEZ'
- Yürüyen soruşturmaları etkileme çabası olduğunu görüyoruz. Bu hukukun üstünlüğüne zarar veren bir tutumdur. Yargı süreçleri üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi yargıyı etkilemeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Türkiye, eski Türkiye değildir. Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride kaldığını hala olduğunu az da olsa görüyoruz.
- Şunu bilmelidirler ki onlar, hiç kimse veya hiçbir kuruluş kendisini millet iradesinin ve hukukun üstünde göremez. Hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden milletimizin asla şüphesi olmasın. Milletimiz adına yargı karar verir ve çalışmalarını fedakarca sürdürür.
'HUKUK GÜVENLİĞİ TAHKİM EDİLDİĞİ İÇİN YATIRIM ORTAMI GELİŞTİ'
- İş adamları 22 yıl önceki Türkiye’deki yatırım ortamıyla bugünkü yatırım ortamını kıyasladığımız zaman arada dağlar kadar fark vardır. Türkiye’deki hukuk düzeni ve güvenliğinin tahkim edilmesi sayesinde bu yatırım ortamı gelişmiştir ve gelişmeye devam etmektedir.
- Eğer Türkiye’de yatırım ortamı gelişmeseydi, hukuk güvenliği sağlanmasaydı bugün gerek ihracatta, gerek yabancı sermayenin ülkemize çekilmesinde bu denli başarı sağlanabilir miydi? Bu güven ortamı sayesinde 2002’de 36 milyar dolar olan ihracatımız, bugün 260 milyar doların üzerine nasıl çıkmıştır? Türkiye’deki üretim, yatırım ortamı, hukuk güvenliği olmasa üreticileri organize sanayi bölgelerini fabrikalarla doldurabilir miydi? Bunu en net görecek olan iş adamlarımızdır, sanayicilerimizdir ve görüyorlar ve özellikle o söylemleri tasvip etmeyen geniş bir sanayici kitlesi var."