Aytunç ERKİN / NEFES
Tarih 11 Eylül 2001... Dünya, ABD’de yaşanan İkiz Kule saldırısının ardından ‘Bush Doktrini’ denilen bir kavramla tanıştı. ABD Başkanı oğul George W. Bush, 21 Mart 2002’de “Dünyayı daha barışçıl ve özgür yapmak için fırsat kaçırmayacağız” dedi. Yine Bush, ABD Kara Kuvvetleri’ne subay yetiştiren Amerika Birleşik Devletleri Askeri Akademisi’nde (West Point) şöyle konuştu: “Amerika, pazarlığa tabi olmayan, ahlaki yükümlülüklerin yönlendirdiği ilahi bir ulustur.” Doktrin de buna göre şekillenmişti: “Ön alıcı vuruş, önleyici savaş…” Yani… Bir eylem gerçekleşmeden önce, hedef ülkenin tehdit yeteneği kazanmadan tehdidin kaynağına yönelik yapılan müdahale önleyici saldırı!
ÖNLEYİCİ VURUŞ!
Neden “11 Eylül 2001”le başladım? Soner Yalçın’ın kumpas davası Ergenekon’u anlattığı Samizdat kitabında yer alıyordu. “Preventive strike/önleyici darbe” üzerinden Irak’a savaş açan ABD’nin “önleyici tehdit” üzerinden yarattığı ‘yeni suç türü’ydü bu! Ergenekon hukuku da “önleyici vuruş” üzerinden şekillenmişti. Gelelim “Balyoz” kumpasına.
Hatırlayın… 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı’nda bir seminer gerçekleşti. Seminer, Türkiye’nin saldırıya maruz kalması durumunda askerin nasıl savunma yapacağını konuşuyordu. 10 yıl sonra FETÖ’nün yayın organı Taraf Gazetesi kendilerine “bavulla” gelen sözde belgeleri manşet yaptı, 11 Şubat 2011 günü 163 subay hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Bir yıl sonra da 325 asker mahkum edildi. 273’ünün cezası da onandı. Delillerinin sahte olduğu kanıtlanan Balyoz’da yeniden yargılama kararı çıktı. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin “Hak ihlali” kararı üzerine yeniden yargılama yapılan Balyoz Ana Davası’nda 31 Mart 2015 tarihinde, “Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” nedeniyle sanıkların beraatına karar verdi. Beraat kararının ardından gerekçeli kararın yazımı 36 günde tamamlandı. 6 Mayıs 2015 tarihli gerekçeli kararında aşağıdaki hüküm yer aldı: “Plan seminerinde Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo’da (OYTS) oynandığından, yukarıda belirtilen yerleşmiş Yargıtay kararları doğrultusunda seminerde yapılan konuşmalar bir bütün olarak ele alınıp suç tarihinde yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirme yapıldığında sanıkların atılı suçları isledikleri yönünde bir sonuç ve kanaate varılamamıştır.”
CEZA YAĞDIRDI
Yargıtay, “hayır” dedi. Herkesin beraatını onarken; Çetin Doğan’ın da aralarında olduğu 7 askerin ‘suç için anlaşma’dan ceza almasını istedi. Geçen yıl, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi; Çetin Doğan’a 6 yıl 8 ay, Behzat Balta’ya 5 yıl 10 ay, Mehmet Kaya Varol ve İhsan Balabanlı’ya 5 yıl 5 ay, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç’a 5 yıl hapis cezası verdi.
Ve tarih 20 Mart 2025.
Balyoz kumpas davasında, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 6 asker için verilen cezaları onadı. 3. Daire’nin kararında deniliyor ki:
“… İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24 Mart 2023 tarihli kararı ile sanıklar hakkında suç için anlaşma suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu belirlenerek yapılan incelemede… Demokratik bir toplumda kabullenilmesi ve katlanılması mümkün olmayan ve TSK’nın görev, yetki ve sorumlulukları ile bağdaşmayan, doğrudan hükümeti cebren ıskata yönelen içerikte konuştukları… Hükmün onanmasına…” Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sanıkların bu suçu işlemek için bir araya gelip konuştuklarını iddia ediyor. Peki ya “suç işlendi mi?” Hayır! Alın size “11 Eylül hukuku”!
28 Şubat davasından da hüküm giyen Çetin Doğan geçtiğimiz yıl tahliye edilmişti.
SAVUNMAMI OKUSUNLAR
Son gelişmeyi NEFES’e değerlendiren Çetin Doğan Paşa, uzun uzun kanun maddelerini anlattıktan sonra, avukatlarının Yargıtay Ceza Kurulu’na başvuracağını söyledi. Doğan Paşa, “Balyoz ve gerçekler” savunmasının herkes tarafından bir kez daha okunmasını da istedi.